Top
Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

28/07/2020

AFGANİSTAN’DA YANILGI

1978’de Sovyetler, Afganistan’daki tarafsız hükümeti devirip, komünist yanlısı bir hükümeti iş başına getirdi. Ülkede, müslümanların öncülük ettiği bir direniş hareketi başladı. Sovyetler, bu direnişin ABD destekli olduğu görüşünde idi. Aslında, yeni Afgan hükümeti tarafından aldatılmışlardı. Direnişçilerin at, motosiklet ve tüfekten başka silahları yoktu.

Yeni hükümetin daveti üzerine Afganistan’a giren Sovyet ordularının ilk işi, kendilerini davet eden mevcut hükümeti devirmek oldu. Bu kez de, Afgan hükümeti, Sovyetlerin kendilerine yardım edeceğini düşünüp, aldanmıştı.

Sovyetler, Afganistan işgalinin ardından İran’a nüfuz edip, sıcak denizlere ulaşmak istiyordu. Bu sırada, İran’da da şimdiki İslam Devleti kurulmuştu.

ABD önce Sovyetler’e ticari ambargo koydu; sonra da Afgan direnişçilere yardım etmeye başladı. 1988’de 100.000 askerinden, 20.000’ini kaybeden Sovyetler, Afganistan’dan çekilmek zorunda kaldı. 1.5 milyon Afganlı da hayatını kaybetti. Sovyetlerin kurduğu yeni hükümet de 1992’de çöktü.

Pes etmiyorlar

Sovyetler, bir türlü pes etmeyen Afgan direnişçiler karşısında kazanamayacaklarını anladılar. Afganistan’ı işgal edebileceklerini sanmış ama aldanmışlardı. Sovyetler’in Afganistan’daki yenilgisi, ABD’nin Vietnam’daki yenilgisinden beterdi. Çünkü, ABD Vietnam’da istediği bazı şeyleri gerçekleştirmiş; komünist rejimlerin diğer ülkelere yayılmasını engellemiş ve oradaki gerilla direniş örgütü Viet Kong’u yok etmişti.

İnsan hakları

Sovyetler, 1967’deki İsrail-Arap savaşı sonrası ülkesindeki Yahudileri tutuklamaya ve çalışma kamplarına (Gulaglar) sürmeye başladı. Kaçmak isteyen Yahudilere müsaade edilmedi. Gulaglarda, insanlara az bir yemek ve giysi verilip, ölesiye çalıştırılıyorlardı.

Rusya’ya giren her yabancı takip ediliyor ve telefonları dinleniyordu. Rus yazar Alexandr Solzhenitsyn, romanında hükümet aleyhinde eğilimler olması nedeniyle, esir kampına gönderildi.

Tutuklanıp KGB binasına girenden bir daha haber alınamıyordu. Bunların bir bölümü akıl hastanelerine gönderiliyor; burada işkence yapılıyor ve çoğu öldürülüyordu. Bu nedenle, Dünya Psikiyatri Birliği, Sovyet hastanelerini üyelikten çıkarttı.

Bombanın insanlık için zararlı olacağı görüşünü açıkladığı için Sovyet hidrojen bombasının mucidi Andrei Sakharov’un bile, Gorkiy şehrinden çıkması yasaklandı. Hatta, 1975 Nobel Ödülü’nü kazanan Sakharov’un ödülünü almak üzere Stockholm’a gitmesine izin verilmedi.

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları