Top
Uzay Gökerman

Uzay Gökerman

uzaygokerman@yahoo.com

15/01/2021

Pelkas-Ozan futbolu eksikliği

Erzurumspor maçı ile ilgili yazımı okumuş olanlar hatırlayacaktır, orada Fenerbahçe’nin 4’te 4 yaptığı karşılaşmalarda, birer defa forma şansı bulan 3 futbolcuyu bir kenara ayırırsak 12 futbolcu ile ilk onbir kurup oynadığının altını çizmiştim.

O 12 futbolcu arasında, Harun’u ayırarak soruyorum, dünkü Kupa maçında kadroya giren; Lemos, Ferdi, Cisse, Samatta var mıydı?

Hayır.

Serdar Aziz’in sadece bir maç oynadığını da belirtmek gerekiyor.

Fenerbahçe’nin sorunlarını çözdüğü ve iyi futbol sergilediğini söylemek zor olsa da “kazanan bir oyunu sahaya yansıttığını” önplana çıkarmak doğru bir yorumdur.

Erol Hoca sahaya takımın neredeyse yarısını değiştirerek yaptığı bir rotasyon ile çıktı.

Sezon başında Caner merkezinde bir oyun bilgisi ile oynayan takım, Gaziantep FK yenilgisiyle birlikte orta alanda Pelkas-Ozan futbol tercihi ağırlığına kaydı.

Orta alan futbolu organizasyon merkezli olduğu için bunun ilerleyen zamanda Fenerbahçe’nin güçlü bir oyun planına dönüştürme potansiyeli taşıdığını da söyleyelim.

Pelkas-Ozan ikilisinin orta alandaki en büyük hücum desteğini de öncelikle Sinan, sonra da Mert Hakan veriyor.

Dünkü Kasımpaşa maçında ilk ikisi sahada yoktu, diğer ikisinin bu rolü üstlenmeye çalıştığını gözlemledik.

Bir kere sahada kaldığı süre boyunca şu görüldü ki Sinan Gümüş formanın sahibi olduğuna ve takımın sorumluluğunu taşıdığına inanmış ve anlamış; o özgüven ile oynadı. Sakatlanması talihsizdi, umarım uzun süreli değildir.

Sakatlıklardan söz açılmışken, 1978’den bu yana takip ettiğim futbolumuzda Ocak ayında bu kadar çok maç oynandığı bir dönem hatırlamıyorum. Mesele Ocak ayında top oynamak değil tabii, üst üste bu kadar mücadeleye dahil olmak.

Takımlar sınırlı kadrolarıyla bu tempoyu kaldırmada zorlanıyorlar ve peş peşe sakatlıklar geliyor. Erzurumspor bunu 3 gün önce sahasında yaşadı.

Mart ayının yarısına kadarki sürede bu maç trafiğinin aynı şekilde devam edileceği hesaba katılırsa ayakta kalmayı başaran takımın Milli maç arasından sonra kopup ipi göğüsleme ihtimali olduğu tahminini yapabiliriz.

34 haftalık lig maratonunda sezonun ilk yarısı sonuçlandığında geriye kupa eşleşmeleri hariç 17 maç kalırdı. Oysa daha 22 karşılaşma var, demek ki 5 maç fazladan oynuyor takımlar; üzerine de Kupa randevuları... İşte o zorlu seri burası.

Sadece fiziksel dayanıklılık değil, mental olarak da ayakta kalmaktan söz ettiğimi belirtmek istiyorum.

Sinan Gümüş’ün sakatlığı fiziksel dayanıklılığa bir örnekse Mert Hakan’ın gördüğü kırmızı kart da mental sağlamlık testidir.

Yine lafı gelmişken ifade etmeliyiz; Aytaç Kara’nın attığı çifteyi görmeyen VAR’ın televizyon başında ne yaptığına dair bundan daha iyi sorgulaması olamaz sanırım. Bu başka bir şey. Hiçbir gerekçe ile veya değişen oyun kurallarıyla açıklanamaz.

Fenerbahçe dünkü maçı öyle ya da böyle, Caner anahtarıyla çözmesini bildi.

Kesinlikle, iyi futbol oynadığını söylemek zor. Ama mücadele ediyor, rakibini bezdiriyor. Az önce yaptığım yorumla çelişecek gibi olsa da Mert Hakan gördüğü kırmızı kart bile kuyruğunu dik tutan bu mücadeleye çarpıcı bir örnektir.

Fenerbahçeli futbolcuların kaybettiği maçlarda rakibinin oyununa her anlamda boyun eğdiği, kabullendiğini yazmıştım.

Artık öyle değil, gücü, yeteneği çerçevesinde direniyor oyuncular, bu da sonuca yansıyor. En azında Fenerbahçe kalesi tehditten uzak kalıyor.

Oyundan çıktıktan sonra Erol Hoca, Ferdi’ye uyarılarda bulundu. Ferdi de maç sonundaki açıklamalarda sanki hatalarının farkındaymış gibi değerlendirmelerde bulundu.

Ferdi biraz önce tanımını yapmaya çalıştığım o mücadeleci futbolcu modelinden uzak duruyor. Bunun nedenlerini saha içinde anlamak mümkün değil. Konu kulübe yönetimi ile futbolcu arasında ve eğer bu diyalog sadece maç sırasında oluyorsa önemli bir sorun demektir.

Ferdi, oyun zekası en yüksek futbolcu bana göre ama hem güçsüz hem kopuk çoğunlukla da isteksiz görünüyor.

Kalabalık ve kenarda forma bekleyen takımlarda bazen böyle sıkıntılar yaşanabilir, bunu çözecek teknik yönetimdir.

Ferdi mutlak surette bu oyunun bir parçası olarak kalabilmelidir.

Samatta'nın gol atması önemliydi. Bu oyuncu Fenerbahçe'nin önemli hücum silahıdır. Mutlak surette oyuna inandırılmalı ve mental olarak güçlü tutulmalıdır.

Hem Ferdi hem Samatta için işin yarısı kenardaki iradedeyse, diğer yarısı da oyuncularda bitiyor.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp