Top
Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

16/11/2020

ABD’yi gerçekte kim yönetiyor?

Görevini bırakacağı açıklanan ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, “Suriye’den asla asker çekme olmadı” sözleriyle ABD Başkanı’nı nasıl uyuttuklarını kandırdıklarını çok net itiraf etti. Esip, gürleyen Trump asker çektik diyor sayı veriyor ama Başkan’ı dinleyen ya da kararını uygulayan, daha doğrusu takan yok... Aslında buna benzer başka olaylar da var. Örneğin Trump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yaptığı bir telefon görüşmesinde artık YPG’ye silah vermeyeceklerini söylemesinin ardından ABD Savunma Bakanlığı Pentagon’dan “YPG’ye desteğimiz sürecek” diye tam zıddı bir açıklama da gelmişti. Yani görünürde Başkan yeni politikalar açıklıyor havasında, evet Trump’ın yapısından kaynaklanan bazı gel-git’ler de vardı ama ABD’de kim ne derse desin sonuçta Pentagon ve CIA’nın dediği oluyor. Dolasıyla günlerdir süregelen Türkiye açısından Biden mi yoksa Trump mı daha iyi tartışmasının anlamı yok. Çünkü doğru soru Trump ya da Biden ne kadar fark eder? Yanıtı da malum hiç… Niyesini ve nasılını Washington’da uzun yıllar Deniz Ataşesi olarak da görev yapan Dz. K. K. eski Genel Sekreteri E. Dz. Kur. Kd. Albay Mehmet Asal anlatıyor:

“ABD’yi Pentagon ve CIA yönetiyor. Başkanlar sadece nüans yaratır. Biri diplomatik dil kullanır biri de sert üslup kullanır ama Pentagon ve CIA bildiğini okur. Normal yoldan yaptırmak ister, yaptıramazsa da bildiğini yapar. Daha çok da Pentagon...

CIA’da onun istihbarat koludur dış destekçisidir. Dolayısıyla ABD’de başkanların değişmesiyle hiçbir şey değişmez. 15 Temmuz darbe girişimi olduğunda ABD’de iktidarda kim vardı? Obama, yani Demokratlar. Hatırlarsanız Obama ile ilk dönem iyiydi ilişkiler ya da öyle görünüyordu. Fakat ABD Ortadoğu politikalarını istediği gibi düzenlemek PKK/YPG’yi desteklemek istedi, baktı ki Tayyip Erdoğan engeli var, Pentagon ve CIA’nın baskılarıyla 15 Temmuz darbesine onay verdi Obama. CIA’da FETÖ’yü kullandı. Yani Clinton Obama, Trump ya da Biden ABD’nin Türkiye’ye karşı tavrı ve bakışında sen taviz vermediğin, onların suyuna gitmediğin sürece değişmiyor.”

Pentagon’un dediği oluyor yani?

“Pentagon işin siyasi kısmına kafayı pek takmaz. CIA’da askeri kısmıyla ilgilenmez. Aynen bizim Dışişleri Bakanlığı ile Genelkurmay gibi, çok fark yok. Bizim Dışişleri yerine CIA’yı koyun çünkü MİT’in bizde o kadar etkinliği yok. Örneğin, ilişkilerde biz askerler daha şahindik, Dışişleri de genellikle aman ortalık karışmasın, huzur kaçmasın diye daha politik davranırdı. ABD’de bizdeki gibi olmasa da CIA politik dengeleri daha düşünür, dikkate alır. Pentagon’un ise çok umuru olmaz. Onun gücü, varsa silahı ki var, dünyanın en güçlü devleti. O gücünü kullanarak bölgede kiminle işi en kolay, en hızlı sonlandırırım ya da daha iyi kullanırım diye düşünüp onu destekliyor.”

Ama bir de ABD Başkanı’yla aleni ters düşme ve Jeffrey’in sözlerinde olduğu gibi kandırma, uyutma durumu söz konusu. Başkanı nasıl kandırıyorlar? Asal,devam ediyor:

“Hangi birine yetişecek dünyanın her ülkesinde bin tane olay dönüyor. Üstelik hangi askeri siyasi bilgisiyle takip edecek mümkün değil ki Başkan bir şey söylüyor, ha, tamam diyorlar bildiklerini okuyorlar. Askerleri buradan buraya aldık demiyor da mesela Suriye’den çektik diyor. Ama Suriye’den alıp ABD’ye çekmiyor ki, bölgede bir başka yere naklediyor, sonra uygun bir zamanda aynı yere tekrar geri koyuyor. Resmen oynuyorlar. ABD başkanları sembolik, çok etkileri yok. Demokratlar ya da Cumhuriyetçiler olsun ABD’de bir şey değişmez.”

Yani?

“Eğer polisin zenciyi öldürme olayı olmasaydı ya da Korona salgını olmasaydı Trump yüzde 99 iktidardı. Ne değişecekti? Belki de çok iyi oldu. Şöyle biz Trumpla sanki işler yürüyormuş gibi hissediyorduk ama Trump sadece bir iki şeyi görmezden geldi, önünü açtı. Ama farkına vardığında da Pentagon ve CIA onun da önüne geçti. Bundan sonra böyle olmayacak. Bizde aslında gerçeğimizle yüzleşeceğiz. ABD’nin dostumuz olmadığını, olmayacağını Türkiye’nin Ortadoğu’daki çıkarlarının ABD’nin çıkarlarıyla, İsrail’in çıkarlarıyla örtüşmediğini artık anlamalıyız. En azından Biden bunu sağlayacak...”

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp