Top
Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

14/02/2019

CHP’de martın sonu bahar mı, boran mı?

Aday tespitlerinde liyakat ilkesinin bir kenara bırakıldığı ve şahsi yakınlıkların ön plana çıkarıldığı gerekçesiyle partide yakın çevresi dışında dört bir koldan şimşekleri üzerine çeken Kılıçdaroğlu’nun eleştirilere yanıtı “Yeni bir gelenek başlatıyoruz, ilçe belediye başkanlarını büyükşehir adayı gösterdik” oldu. Kılıçdaroğlu bunları söylerken de aday gösterilmedikleri gerekçesiyle CHP’den istifa eden belediye başkanlarına yenileri eklendi. Yani eski ve yeni gelenek arasında sıkışan Kılıçdaroğlu’nun CHP’sinde, yekten, dediğim dedik, çaldığım düdük durumu söz konusu. Dolayısıyla da yerel seçim sürecinde dışlandığı gerekçesiyle CHP Genel Sekreteri Akif Hamzaçebi’nin istifası ya da Muharrem İnce’nin “CHP Genel Merkezi’nin yaptığı yanlışlıklar Ağrı Dağı’nı aştı” sözleri veya en son Gürsel Tekin’in “Kamuoyu anketlerinde en çok destek bulan, seçimi kazanacak kişiler aday gösterilmedi” manifestosunun pek dikkate alınmadığı da çok açık. Ki bu konuda Gürsel Tekin’in yakın çevresine anlattıkları şöyle:

“Deniz Baykal 2009 seçimlerinde ‘İstanbul Büyükşehir’de sen adaysın’ dedi, ben hazırlıklarımı yaptım. Ama anketlerde Kemal Kılıçdaroğlu ismi önde çıkınca, seve seve dedim ve hiç tereddüt etmedim, Sayın Kılıçdaroğlu olmalı dedim. Çünkü aslolan CHP’nin başarısıdır. Siyasetin gereği de böyle olmalı. Oysa şimdi elimde 10 tane araştırma var ama bu araştırmanın önemi yok, ön seçimin önemi yok, o yok bu yok. Hadi bunları da geçtik, insan bir sormaz mı; ‘Ya arkadaş, sen bu Sultanbeyli’yi, Arnavutköy’ü gezdin. Ne olabilir, nasıl bir düşüncen var?’ diye. Hayır arkadaş, bir tek Allah’ın kulu sormadı. Kırılmaz mısınız?”

Yani CHP’deki kırgınlar arasında Tekin de var ve şu anki tepkisi dışında asıl konuşmasını 31 Mart sonrasına saklıyor. Tıpkı İnce ve Hamzaçebi gibi. O nedenle de “Martın sonu bahar” sloganıyla seçime odaklanacağını açıklayan CHP’de teşkilat genel havası itibarıyla martın sonu için daha çok boran (rüzgâr, şimşek ve gök gürültüsü ile ortaya çıkan sağanak yağışlı hava olayı) sinyali veriyor. Tabii sandık sonuçlarıyla doğrudan bağlantılı olarak. Niyesini de dün konuştuğum partinin önde gelen bir ismi şöyle özetliyor:

“31 Mart’tan sonra CHP’de kurultay hazırlığı başlar. Dolayısıyla, yönetim mahalle delegasyonunu yapıp delegeleri kendisi tayin etmek isteyecek. Ve kavga mahallelerden başlayacak çünkü mahalleyi alırsan, ilçede etkili oluyorsun; ilçeyi alırsan, ilde etkili oluyorsun; ili alırsan da kurultayda etkili oluyorsun.”

Nasıl yani?

“Başarısızlık olursa yönetimin değişmesi için herkes çıkıp bağıracak. O arada muhalefet kalkıp 600-650 imzayı dayarsa, olağanüstü kurultaya gidilir ve mevcut delegeler yönetimi devirir. Çünkü zaten yarısı Muharrem İnce’den yanaydı, başarısızlık durumunda destek daha da artacak. Onun için genel merkez kongre, seçim takvimini hemen başlatacak ve kurultayı en az 6 ay geciktirecek. Böylece de başta kalıp ilçelerde, illerde yapılan seçimlere baskı yapacak, avantajını kullanmaya çalışacak. Yani olağan kurultay sürecini devreye sokacak.”

Seçim sonucu başarılı olursa?

“O zaman baştaki yönetim bütün bu delegasyonları tıkır tıkır yapar, yani muhalifleri, İnce destekçilerini ayıklar ilçe, il yönetimini kendine göre dizayn eder ve kalır. Hiç kimse karşı koyamaz...”

Özetle; öyle ya böyle, martın sonunda CHP’de hesaplaşma var...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp