Top
Selva Demiralp

Selva Demiralp

sdemiralp@ku.edu.tr

30/11/2018

Fed Trump’a boyun mu eğdi?

ABD ara seçimleri öncesi ve sonrasındaki birkaç aylık süreçte Başkan Donald Trump’in ABD Merkez Bankası’nı (Fed) medya önünde sertçe eleştirdiği bir döneme şahit olduk. 

Trump, seçilmeden önce Fed’i yeterince faiz artırmamakla suçlarken bu sefer saf değiştirip faizlerin düşmesi gerektiğini savunuyor. Fed’i eleştiren tek başkan Trump değil. Ancak geçmişte eleştiriler daha az kişisel ve daha az sıklıkta gelirken bu sefer doğrudan    Fed Başkanı Powell’ı hedef alan yıpratıcı eleştirilere tanıklık ediyoruz. 

Bu tartışmayı ilginç yapan ise, önceki gün Fed tarihinde ilk defa yayınlanan finansal istikrar raporu sonrası bir konuşma yapan Fed Başkanı Powell’ın daha az faiz artırımı gelebileceği sinayali vermesi oldu. 

Eylül sonrası geleceğe yönelik oldukça güvenli konuşan ve 2019’da en az 3 faiz artırımı sinyali veren Powell, bu sefer “durma noktasına oldukça yakın olduklarına” işaret ederek faiz artırımlarında bir yavaşlama olabileceğini ima etti. 

Kimi çevreler bu durumu “Fed, Trump’a boyun eğdi” şeklinde yorumladılar. Ben ise Fed’in kararının ekonomik görünümdeki değişmelere paralel olarak verilmiş bağımsız bir karar olduğunu düşünüyorum. 

Nasıl anlaşılır?

Bir Merkez Bankası’nın almış olduğu kararın ne kadarının siyasi baskıdan ne kadarının ise kendi özgür iradesinden kaynaklandığını anlamanın birkaç yolu var. Bunlardan en hızlı olan yol, merkez bankasının almış olduğu kararı izah ederken tutarlı olup olmadığına bakmak. Mesela dün Powell faiz artırımlarında bir yavaşlama olabileceği sinyalini verirken bunun gerekçesini ekonominin potansiyel büyüme oranına yaklaştığına olan inançlarının güçlenmesi ile açıkladı. Merkez bankasının amacı ekonomiyi ne enflasyon ne de deflasyon yaratacak olan bu ideal noktaya getirebilmektir. Bu noktaya yaklaştıktan sonra faiz artırımına devam edilmesi ölçüyü kaçırıp ekonomide bir resesyon yaratabilir.

Güvenilir yol

Powell’ın bu açıklamasının iç tutarlılığı aşikar. Peki tutarsız açıklama nasıl olur? Mesela enflasyon hedefinizi kat kat aşmışken, “enflasyonist baskılar azalıyor” şeklinde bir açıklama yapıp faiz indirimine gider ya da faiz artırmazsanız o zaman yapmış olduğunuz açıklama veri ile tutarlı olmaz.

Merkez bankalarının siyasi baskı altında karar verip vermediğini anlamanın daha uzun ve güvenilir yolu ise kararın enflasyon üzerindeki etkisini gözlemlemektir. Fed’in dünkü yavaşlama sinyali eğer bağımsız olarak alınmış bir adımsa ve ekonominin potansiyele yaklaşması gerekçesi ile alındı ise enflasyonun önümüzdeki    6-12 aylık dönemde yüzde 2’lik hedefi geçmemesi gerekir. Ama eğer Fed sırf Trump’a hoş görünmek için yeterince sıkılaştırma yapmamayı seçtiyse o zaman 2019 içinde enflasyonun hedefi aştığını görmemiz gerekir.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp