Top
Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

04/01/2019

Suriye’de ortak nokta arayışı

ABD Başkanı Donald Trump’ın geçen ayın ortalarında Suriye’den askerlerini çekeceği açıklamasını yaptığı andan itibaren, ilgili bütün ülkeler bu beklenmedik durum karşısında nasıl bir tutum alacaklarını düşünüp tartışmaya başladılar.

Ne var ki Trump’ın sürpriz kararı, aradan bu kadar gün geçtiği halde, hâlâ olgunlaşmış ve kesinleşmiş değil. Evet, Başkan kişisel inisiyatifiyle böyle bir karar aldı ama kısa zamanda en yakın yardımcılarının bu fikre karşı oldukları ortaya çıktı. Yönetimin artan iç ve dış baskılar karşısında birtakım zikzaklar çizmesi akılları karıştırdı ve “Çekilme gerçekten olacak mı, olmayacak mı?” sorusunu gündeme getirdi...

Son olarak Trump ile görüşen Senatör Graham, asker çekme sürecinin yavaşlayacağını, hatta 4 aya kadar uzatılacağını öne sürdü ama çok geçmeden Trump bunu yalanladı. Buna karşılık Trump, Irak’taki Amerikan askerlerine yaptığı yılbaşı ziyaretinde buradaki ABD askeri varlığının devam edeceğini ve bunun Suriye için de bir destek oluşturacağını belirtti.

Çekilme çelişkisi

Uzun lafın kısası, Trump’ın ortaya attığı “çekilme” fikri bir “çelişki” yumağı haline gelmiş durumda.

Tabii bu, meseleyle yakından ilgili ülkelerin pozisyonlarını belirlemesini ve hele ortak bir nokta üzerinde uzlaşmayı güçleştiriyor.

Bununla beraber, Türk diplomasisi bu aşamada çeşitli olasılıkları da hesaba katarak, bir yandan ABD ile, diğer yandan Rusya ve diğer bazı ülkelerle (Irak dâhil) istişare kanallarını açık tutuyor.

Kabul etmek gerekir ki görüşmelerin şimdiki aşamasında, karşılıklı pozisyonlarda temel farklılıklar var. Özetle:

1) Türkiye ABD’nin çekilme kararından memnun ama Menbiç ve Fırat’ın doğusunun TSK’nın ve onun desteklediği ÖSO’nun kontrolüne devredilmesini istiyor. Amaç bölgenin YPG’den temizlenmesidir. Dolayısıyla, Ankara askeri opsiyonu da gündemde tutmaktadır.

2) ABD’nin “çekilme stratejisi” netleşmemiş de olsa, kontrol ettiği bölgenin tamamıyla TSK’ya verilmesine ve YPG’nin yok edilmesine taraftar değildir. ABD Türkiye’nin güvenlik, beka kaygılarını karşılamaya yönelik başka formüller (tampon bölge gibi) peşindedir.

3) Rusya için ABD’nin çekilmesi bir fırsattır, bu sayede nüfuzunu o bölgede değerlendirebilecektir. Türkiye ile Suriye’nin toprak bütünlüğü ve benzer prensiplerde mutabık olmakla beraber, Moskova açıkçası TSK’nın kendi başına hâkim olmasına taraftar değildir. Rusya’ya göre, Esad rejiminin buraları devralması gerekir. Bu da Türk görüşüne uymaz...

Uzun, çetin yol

Bu pozisyonlar arasındaki derin farklılıklara bakarsak, ilgili tarafların bir ortak noktada buluşmasının ve uzlaşmasının hiç de kolay olmadığı anlaşılır.

Diplomatik süreç uzun ve çetin bir yoldur. İyi haber, bu yolda birlikte yürümek kararlılığının gösterilmesidir.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp