Top
Özay Şendir

Özay Şendir

ozaysendir@hotmail.com

13/05/2020

Sokağa çıkmadan okunacak yazı

Koronavirüs salgınını kontrol altında tutabilmenin tek bir formülü var.

O da hastalık bulaşma katsayısını kalıcı olarak 1’in altında tutabilmek.

- Almanya’da bulaşma katsayısı 0.6’ya kadar düşmüştü.

Önlemler biraz hafifledi, bulaşma katsayısı 1.18 oldu.

Yani hasta her 10 kişi hastalığı 12 kişiye bulaştırır hale geldi.

- En başarılı ülkelerden biri olan Güney Kore’de önlemler hafifletildi.

Pazartesi günü, 9 Nisan’dan bu yana en yüksek vaka artışı yaşandı.

Yasaklar gevşetilince binlerce kişinin akın ettiği Seul’un eğlence bölgesi Itaewon şimdi salgın merkezi haline geldi.

- Hokkaido Adası, Japonya’da koronavirüsün vurduğu ilk yer oldu.

29 Şubat’ta ada genelinde olağanüstü hal ilan edildi.

19 Mart’ta, ekonominin canlanması için olağanüstü hal kaldırıldı, iş yerleri ve okullar açıldı.

Kısa sürede hastalık tekrar başladı, 23 Nisan’da koronavirüse yakalanan günlük hasta sayısı ilk darbenin 3 katına çıktı.

Ardından ilk önlemlerden daha ağır yaptırımlar geldi.

- Koronavirüs öncesi yaşamımıza dönmek şu an mümkün değil.

Evde sıkılsak bile bu bir hastane odasının tavanını seyrederek sıkılmaktan, endişe etmekten çok daha iyidir.

Belgrad AVM

Belgrad Ormanı, orman değil de bir alışveriş merkezi olsaydı, önceki gün açılmış olacaktı.

AVM’lerin açık, orman ve spor alanlarının kapalı olması biraz garip bir durum doğrusu.

Sosyal mesafe gözetmeden piknik yapacakları engellemenin tek yolu spor alanlarını kapatmak olmamalı bana göre.

Aksine, spor-bağışıklık sistemi ilişkisini düşünecek olursak, faydası zararından çok daha fazla olur bu işin.

Almanya’da Türklere saldırana bakın siz...

Almanya’da Neonazi denilen hastaların Türk vatandaşlarına, evlerine ve iş yerlerine saldırmalarına alışmıştık.

Fakat yeni ve başka bir bela çıktı başımıza...

Almanya’nın önemli gazetelerinden Frankfurter Allgemeine Zeitung, ilginç bir haber ve analize yer verdi sayfalarında.

Waldkraiburg kentinde Türkiye kökenlerinin dükkânlarına saldıran zanlının DAEŞ sempatizanı çıktığını yazdı gazetede.

Suriye’ye gitmemiş, bilinen bir terör hücresiyle alakası olmayan bu zanlı, savcılık ifadesinde Türklerden nefret ettiğini anlatmış.

Gazete haberle beraber yaptığı yorumda “Bu saldırılar Türkiye’nin DAEŞ koruyucusu olduğu yönündeki ön yargıyı da çürütmüş oluyor” ifadesini kullanmış.

Sonra da “DAEŞ başka hiçbir ülkede Türkiye’de olduğu kadar fazla can almadı” diye de eklemiş.

Farkında olmadan Türkiye’ye büyük bir iyilik yaptı o DAEŞ sempatizanı, bu ayrı, ama Neonazilerden sonra bir de bunlar çıktı başımıza...

Saçmalıklar serisi

Kızılay Başkanı’na kızgın olduğu için sosyal medyada kan vermemeyi savunanlar var. Arkadaş, verdiğimiz kanı bekleyen yüzlerce, binlerce, hasta var, onların ne günahı ne? Böyle saçma sapan bir kampanya olabilir mi?

Robert Kolej’in ardından İTÜ mezunu, Amerika’da, biri alanında dünyanın en iyi üniversitelerinden olan, iki üniversitede çifte master yapmış bir adam var hayatımızda. Öyle bir CV önlerine geldiğinde verilecek en yüksek maaş ve makamı verecek adamlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı diye burun kıvırıyorlar Selçuk Bayraktar’a. Komik değil trajikomik bir çelişki.

Normalde haziranda yapılacak üniversiteye giriş sınavı, koronavirüs nedeniyle önce temmuza alındı sonra tekrar hazirana döndü diye kıyametler kopuyor. Karara tepki gösterenler ceza olarak tatile gitmeyeceğiz diyorlar. Nisandaki bir haftalık tatilin de iç turizmin hareketlenmesi için verildiğini unutmuş gibi davranmanın bir manası var mı acaba? Türkiye’de turizm eğitimden önce geliyor.

Sağlık sistemi ve yoğun bakım yatak kapasitemiz birçok gelişmiş ülkeden iyi ama doktor ve hemşire sayımız az. Bir doktora OECD ülkelerinde 341, Türkiye’de 498 hasta düşüyor. OECD ülkelerinde bir hemşireye 102 hasta düşerken, Türkiye’de bir hemşireye düşen hasta sayısı 431.

TRT 1’de ekrana gelen Soru Küpü yarışmasını hiç izlediniz mi? Bu yarışma, hem okullarda çocuklara hayatı öğretmeyen bir eğitim sistemimiz olduğunu ve kılık-kıyafetine bakarak insanlara dair ön yargılı fikirler taşımanın ne kadar yanlış olduğunu gösteriyor bize.

Dizi müzikleriyle adını duyuran Aydilge, Yeşilay ile birlikte Yalnız Değilsin şarkısını yeniden düzenleyip, sağlık emekçilerine armağan etti. Saçma olan kısım şu: Geçmişte Yeşilay zararlı maddeleri bize sağlık değil, cehennem üzerinden anlatmayı tercih ediyordu. Oysa sağlık üzerinden, sosyal kampanyalarla çok daha iyi işler yapmak mümkünmüş.

 

 

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp