Top
Meral Tamer

Meral Tamer

mtamer@milliyet.com.tr

19/03/2008

Ekonomi de yağışlı siyaset de...

ANKARA

Dün sabahın 07.00’sinde İstanbul’da evden çıktığımda, bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu. Yolcuların tek tek adları okunarak yapılan yoklama nedeniyle 1 saat gecikmeli hareket edebilen uçağımız Ankara’ya indiğinde, yine bardaktan boşanan yağmur karşıladı bizleri.
Ankara da, İstanbul gibi yağışlı; ekonomisiyle de siyasetiyle de... Ancak Ankaralı işadamlarıyla sohbetimiz, İstanbullu iş çevrelerine göre hayli farklı.

Ankara - İstanbul farkı
Genel Yayın Yönetmenimiz Sedat Ergin’in dediği gibi kültürün ve ekonominin başkenti İstanbul ile siyasetin ve hukukun başkenti Ankara arasında iletişim kopukluğu var. İki kentin dalga boyları çok farklı, giderek daha da farklılaşıyor.
Genelde İstanbul’dan bakıldığında Türkiye’nin sorunları Ankara’ya atfedilir. Ankara’dan baktığımızda ve Ankaralı işadamlarıyla sohbetimizde ise İstanbul, sanki daha sorunlu görünüyor. Gerek küresel krizin gerekse bizim Türkiye’deki öz krizimizin etkileri burada da hissediliyor kuşkusuz. Ama İstanbul’daki kadar telaffuz edilmiyor. MESA İnşaat’ın Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Boysanoğlu, “Biz her 3 yılda bir işlerin durmasına alışığız zaten” diyor.
Şu anda Kazakistan’da ve Letonya’da işler bıçak gibi kesilmiş ama mesela Libya’da işler kriz yokmuş gibi devam ediyormuş. Sadece Katar’daki petrol işinde 3 bin kişi çalıştıran GAMA Holding’in sahibi Erol Üçer, “Ooh maşallah” dendiğinde “Asıl büyük işlerin kırıntıları bunlar” diye yanıt veriyor.
2006 Mayıs’ından beri belli bir durgunluk olduğunu hatırlatan Birlik İnşaat’ın sahibi Mevlüt Kahraman, 29 Ekim’de açılışını yaptıkları Antares yıldızıyla iftahar ediyor. Antares yıldızı Türkiye’nin en büyük alışveriş merkezlerinden biri olmuş, ama kesinlikle alışveriş merkezi denmesini istemiyor. Antares, kelime anlamı gibi bir yıldız ve Ankara’da pırıl pırıl parlıyor.
Masamızda MESA Hastanesi’nin Başhekimi Prof. Dr. Necati Çanakçı da var. Çanakçı’nın 30 yıl önce Volkswagen kaplumbağa arabasının arka camına yapıştırdığı “Büyüyünce Mercedes olacağım” yazısıyla 10 yıl boyunca Ankara sokaklarında dolaştığını öğreniyorum. Prof. Dr. Osman Müftüoğlu’nun sınıf arkadaşı olan Çanakçı’nın otomobili yıllar sonra “büyümüş” ve gerçekten de Mercedes olmuş.

İŞBİR’in işleri
Masada tam karşımda İŞBİR Genel Müdürü Metin Gültepe oturuyor. İŞBİR 1961’de Almanya’daki işçilerin küçük birikimleriyle kurulmuş tam bir cumhuriyet şirketi. Önce İŞBİR Sentetik Dokuma, büyük çuval üretiminde dünyada % 8, Avrupa’da % 14 paya sahip olmuş; Balıkesir’de 3 bin kişi istihdam ediyor.
Sonra Metin Bey’in başında bulunduğu İŞBİR Sünger ve Yatak kurulmuş. Bu şirket sadece yatak satmıyor, konforlu bir uyku için ihtiyacınız olan her şeyi açtığı 50 uyku merkeziyle ayağınıza getiriyor. İstanbul’da da açılan İŞBİR uyku merkezlerinin sayısı bu yılın sonu itibariyle 100’e çıkacak. İŞBİR’in bana göre en şaşırtıcı faaliyeti ise gözlük camı üretimi. Bu alanda da sektör lideri olduklarını öğrendim.
Metin Bey ürettikleri gözlük camlarının Zeiss ve Rodenstock gibi dünyaca ünlü markalarla rekabet edebileceğinden çok emin. Hatta benden söz aldı; gözlüğümü değiştirdiğimde mutlaka İŞBİR camı deneyeceğim.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp