Top
Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

20/10/2020

Salgınla gelen yeni yaşam

Bulduğu her fırsatta soluğu yurt dışında alan bir arkadaşım bugünlerde Anadolu yollarının tadını çıkarıyor. Bodrum, Kuzey Ege falan değil. İç Anadolu. Long weekend’ler yaratıp Avrupa şehirlerine uçmak artık karantina kuralları gereği imkânsız olduğundan zaten başka bir çare de yok. Belki de Kovid’in tarihe geçecek en iyi yanı bu olacak; insana kendi memleketini, şehrini keşif imkânı sağlamak. 

Yeni nesil gezip tozmak yaşadığın yerin farkına varmakla ilgili. Biz gezmeyi hep çok uzaklara gidip görmekle eş değer tuttuk. Ama gariptir ki en uzağa bile gitsek aynı dükkânları, restoranları dolaşıp geldik. Neticede elimizde kalan “Evet gidip gördüm, her yer aynı” hissi hafiften.

Salgınla gelen yeni yaşam

Kovid sonrası insanların yaşadıkları çevreye bakışlarının değiştiğini düşünüyorum.

Bugünlerde milli parklardan uçsuz bucaksız güney sahillerine, dağ köylerinden orman kulübelerine, eskiden burun kıvrılan, Londra, Paris, Amsterdam’la yarışta hep ikinci, üçüncü sırada kalan yerler artık değerli. Hatta artık hiç gidilmediğinden iyiden iyiye sarmaşıklarla kaplanan, senede bir kez havalandırılmak dışında pek uğranmayan yazlıklar bile değere binmiş durumda. 

Mesela bizim Tekirdağ tarafındaki yazlık evin olduğu mahalle şu sıralar her zamankinden daha kalabalık. Daha çok emekli anne babaların yaşadığı bu siteye çocukların ziyarete geldiği görülmemiş (!) bir durumken şu anda evlerin tamamı çoluk çocuk dolu. İstanbul’dansa İstanbul dışı tercih ediliyor. Emekliler, yaşlılar için için sevinç çığlıkları atıyordur. 

Geçen Erdek’ten resim atıyordu bir tanıdık. Bir diğeri İç Anadolu’da şu anda. Bir yerlerden kaya mezarları görselleri atıyor her dakika. Türkiye’nin turistik yerlerini tavaf etmek de değil konu, hiç bilinmeyen, rota dışı yerlere uğramaktan söz ediyorum. Sanırım Kovid ile birlikte pek çok insan Türkiye haritasını önüne koyup aslında hiçbir yeri bilmediğini, gidip görmediğini fark etti. Şehirli insanın Anadolu’ya ilgisinin artması belki de ülkemizde birçok problemin çözümü olabilir. Ama bu başka bir yazı konusu.

Geçenlerde okuduğum bir makalede Ekim 2020 itibarıyla dünyadaki uçuş kapasitesinin sadece yüzde 10’unun aktif olduğu belirtiliyordu. Havayolu şirketleri artık insanların bir yerden bir yere uçakla gitmediğini ve uzunca bir süre bu durumun değişmeyeceğini anladığından yeni yollar deniyor. Mesela Avustralya’da Qantas, Great Barrier Reef üzerinde alçak uçulan 7 saatlik manzara uçuşları başlatmış ve biletler hemen tükenmiş. Aynı havalimanından kalkıp aynı havalimanına iniyorsunuz ama olsun uçmak özleniyor demek ki. Singapur Havayolları’nın uygulaması daha ilginç. Park etmiş uçakta yemek servisi satıyor. Biletler tükenmiş. Maksat uçuş tecrübesi ya da ona benzer bir uçak tecrübesi yaşatmak. Uçuşlar normale dönmediği sürece bu tip uygulamaların artacağı kesin. Yakında İstanbul Havalimanı’nda da havaalanı turları başlarsa şaşırmam.

Bir yere gitmeden havalimanı içinde dolaşma, Lounge’a giriş, Freeshop’tan alışveriş ve eve dönüş.

İlginç bir başka hadise de karavanla gezmeye hatta karavanda yaşamaya dair. Instagram’da #vanlife hashtag’i altında 8.4 milyon post var. İnanılmaz manzaralara karşı yumurta kıranlar, çay kahve içenler... ne ararsan var. Karavanlarda yaşayan insanların hayatına girmek isterseniz buraya bir bakın. Gezmenin en kolay yolu evinizi yanınızda taşımak ve bir sürü insan böyle yapmaya başladı. Öte yandan, Z kuşağının ev sahibi olmama / olamama gerçeğinin de bunda etkisi var. Bugün bütün dünyada özellikle büyük şehirlerde ev fiyatları ve finansmanı o kadar imkânsız ki insanların diledikleri evi satın almaları imkânsız. Karavan hayatı hem buna tepki hem de şimdi salgın döneminde büyük kolaylık ve imkân.

İngiltere’deki Campervan Facebook grubu salgın döneminde üye sayısını 250 bine çıkarmış. Bu karavanlardan en lüksünü bile satın alsanız bir ev satın almaktan katbekat ucuz. Şu anda İngiltere’de ikinci el sitelerde karavanlar dışında, yürüyen, eve çevrilebilecek her şey deli gibi satılıyormuş.

Kovid hayatı iyiden iyiye değiştiriyor. Biz bunu bir iki aylık bir buhran sandık ama değil. Yıllar sürecek ve değiştirecek.

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp