Top
Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

19/02/2019

Siz hiç çok zengin ve mutluymuş gibi davranmadınız mı?

Anna Delvey’ye ait Instagram hesabında bir sürü pahalı yemek, giysi ve mekân fotoğrafı var. Hepsi bol efektli, öyle göstere göstere değil, belli belirsiz fotoğraflar. Yani çok çok pahalı bir otelin çok çok pahalı bir süitinden bir kare mesela. Buranın o mekân olduğunu ancak burayı tanıyanlar anlayabilir. Ya da bir çok mühim açılıştan bir kalabalık detayı. Sadece orada olanların ayırt edebileceği şekilde konulmuş. Bir otelin penceresinden görülen bir sokak, bir terasın ardında uzanan uçsuz bucaksız -elbette bol filtreli- bir şehir. Bir teknenin kıçından görülen sahil. Gecenin derinliklerinde çekilmiş bir parti fotoğrafı. Uçak penceresinden görülen bir yarımada. Bir tablo. Bir bahçedeki peyzaj çalışması. Şaşkın bakan bir selfi. Bir iç çamaşırı detayı. Palmiyeler, bir graffiti, muhtelif insanlarla muhtelif ortamlarda verilmiş samimi pozlar. Bu görseller, bu hesap “anlayana” hazırlanmış. Bir hedef kitlesi var.

Öte yandan, kendine hayran her Instagram sakininin hesabında görebileceğiniz bir çift stilettolu ayak detayı. Aynadan yansıyan “Büyüleyici görünüyorum” tadında bacak ya da omuz detayları.

Ustaca hazırlanmış bir sahteliğin gerçek görsel kanıtları, yine son derece gerçek bir Instagram hesabında sergileniyor. Anna Sorokin, Rus bir kamyoncunun kıt kanaat okutmaya çalıştığı kızıydı. 2017’ye kadar herkesi, milyarder bir Alman iş adamının tek vârisi Anna Delvey olduğuna ve kendi adıyla sanatı ve genç sanatçıları destekleyen bir vakıf kurmaya çalıştığına inandırmıştı.

Elbette birine bunu gidip küt diye söyleseniz kimse size inanmaz. Ama biraz marka giysi, pahalı restoranlarda görünmek, 100 dolarlık banknotlarla herkesin görebileceği şekilde bahşişler dağıtmak ve bütün bu sahteliği gerçek bir Instagram hesabıyla taçlandırmak işinizi kolaylaştırıyor.

Anna Sorokin sahte çekler, büyük tutarda krediler almak için düzenlenmiş sahte kimlik ve finansman belgeleri hazırlamak gibi suçlardan tutuklandı. Ama bunu yapmasaydı aslında kendini olduğundan daha zengin ve mutlu göstermeye çalışan sıradan bir zamane insanı, bir Instagram sakininden başka bir şey değildi.

Bugün bir dönem dolce vita yaşamaya uğraştığı Manhattan’ın birkaç kilometre uzağındaki     Rikers Island cezaevinde tutuklu. Davası devam ediyor. 25 Şubat’ta da duruşması var. (Sorokin, savcıyla anlaşmayı ve ceza indirimini reddetmiş, suçsuzluğunu kanıtlamaya çalışacak.)

***

Bir diğer “sahte” meselesi, Netflix’te geçen hafta belgeseli gösterime giren Fyre Festival hadisesi nedeniyle gündeme geliyor. Karayipler’de harika bir adada kumsalda hayallerinin festivalini yaşamaya gidenler, sandviç ve mülteci çadırları bulmuştu. Tanıkların ifadelerine göre, katılımcılar canlarını zor kurtarmışlar, açlık ve susuzlukla karşı karşıya kalmışlardı. Söz verilen neredeyse hiçbir şey festivalde yoktu. Halbuki bir sürü ünlü, sosyelit, sosyal medya fenomeni bu festivali gazlıyor, festival kulaktan kulağa yayılıyordu. Tanıtım filmlerinde hiç görmedikleri bir adayı ve ortamı övüyorlardı. Adaya festival için ilk gelenler de övmeye devam etti. Instagram’daher şey harika görünüyordu. Ta ki işler artık Instagram’da bile berbat görünmeye başlayıncaya kadar.

Tıpkı Anna Delvey gibi Fyre Festival da büyük bir yalandı. Ama bir noktaya kadar sosyal medyada harika görünüyorlardı ve insanlar çok da sorgulamadan belli mecralarda gördükleri her şeye ve kulaktan dolma hikâyelere inanıyorlardı.

Ama bunun için insanları suçlayabilir miyiz? Siz hiç bulunduğunuz ortamı olduğundan daha cazip göstermeye çalışmadınız mı Instagram’da? Hayatınızı daha neşeli, daha anlamlı, daha dolu, daha heyecanlı ya da maceralı yansıtmaya uğraşmadınız mı? Bir iki efekt katayım, kafamı da şöyle yan çevirip bir güleyim de şanım yürüsün demediniz mi? Daha zenginmiş, daha mutluymuş gibi yapmadınız mı? Ee, Anna da bunları yapmış. Festivale gidenler de...

Ta ki gerçek kendini dayatıncaya kadar. Günümüzde gerçek kendini dayatıncaya kadar her şey harika görünüyor.

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp