Top
Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

11/02/2014

CHP’liler, MHP’liler, BDP’liler okusun!

Neden belediye başkanı olmak istiyorsunuz? Muhalefete sorum budur.
İçinde Allah, peygamber, milli irade, hırsızlık, yolsuzluk, paralel devlet, Atatürk geçmeyen siyasi ve ideolojik olmayan, hamaset içermeyen cümlelerle anlatın. Somut bir şekilde örneklerle önümüze koyun. Hangi derdimizi ne şekilde çözmeye adaysınız?
Ne yapmak istiyorsunuz, planlarınız, projeleriniz neler, neyi nasıl düzelteceksiniz, hangi kaynakla, hangi kadroyla? Biz bunu duymak istiyoruz, görmek istiyoruz.
Neden muhalefete soruyorum sadece? Bir İstanbullu olarak konuşuyorum, çünkü Kadir Topbaş’ı yani doğrusu Erdoğan’ı gördüm biliyorum. Her yer beton, her yer inşaat olacak. Kişi başına düşen AVM sayısı artacak. Daha fazla yeşil alan katliamı, daha fazla çirkin park düzenlemesi, daha zevksiz binalar, (Allah muhafaza Barok Opera), daha fazla doldurulan deniz falan filan. En basitinden bu devam edecek. 1993’ten beri belediyeyi yönetiyorlar. 2014’te yani 21’inci yılda hala “İstanbul’da milat olacak” diye kampanya yapıyorlar. 21 yıldır sen yönetiyorsun, 11 yıldır iktidar partisisin. Ve hala milat olacak. Pes yahu pes.
Şu ana kadar muhalefetten çok afedersiniz hep “tıraş” dinledik. Taksim Meydanı konusunda ne düşünüyorsunuz? İnşaat düzenlemeleri, emsal değerler, şehrin büyüyeceği alanlar hakkındaki fikirleriniz nedir? CHP’den MHP’den, BDP’den ayakları yere basan üzerinde çalışılmış bir proje duyan var mı?
Toplu ulaşım, şehrin parkları, yeşil alanların korunması hakkındaki önlemleriniz neler olacak?
Yeşil enerji konusunda nasıl girişimlerde bulunacaksınız? Şehrin ısınma dahil enerji ihtiyacı için alternatif çözümleriniz olacak mı? Neler?
Alternatif şehir içi ulaşıma dair projeniz, öneriniz, fikriniz var mı? Hayatımızı nasıl kolaylaştıracaksınız?
Şehrin kuzeye doğru büyümesini savunan AKP anlayışına karşı alternatifiniz var mı? Büyüyen şehir nereye büyüyecek, nereleri yeni yerleşim alanları olmalı? Çevre planlamacılarınız, uzmanlarınız ne diyor bu işe?
Bisiklet yolları çoğalacak mı? Şehir içi deniz ulaşımına dair “mor vapur”a rakip farklı önerileriniz olacak mı?
Bu vapurların modernleştirilmesi yanında saatleri ve güzergâhları konusunda da vatandaşın taleplerine kulak verecek misiniz? En azından sabaha kadar saat başı vapur/metro vaat edin yemin ediyorum fark yaratırsınız ya...
Tek amacınız belediye kuruluşlarını birer özel şirket gibi kar amaçlı çalıştırmak mı olacak, yoksa kamu hizmeti anlayışıyla hareket edecek misiniz?
Büyükşehir belediye başkanı olduğunuzda yerel belediyeleri her fırsatta “by pass” ederek kendi bildiğinizi mi okuyacaksınız, yoksa bir uygulamada bulunurken o semtin, mahallenin, ilçenin sakinlerinin fikir, görüş ve ihtiyaçlarını da göz önüne alacak mısınız?
Mesela toplu taşımada elektrikli çevre dostu araçlara geçiş konusundaki proje ve planlarınız neler?
Kültür merkezleri açacak mısınız, var olan kültür merkezlerini koruyacak mısınız?
Buralardaki politikalarınız neler olacak?
Eğitim konusunda nasıl hizmetleriniz olacak?
***
Seçimlere 50 gün kaldı daha ne yapacağınız belli değil. Hep yakınma, hep hamaset, hep şikayet.
Sarıgül’ü takip ediyorum twitter’dan habire değişim de değişim. Neyi nasıl değiştireceksiniz, bir cümle kurun da anlayalım.
Melih Gökçek dinozor parkı, saat kulesi ve fiberglastan şehir kapısı vaat ediyor. İpe sapa gelmeyecek bir iş olsa da kanal falan bir şeyler söylüyor. Beğen beğenme, alay et ama projesi bu. Siz ne diyorsunuz? Söylemek için daha neyi bekliyorsunuz?
Bize hayatımızı daha mutlu, huzurlu, rahat yaşayacağımıza, yaşam kalitemizin yükseleceğine ikna edin. Gerisi laf. Yoksa size neden oy verelim?

Çanakkale Şehitler Abidesi rengârenk!

Memleket estetik açıdan bir adet Sirkeci alt geçide döndü, kitsch’in anavatanı olduk. Her yanımız ucuz Çin malı estetiği kokuyor. Bari şehitliği rahat bıraksak. Şehitliğimizi normal ışıkla, camileri, sarayları ve bu ülkenin diğer değerli hazinelerini ışıklandırdığımız gibi ışıklandırsak yetmiyor mu? Mor renkli, pembe ışıklı şehitlik nedir ya? Kimin aklına geliyor bu fikirler? Kendimi her şeye söylenen yaşlı dedeler gibi hissediyorum valla bunları yazarken.

Geceyarısı Ekspresi’nin yazarına not

Eyyy “Midnight Express”in yazarı Bill Hayes, sözüm sana. Sınırda uyuşturucuyla yakalanmışsın, hapse düşmüşsün. İçeride çok çekmişsin. Neredeyse 50 yıl olmuş aynı hikâyeyi anlatmalara doyamıyorsun. Bu işi mağduriyetten yaşam boyu kariyere döndürmüşsün. Şimdi de Broadway’de müzikal yapıyormuşsun hikâyeni.
Hayırlı olsun da... Bizim burada şu an çarşı karışık, dünyada imaj zaten parlak değil. Ne “imajımızı bozdun” diye şarlayan olur sana şu ara, ne de seni savunan. Biz imajımızı beter etmenin başka yollarını bulduk, kendimizi aştık. Bizden sana ekmek çıkmaz haberin olsun...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp