Top
Hakkı Öcal

Hakkı Öcal

hakkiocal@outlook.com

28/02/2019

Kushner? Dürüst arabulucu?

Ticaretten diplomasiye geçmiş bir kavram var: Honest Broker. Bir tüccarın bir başkası adına yaptığı satışta rol oynayan bu kişi, diplomaside savaşan veya arası bir sebeple bozuk iki ülkenin, çokuluslu grupların barışmalarını sağlamaya çalışan kişi. Sadece “arabulucu” demek yetmiyor; zira arabuluculuk rolüne soyunan ülkenin veya kişinin dürüst olması da gerekiyor.

Trump’ın başkan seçilmek için ilk girişimde bulunduğu 2000 yılında da iki yıl önceki kampanyasında da en önemli vaadi Ortadoğu barışını sağlamaktı. Bu kez seçildiğinde, ilk işi, kendi kızını ve kendisi gibi emlakçılıkla zengin olmuş bir ailenin oğlu olan damadı Jared Kushner’i Beyaz Saray’a “danışman” olarak atamak oldu. Ne kızının ne de kocasının, babalarının şirketinde üst düzey yönetici olarak çalışmanın dışında bir deneyimleri olmaması bir yana, eğitimleri de uluslararası hukuk gibi pozisyonlarının gerektirdiği bir dalda değil. Jared Kushner’in normal liseyi bitiremeyip bir Musevi ilahiyat lisesinden diploma aldığı, babasının milyonluk bağış yapması sebebiyle kabul edildiği Harvard’da (bu Daniel Golden’ın “baba parasıyla okumak” konulu kitabında anlatılıyor!) okula gitmeyip çevre köylerde emlakçılık yaptığı ve atılma tehdidi üzerine “kamu yönetimi” bölümünü tamamladığı Beyaz Saray’a “Kıdemli Danışman” olarak atandığında çok yazılmış ve konuşulmuştu.

Kimsenin dini-itikadı kimseyi ilgilendirmemeli ama Kushner ailesinin Musevilik konusunda hem muhafazakârlıkları hem de militanlıkları biliniyor. Jared Kushner de karısının evlendiklerinde Trump’ın kızının Museviliği kabul etmesinde ısrar etmişti. Ayrıca karı-kocanın danışman olarak görevlerinin Ortadoğu barışını sağlamakla sınırlı olacağı söylenmişti.

Ortadoğu barışını sağlamak çok kolay ve Kushner ile karısı gibi İsrail’de üç dört yerde villaları, köşkleri bulunan, yılın bir kısmını İsrail’de geçiren ve bir süreden beri Cidde, Riyad’a ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne hafta sonu ziyaretleri yapan, Suudi Arabistan ve BAE veliahtları iki Muhammed veliahtlık öncesinden arkadaşları olan kişiler için bunu bilmemenin imkânı yok.

İsrail, işgal altında tuttuğu Arap topraklarındaki birliklerini 1948 Arap-İsrail savaşının sonundaki ateşkes anlaşmasının sınırlarına (ki bu sınırlar 1967 Sınırları veya Yeşil Hat olarak da bilinir) kadar çeker, iki gün sonra, Araplarla İsrail arasında ticaret dâhil her türlü ilişki kurulur.

Bürokratlar daima birkaç pürüzlü nokta bulurlar! Barış anlaşmalarının yazılması, imzalanması da birkaç ay alır, ama anlatılmak istenen açıktır.

Mesele bu kadar basittir; ama bunu dürüst aracılar sağlayabilir.

Önce Arap blokunun iki önemli ülkesini yönetecek kişileri atayacaksın, Mısır’daki yönetimi darbeyle değiştireceksin, sonra ABD’nin hegemonik gücünü kullanarak Arap dünyasının kolunu büküp, suratını masaya sürtmeye başlayacaksın. İsrail’de her yıl milyarlarca dolarlık emlak işi yapan damadına barış planı hazırlatacaksın.

Bu plan, tek kelimeyle, işlemez.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp