Top
Ediz Sırapınar

Ediz Sırapınar

ediz.sirapinar@milliyet.com.tr

31/10/2017

Şapkayı öne koyma zamanı!

Fenerbahçe adına ilk 45 dakika en hafif tabiri ile tam bir “arızaydı”!

Öyle bir arıza ki takımın her tarafı tutukluk yapıyordu. Rot-balans bozuktu... Şanzıman dağınık, dişliler çalışmıyor, motor tekliyordu...

Halbuki Galatasaray yenilgisi sonrası zirve yarışı için altın tepside bir şans yakalayan Fenerbahçe’den herkes çok daha farklı bir futbol beklentisi içindeydi... En azından Yeni Malatyaspor maçındaki gibi baskılı, agresif, hareketli bir oyun başlangıcı olmalıydı... Ama nerde?

Tam tersi silik, durağan deyim yerindeyse içi geçmiş bir Fenerbahçe takımı vardı sahada...

Ve Aykut Kocaman bu futbolu tepkisiz seyretmeyi yeğledi... Tek bir müdahaleye gerek görmeden...

Kayserispor tartışmasız Süper Lig’in iyi futbol oynayan dişli takımlarından biri. Savunmayı da hücumu da biliyorlar. Sahaya öyle mükemmel parsellediler ki, zaten oynamaya niyeti olmayan Fenerbahçe’ye top yapacak en küçük bir alan vermediler... 41. dakikada Neustadter’in hatalı geri pasında Umut ile öne geçmeleri de açıkcası ne Kadıköy’de maçı takip edenleri, ne de televizyon başındakileri şaşırttı.

Bu arada yeri gelmişken şunu da belirtmek gerek... Neustadter iyi bir profesyonel olabilir. Ama vasat bir yetenek. Gerektiğinden fazla özgüvenle oynuyor. Biri ona Pique olmadığını hatırlatmalı. Yoksa takımın başını daha çok yakar.

Fenerbahçe adına işler tam bir çıkmaza girmişken, devre biterken çizgiye mükemmel inen takımın en çalışkan ismi Valbuena’nın “al da at” pasını iyi değerlendiren Ozan Tufan beraberliği sağladı. Bu gol öncesi Ozan’ın darbesi ile yerde yatan Deniz Türüç’ün pozisyonu tartışmaya açıktı. Belki Deniz’e yaralayıcı, oyunu durdurmayı gerektirecek bir darbe gelmemişti ama yine de fair - play adına Fenerbahçeliler topu dışarı bırakabilirdi...

Fenerbahçe bu golün getirdiği özgüvenle ikinci yarıya biraz daha arzulu başladı. Duran toptan önce Neustadter, ardından Souza ile gelen iki gol skor tabelasına oynanan futbola baktığınızda kimsenin tahmin edemeyeceği bir skorun asılmasını sağladı... Ardından Neto’nun ters vuruşu sarı-lacivertli ekip adına kötü senaryonun başlangıcıydı... Ve gecenin finalinde gelen santrası yapılmayan Kayserispor’un beraberlik golü Fenerbahçe ve Aykut Kocaman’ın önümüzdeki günlerde çokça tartışılacağı koca bir kapıyı araladı...

Bu beraberlik Fenerbahçe’nin zirveye yaklaşma planlarına ağır bir darbe indirdi doğal olarak... Daha 10. haftayı bitirdiğimiz düşünülürse tabi ki hiçbir şey bitmedi... Ancak 10 kişi kalmış bir Galatasaray’ı yenmeyi beceremiyorsanız, evinizde üç gol attığınız bir maçı galip bitiremiyorsanız şampiyonluk konuşmak biraz “suni” kaçıyor...

Mesela Kocaman’a göre Giuliano tehlikeli bölgede topla en çok buluşan isim olabilir. Savunmaya da yardım sağlayabilir. Ya sonuç... Maç kazandırmaya gram faydası yok. Sadece Brezilyalı mı? Dirar, Ozan Tufan, iki bek Hasan Ali ve Isla da daha efektif, daha üretken, daha yaratıcı oynamadıkları sürece tüm hayaller, vaadler, sözler lafta kalır... Fenerbahçe’nin artık biraz daha oyuna hükmetmesi, rakiplerini sahada silkelemesi, formanın gücünü, ağırlığını göstermesi şart... Bu taraftar, bu kulüp bu takımı hak etmiyor... Artık birileri için şapkayı öne koyma zamanı...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp