Top
Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

09/09/2020

Merkez ilçe belediyeleri ve kaymakamlıklar kapatılmalı

Gereksiz, amaçsız ve yararsız yere yapılan her çeşit iş, işlem ve harcama israftır. İsraf, haddi aşmaktır. İsraf, bir davranış bozukluğudur. İsraf, görgüsüzlük ve açgözlülüktür. İsrafın önlenmesi ise, hayatımızda gereksiz, amaçsız ve yararsız hiçbir şeyi yapmamaktır. Türkiye İsrafı Önleme Vakfı, en çok israfın olduğu alanlardan başlayarak, en aza doğru Türkiye’deki israf alanlarını dört kategoriye ayırmaktadır:

Altın israf alanları

Gümüş israf alanları

Bronz israf alanları

Düz alanlar (Bireysel   israflar)Merkez ilçe belediyeleri ve kaymakamlıklar kapatılmalı

Bu kategorilere örnek olması bakımından, Altın israf alanları kategorisine, tahsil edilen primlerden ayrı olarak, Sosyal Güvenlik Kurumu’na bütçeden aktarılan ilave kaynak gösterilebilir. 2019 yılında, Sosyal Güvenlik Kurumu’na bütçeden ilave olarak 192 milyar lira aktarılmıştır. 2020 yılında Sosyal Güvenlik Kurumu’na bütçeden ilave olarak 218 milyar 800 milyon lira aktarılması beklenmektedir. Kötü işleyen ve sürdürülemeyen mevcut sosyal güvenlik sisteminden kaynaklanan söz konusu ilave harcama, Türkiye’nin en büyük israf kalemlerindendir.

Bütçe için bir kara delik haline gelmiş mevcut sosyal güvenlik sistemi “Emeklilik Fon Hesabına” dayanan yeni bir sosyal güvenlik sistemiyle yenilenmelidir.

Sokağa bakıyor

Büyükşehirlerdeki merkez ilçe belediyeleri ve kaymakamlıklar bürokrasinin arttırılması, gereksiz, amaçsız ve yararsız kaynaklar kullanması dışında, şehirlere istenen seviyede katma değer oluşturamadılar. Büyükşehirlerdeki merkez ilçe belediyeleri ile kaymakamlıklar, kırtasiyeciliği arttırarak israfa sebebiyet veren gereksiz ve yararsız kuruluşlarıdır.

Büyükşehirlerin merkezlerindeki iş ve işlemlerde ikileşme oluşturulmuştur. Bu bakımdan, merkez ilçe belediyeleri, kaymakamlıklar ile birlikte kapatılmalıdır. 130 merkez ilçe belediyesi ve kaymakamlıklar ile ilgili bakanlıkların bu ilçelerdeki taşra teşkilatları, gereksiz makamlar olarak oluşturulmuş olup, mali kaynaklarımız ve vergilerimiz israf edilmemelidir.

Merkez ilçe belediyelerinin yetkisi çok az, ancak binaları ve gereksiz harcamaları çok büyük. İmar yetkisi, ulaşım, su yetkilerinin hepsi büyükşehirin. Merkeze ilçe belediyeleri sokağa bakıyor, çöp toplayıp yapı kullanma izin belgesi veriyor. Son üç fonksiyonu büyükşehir belediyeleri de rahatlıkla yapabilir.

Sadece belediyelerin kapatılmasından dolayı, yıllık yaklaşık 40 milyar liralık tasarruf sağlanmış olur. Böylece, büyükşehirlerde hizmet kalitesi artar. Bürokrasi azalır. Vatandaşlar daha mutlu olur.

4 gün çalışma

Personelin mutluluğunu sağlamak ve verimliliğini arttırmak ve “Hepitalist İnsan... Hepitalist Türkiye...” prensibini çalışma hayatımıza yerleştirmek amacıyla, kurucusu olduğum Türkiye İsrafı Önleme Vakfı bünyesinde faaliyet gösteren tüm birimlerde ve 232 personeli kapsayacak şekilde, 1 Şubat 2020 tarihi itibariyle haftada 5 gün yerine 4 gün çalışma modeli uygulanmaya başlanmıştır. Verimliliğimiz arttı. Çalışanlarımız çok daha mutlu.

Aralarında ABD, İngiltere ve Almanya’nın da bulunduğu sekiz ülkeden 3.000 çalışana haftalık çalışma saatleriyle ilgili yapılan anketin sonuçlarına göre, günde 5 saat odaklanarak çalışmanın günlük işlerin yerine getirilmesi için yeterli seviyede olduğunu ortaya koydu.

Çok zaman harcamak yerine, üretkenliğin sağlanması, haftada 5 gün yerine 4 gün çalışma uygulamasının temelini oluştururken, bu uygulaman; stres, ruh sağlığı, cinsiyet eşitliği, çevre kirliliği ve israf gibi insanlığın karşı karşıya olduğu sorunlara da çözüm oluşturmaktadır.

Haftada 5 gün yerine 4 gün çalışma uygulaması; çalışanların kendilerine ve ailelerine daha fazla zaman ayırmalarını ve daha mutlu olmalarını sağlamasının yanında, ofisin 1 gün daha az kullanılmasından dolayı işletme maliyetlerinin azalması, ofisteki enerji ve sarf malzemesi kullanımının azaltılması, yoğun şehir trafiğinin azalması, ulaşım için harcanan yakıtın tüketimindeki düşüşün çevre kirliliğini azaltması ve toplu taşıma sistemlerinin rahatlatılması gibi önemli toplumsal faydaları vardır.

Haftada 4 gün çalışmak tükenmişlik sendromunu da ortadan kaldırır. Günümüz iş dünyasında yaşanan sorunların başında tükenmişlik sendromu gelmektedir. Bu konuda yapılan araştırmalar, mesai saatleri üzerinde yoğunlaşmaktadır. Çalışanlardaki tükenmişlik sendromunu ortadan kaldırmak amacıyla şirketler haftada 5 gün yerine 4 gün çalışma uygulamasına geçmektedir. Finlandiya ve Yeni Zelanda gibi ülkeler de böyle bir uygulamayı değerlendirmektedir.

Çalışanların haftada 3 gün izinli olmaları, çalıştıkları kuruma olan sadakatlerinin de aynı oranda artmasını da sağlar. Haftada 5 gün yerine, 4 gün çalışma uygulamasının her iki taraf için tam bir kazan-kazan durumu oluşturduğu belirtilebilir.Türkiye 642 milyar lirasını israf ettiBir milyonda en fazla üç hataya izin veren Altı Sigma Yönetim Yaklaşımı dikkate alındığında, Türkiye’nin dört sigma seviyesinde olduğu tahmin edilmekte olup, milli gelirinin yaklaşık % 15’ini israf etmektedir. Buna göre Türkiye, 2019 yılında 642 milyar TL kaynağını israf etti. Türkiye milli gelirinin yaklaşık %15’ini israf edilmemiş olsaydı, söz konusu meblağla; Her biri 500 bin lira değerinde 1 milyon 284 bin konut yapılabilir ve konut sorunu tamamen çözümlenme yoluna gidilebilirdi.Her birisi 300 yataklı ve tanesi 40 milyon lira değerinde 16 bin hastane ülkemizdeki sağlık sistemini tamamen rahatlatmış olurdu.Her birisi 4 milyon lira değerinde 16 derslikli 160 bin 500 ilkokul ve ortaokul yapılarak, eğitimde fiziki kapasite arttırılarak her dershanede 30 öğrencinin okutulması hedefi yerine getirilmeye başlanmış olabilirdi.Kilometresi 3 milyon lira olan 214 bin km otoyol yapılarak ülke kalkınması için gerekli ulaşım alt yapısı tamamlanırdı.Her bir ihracatçı firmaya veya KOBİ’ye 300 bin lira kredi verilmiş olsaydı, 2 milyon 140 bin işletmeye kredi verilebilirdi.Yoksulların gelir getirici bir faaliyette bulunması çerçevesinde, her bir dar gelirliye yıllık 30 bin lira vatandaşlık geliri verilmesi durumunda, Türkiye’de 21 milyon 400 bin kişiye ulaşılarak gelir dağılımındaki adaletsizliğin azaltılmasına katkı sağlanırdı.Türkiye’de her birey ve kuruluş; gereksiz, amaçsız ve yararsız iş işlem ve harcamalardan kaçınırken, 80/20 Prensibi ile Altı Sigma Yönetim yaklaşımının uygulanmasını hedefleyerek, israfın asgari seviyeye inmesine yardımcı olmalıdır. İsrafın önlenmesi, müreffeh ve hepitalist bir Türkiye için kaçınılmazdır.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp