Top
Cem Kılıç

Cem Kılıç

cem.kilic@milliyet.com.tr

26/03/2020

Koronavirüs endişesiyle işe gitmek istemezsek...

Koronavirüs salgınıyla evde çalışmak giderek yaygınlaşırken bunu yapma imkânı olmayan çalışanların aklında şu soru var: İşe gideyim mi, yoksa gitmeyeyim mi? Ya işe gidince hastalanırsam? Gelin bu sorulara birlikte cevap arayalım...

 

Yaşadığımız süreçte çalışanlar hemen hemen aynı ikilemde kalıyorlar ve aynı kaygıları taşıyorlar. İşe gideyim mi, gitmeyeyim mi?

Ya işe gittiğimde hastalanırsam? İşe gitmezsem sonuçları ne olur? Bugünlerde işleri tatil edilmemiş çalışanların en çok zihnini bu sorular meşgul ediyor.

Bu sorulara bütün işçiler ve bütün işler için ortak tek bir cevap vermek mümkün değil... Konu hakkında değerlendirme yaparken işçinin ve işin niteliklerini değerlendirmek gerekiyor. Yapılan değerlendirme sonucuna göre soruların cevaplar değişiyor.

Önlem işverenden...

Koronavirüse karşı işçinin korunması da işverenin iş sağlığı ve güvenliğini sağlama yükümlülüğünün kapsamında yer alıyor. İşveren, işçilere işyerinde yönelebilecek bir risk olarak koronavirüs salgınına karşı da koruyucu önlemleri almakla yükümlü.

Bu önlemlerin başında evde çalışma olasılığının olup olmadığının değerlendirilmesi, işyerinde çalışmak zorunlu ise, işin niteliği dikkate alınarak bulaşma riskinin büyüklüğüne göre bütün önlemleri almak geliyor.

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 13. maddesi uyarınca, ciddi ve yakın tehlike ile karşı karşıya kalan çalışanlar İSG kuruluna, kurulun bulunmadığı işyerlerinde ise işverene başvurarak durumun tespit edilmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasını talep edebilir.

İşçi kaçınabilir mi?

Kurul acilen toplanarak, işveren ise derhâl kararını verir ve durumu tutanakla tespit eder. Kurul veya işverenin çalışanın talebi yönünde karar vermesi hâlinde çalışan, gerekli tedbirler alınıncaya kadar çalışmaktan kaçınabilir. Çalışanların çalışmaktan kaçındığı dönemdeki ücreti ile kanunlardan ve iş sözleşmesinden doğan diğer hakları saklıdır.

Çalışanlar ciddi ve yakın tehlikenin önlenemez olduğu durumlarda birinci fıkradaki usule uymak zorunda olmaksızın işyerini veya tehlikeli bölgeyi terk ederek belirlenen güvenli yere gider. Bu durumda en güvenli yerin ev olduğu düşünülmektedir. Çalışanların bu hareketlerinden dolayı hakları kısıtlanamaz.

Bu nedenle işin niteliğine göre salgına karşı işyerinde önlem alınabiliyor ve fakat önlem alınmamışsa, çalışanlar bu önlemin alınmasını kurul veya işverenden talep edecek, önlem alınıncaya kadar çalışmaktan kaçınabilecektir. İşin niteliği salgına karşı önlem alınmasını imkânsız kılıyorsa, çalışanlar kurul veya işveren kararını dahi beklemeden işe gitmekten kaçınabilecektir.

Her iki durumda da çalışmadıkları dönem için ücrete hak kazanabileceklerdir.

Koronavirüs endişesiyle işe gitmek istemezsek...

Etkilenme riski önemli

Virüsten daha fazla etkilenme riski olan çalışanlar için tüm önlemler alınsa da salgının başlı başına işçi nezdinde gerçekleşen zorlayıcı neden olduğu, işçinin işe gitmesinin beklenemeyeceği kanaatindeyim. 65 yaş üstü kişiler ile kronik rahatsızlığı olan kişiler için zaten sokağa çıkma yasağı devreye alındı.

Örneğin gebe çalışanların da zorlayıcı nedenle işe gitmemeleri söz konusu olabilecektir. Fakat ne yazık ki Kanun bu durumda olan çalışanlara işe gitmeme hakkını tanırken, işverene sadece bir hafta süre ile yarım ücret ödeme yükümlülüğü getiriyor. Bir haftanın sonunda işverene iş sözleşmesini feshetme hakkı tanıyor. İşçi koşulları varsa kıdem tazminatına ve işsizlik sigortasından sağlanan işsizlik ödeneğine hak kazanmakla birlikte yine de işsiz kalıyor.

Bu durumlar yoksa...

Koronavirüs salgınına karşı yukarıda belirtilen durumlar yoksa gerekli her türlü önlem alındıysa ve işçi buna rağmen işe gelmiyorsa durum işçi açısından mazeretsiz devamsızlık olarak değerlendirilebilir. Çalışanın devamsızlığı ardı ardına iki iş gününü veya bir ayda üç işgününü aşarsa işveren iş sözleşmesini haklı nedenle feshedebilecek üstüne işçi kıdem tazminatından ve işsizlik ödeneğinden yararlanamayacaktır.

Ulaşım konusu nasıl çözülecek?

İşverenlerin önlem alma zorunluluğu sadece işyeri ile sınırlı değil, mevcut durumda işçinin işe geliş ve gidiş sırasında karşılaşabileceği bulaş riskine karşı da koruma yükümlülüğünü içeriyor. Yani işverenler işçilerini işe geliş ve gidişleri sırasında da virüs bulaşma riskine karşı korumakla yükümlüler.

Çalışanlara güvenli ulaşım aracı temin etmek zorundalar. Bunun temin edilmemesi dahi çalışana ücretinden mahrum kalmadan çalışmaktan kaçınma hakkı verebilecektir. Bu noktada şunu da belirtmek gerekir ki işyerinde çalışanlardan birinde Koronavirüs olduğu tespit edilmiş ise bu değerlendirmelerin hiçbirine başvurmadan işçi çalışmaktan kaçınma hakkını kullanabilecektir.

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp