Top
Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

30/06/2020

Sınavzedelerin özgürlüğü MEB ve aile bütünlüğü?..

LGS ve YKS nedeniyle 5 milyondan fazla aile yıllardır adeta evlerine kapanmıştı. Çocukları test çözüyor, onlar da ona lojistik destek sağlıyordu. Ne hafta sonları ne de geceleri, gündüzleri vardı. Her şeyden uzak, izole bir hayat yaşıyorlardı. Sınavların yapılmasıyla birlikte özgürlüklerine kavuştular.

Tatil herkesin hakkı ama sanki en çok da onların hakkı.

Sınav sonuçları açıklanmadan bu hakkı kendilerinde görmeyenlere önerimiz, sizler elinizden geleni yaptınız, sonrasını, daha sonra değerlendirirsiniz, şimdi en iyisi mi biraz dinlenin. Çünkü önümüzde zor günler yine bizi bekliyor olacak.

Sonuçların açıklanması, tercihler, yerleştirme, ek yerleştirme, kayıtlar, barınma, yemek, ulaşım sorunları, oryantasyon derken hemen her gün yeni bir sorunla yüz yüze gelirseniz şaşırmayın.

Ama bunlar tatlı yorgunluklar. 

En zoru bile, sınav sonuçlarına baktığınızda, ekranda görünen “Hiçbir yere yerleşemediniz” görüntüsünden daha ürkütücü olamaz.

Sınav baskısı, artı korona tedirginliği, bu yıl sınava giren adayları çok zorladı. Arada dışarı çıkıp hava bile alamadılar.

İşte hepsi geçti. Kuşlar kadar hürsünüz ama ne olur sosyal mesafe kuralını asla ihlal etmeyin, maskesiz dışarı çıkmayı aklınızın ucundan bile geçirmeyin. Yoksa üniversiteyi kazanma sevinciniz bir anda kâbusa dönüşebilir!..

Sonuç ne olursa olsun, dünyanın sonu değil. İyi puan alıp, en iyi bölümlere yerleşenler için artık bütün kapılar sonuna kadar açılmayacağı gibi, aradığını bulamayanlar için de her şey bitmiş olmayacak!

Demokrasilerde çare tükenmez sözünü çok severim. Bu konuda da çare tükenmez, bu yüzden, hakkınızda hayırlısı ne ise o olsun. 

Yeter ki pes etmeyin ya da nasıl olsa istediğim yere girdim diye rehavete kapılmayın...

Sözleşmeli dayatması!

Hemen her mesleğin sorunları var ama hiçbiri öğretmenlerinki kadar olamaz.

Aynı okulda, aynı sınıfta, aynı derse giren ücretlisi, sözleşmelisi, kadrolusu çeşit çeşit öğretmen var. Atanmalarından özlük haklarına, özür tayinlerinden terfilerine kadar her konuda sorun yaşıyorlar. En önemlisi ise aile bütünlüğü. Dün başvuruları başladı ve işte onlardan gelenler:

- 3 yıl dolmadan eş durumundan biz öğretmenler eşlerimizin yanına gidemiyoruz. Onlar bizim yanımıza gelebiliyor. Yani eşimiz öğretmen, polis, karacı asker, sağlık görevlisiyse yanımıza gelebiliyor. Sözleşmeli öğretmenler de birbirinin yanına gidebiliyor. Ancak eşimiz Deniz, Hava kuvvetlerinde veya Sahil Güvenlik Komutanlığı’nda çalışıyorsa meslekleri gereği her ilde çalışamıyor ve yanımıza gelemiyor. Aslında iki taraf da memur ancak eş durumu yapamıyor. Üç yıl dile kolay ama yaşaması çok uzun bir zaman dilimi. Hal böyle olunca da ortaya yıkılan yuvalar, kurulamadan dağılan aileler, mutsuz anne, baba ve çocuklar çıkıyor.

- Sözleşmeli öğretmenlerin aile birliği yok. Eşlerden ikisi de sözleşmeli öğretmen ise aile birliği sağlanıyor. Ancak eşi özel sektör vs. olanlar ayrı kalmaya mahkûm! Lütfen bu duruma artık bir çözüm getirilsin.

- Her ikisi de sözleşmeli öğretmenlerin eş tayini kılavuzunda büyük bir haksızlık var. Eşi atanmış ama herhangi bir sebeple başlayamamış öğretmenlerin eşleri tek taraflı başvuru yapabiliyor! Eşleri 1 yılı doldurmamış öğretmenler tek taraflı başvuru yapabiliyor, ancak her iki eş de 1 yılı tamamlamışsa ikisi de karşılıklı tayin istemek zorunda. Bu büyük bir haksızlık. Tercih hakkımızı elimizden aldılar. Eşim bir yıldır Beytüşşebap’ta çalışıyor. Ben Kilis’te. Bir sene bekledik o yanıma gelsin diye. Şimdi bu şartlarda kimin gideceği belli bile değil!..

Özetin özeti: Eğitim, eziyet veren değil, mutluluk dağıtan olmadığı sürece sorunlarımız bitmez! Çünkü mutsuz sistem, mutlu nesiller yetiştiremez!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp