Top
Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

27/01/2021

Üniversitelerde sona mı gelindi? (1)

Üniversite eğitimine olan ilgi dünya genelinde azalıyor.

Her ne kadar sayısal artış söz konusu olsa da ilgi azalması bizde çok daha hızlı. Çünkü alınan eğitim harcanan emeğin ve paranın karşılığını vermediği gibi, kişinin ve toplumun yaşam kalitesini de yükseltmiyor!

Bu yüzden, hızla “Eğitime ne gerek var ki” noktasına gelinirse, bu hiç şaşırtıcı olmaz.

Konuyu, ne olur, artık ciddiye alalım! Hem de sadece devletin değil, başta veli, öğretmen, öğrenci olmak üzere herkesin şapkayı önüne koyup düşünmesi gerekiyor.

Diploma odaklı eğitimin sonunun geldiğini şimdi değil de ne zaman anlayacağız?

Diplomalı işsizlerin sayısı on milyonları bulduğunda mı?

Artık şu kararı vermenin zamanı geldi de geçiyor:

Diploma mı yoksa severek yapacağınız bir meslek ve iyi bir iş mi?..

Üniversitelerin altın çağı sona eriyor!

KPMG, 1867’den bu yana, denetim, vergi ve danışmanlık hizmetleri sunan dünyanın en büyük firmalarından biri. 147 ülkede, 220 bin çalışanı var.

Bu kez, dünya genelinde, yükseköğretim kurumlarını ele almışlar ve şu sonuca varmışlar: “Üniversitelerin altın çağı sona eriyor.”

Çok çarpıcı ve bir o kadar da iddialı bir tespit ama ciddi argümanları var!

Ülkemizde yaşananlara baktığımızda da çok da haksız sayılmazlar.

İsterseniz gelin önce onların tespitlerinden birkaçına göz atalım, sonra da “Bu konuda ne yapabiliriz?” sorusuna cevap arayalım:

Özellikle eğitim ücretleriyle üst ligde yer alan dünyanın en büyük üniversiteleri yol ayrımında ya geleneksel kalacaklar ya da yeni eğitim modellerini sisteme dâhil edecekler.

Pandemi nedeniyle çok kısa sürede radikal dönüşümler geçiren sektörlerden biri de eğitim.

Tüm dünyada ülkeler ilk ve ortaöğrenimi düzene koymaya çalışırken, sistemin bir sonraki halkası üniversiteler kritik bir kavşağın eşiğinde.

1960’lardan bu yana toplumlarda önemli yeri olan üniversitelere verilen geniş destek sarsılıyor.

Yüksek maliyetlere bağlı yüksek ücretler ve bu bedelin karşılığı sorgulanıyor.

Enflasyonun üzerinde artan eğitim ücretleri, yükselen öğrenci borçları fırsat eşitliğini zedeledi.

Yoksul öğrenciler eğitim ücretlerini karşılayamıyor ve ödeyemeyecekleri borçların altına giriyor.

Kimse üniversitelere şu andakinden daha fazla ödemek istemiyor.

İşe alım kriterleri değişti

İşveren tarafında da durum karışık. Ekonomik değişim hızlandıkça, endüstri, üniversitelerden gelen yeni mezunları eğitmek yerine işe hazır insanları tercih ediyor.

İngiltere’de yükseköğrenim gören her beş kişiden birinin maliyetinin, gelecekte kazanılacak paranın altında kalacağı hesaplanıyor. Yani bu para üniversite eğitimine harcanmasaydı bu öğrencilerin mali durumları daha iyi olacaktı.

İngiltere’de 2020’de yapılan bir araştırmaya katılanların yüzde 61’i bir lisans diplomasının 10 yıl öncesine göre daha az değerli olduğunu söylüyor.

Mesleki eğitime dönüş!

Yükseköğrenimin ücretli olduğu birçok Avrupa ülkesinde ebeveynler, çocuklarının üniversiteye gitmesini istiyor ancak eve tesisatçı çağırmaya paraları yetmiyor. Çünkü beceri eğitimi ve çıraklık, yükseköğrenimdeki genişleme nedeniyle geri plana atıldı.

Ortaöğrenim sonrası yükseköğrenim ve mesleki öğrenim planlamaları arasında ciddi dengesizlikler var.

Çin, yerel üniversite sistemini bir eğitim modeli olacak şekilde hızla geliştiriyor. Hindistan, ortaöğretim sonrası kurumlarına büyük yatırım yapıyor. Uluslararası talep, geleneksel üniversite eğitiminden mesleki ve pratik kurslarla yeteneklerini geliştiren teknik insanlara kayıyor.

Kişiselleştirilmiş öğrenimin kalitesi kurumsal başarının anahtarı olacak.

Dönüşüm sadece müfredat, eğitimin devamı, öğrenci desteği ve araştırmayla sınırlı kalmayacak.

Kurslar bugüne kadarki kurgunun aksine teknoloji yardımıyla öncelikle dijital sunulacak şekilde tasarlanacak ve yüz yüze eğitimde insanla desteklenecek.

Neler olacak?

Görünen o ki üniversiteler çok hem de çok büyük bir transformasyon yani değişim geçirecek. Çağa ayak uyduranlar ayakta kalacak, uyduramayanlar yok olup gidecek.

Hibrit eğitim öne çıkacak, kurslar sınavlara öğrenci hazırlamanın bir adım ötesine geçip meslek adamı yetiştirecek.

Kampüs modeli ve yüksek maliyetlerin yerini üniversite-sanayi iş birliği çerçevesinde yerinde eğitim modelleri alacak. Meslek adamlarını meslek okulları, bilim insanlarını da üniversiteler yetiştirecek! Yani öğrenme yöntemlerinde ve rollerde büyük değişiklikler olacak!..

Tüm bunları yıllardır diye getiriyoruz da değişen ne oldu?

Su da bir anda kaynama noktasına gelmiyor!..

Özetin özeti: Hemen her alanda büyük değişimler yaşanacak, lokomotifi de eğitim ve özellikle de üniversiteler olacak!..

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp