Top
Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

16/09/2020

Okullar eğitime hazır mı?

Milyonlarca evde büyük bir telaş var.

Okullar pazartesi günü yüz yüze eğitime başlayacak. 

Önce anaokulu öğrencileri ve mini mini birler, daha sonra da diğer sınıflar okullu olacak.

Açılış, akademik değil sembolik! Bir gün okul, altı gün tatille başlayıp, haftalar ilerledikçe gün sayısı artacak! 

Peki okullarımız, eğitim-öğretim yılına hazır mı?..

Geçtiğimiz hafta sonu, KPSS vardı. Sınava katılanların gözlemlerine göre, yeni öğretim yılına fazlasıyla hazır okullarımız da var, hiç hazır olmayanlar da! Umarız, önümüzdeki birkaç gün içerisinde, onlar da hazır hale gelirler!..

Cevapsız sorular!

“Okullar aylardır kapalıydı, gerekli düzenlemeler, bu süreçte neden yapılmadı?” diyenler elbette çıkacaktır. 

Bu sorunun cevabını herkes gibi ben de çok merak ediyorum.

Yine aynı şekilde, hizmetli kadroları da henüz tamamlanmış değil. 

“İŞKUR devrede ama hâlâ çözüm yok” diyen okul yöneticilerinin sesine mutlaka kulak verilmelidir. Tıpkı “Kantinler kapalı, ekstra hiçbir gelirimiz yok, ortada kaldık, şimdi ne yapacağız?” diye çaresizliklerini dile getiren yöneticilerin de can kulağıyla dinlenmesi gibi!..

Turizm sezonu açılmadan önce, ciddi kriterler getirilmiş ve tesisler ciddi anlamda denetlenmişti. Okullar için de ortaya çok farklı fikirler atıldı ama ne kadarı ciddiye alındı ne kadarı uygulanıyor, belli değil!

Mazeret çok ama!..

Pazartesi günü, okullar öyle veya böyle bir şekilde açıldığında, umarız pırıl pırıl sınıflar, tuvaletler, koridorlar, bahçeler, veli ve öğrencileri karşılar. 

Hijyen koşullarında, maske, ateş ölçer ve dezenfektan ürünlerinde sorun yaşanmamalı, penceresi açılmayan sınıf, kapısı kırık tuvalet, çiçeği kurumuş bahçeler de görüntüyü bozmamalıdır.

Okul Aile Birlikleri böylesi bir ortamda nasıl faaliyet gösterir bilinmez ama onları da bir şekilde işin içine katmakta yarar var. Katılmalı da! Çünkü bugüne kadar onların katkıları büyüktü, bundan sonra, daha fazlası olabilir. Olmalı da!..

Yerel yönetimler bölgelerindeki okulların yeni öğretim yılına en iyi koşullarda başlaması için elinden geleni yapmalı, okulların her türlü ihtiyaçlarına yardımcı olmalıdır.

Elbette bu onların görevi değil ama MEB hangi birine yetişsin ve şu an kabahatli arama dönemi değil. Çocuklarımızın sağlığı her şeyden çok daha önemli.

En zor dönem!

Pandeminin bütün dünyada tavan yaptığı bir süreçten geçiyoruz. Bu yüzden, dikkatli hem de çok dikkatli olmamız gerekiyor. Okullarımızı sağlıklı bir şekilde açar ve devamlılığını sağlarsak, toplum olarak, bu zor sınavdan geçmişiz demektir.

Çocuklarımız ülkemizin geleceği ve onları korumak hepimizin görevi.

Koronayla mücadelede başkalarından ne bekliyorsak, önce kendimiz yerine getirelim, sonra da getirmeyenleri samimiyetle uyaralım, devamı gelecektir.

Cebinizde bir de yedek maske taşıyın, takmayana kızmak yerine, ona verin, o da taksın. Belki de alacak gücü yoktu ya da unuttu!..

Gün didişme günü değil, çocuklarımız ve onların geleceği için kenetlenme günü.

Hibrit eğitim?

Yarısı uzaktan, yarısı yüz yüze karma model, pandemi dönemi sona erse de sanki kalıcı olacak gibi. 

Üniversiteler bu sistemi çok sevdi. İlk ve orta dereceli okullarda da aynı yoğunlukta olmasa da özellikle kırsal bölgeler için tercih nedeni olacak.

MEB, EBA ile bu konuda epeyce yol aldı ama kendini günümüz koşullarına göre yenilemesi gerekiyor!

Uzaktan eğitimde, içerik üretme, teknik altyapı, takip, süre, özellikle de sunum çok önemli.

Uygun koşullar yerine getirilmediğinde yarardan çok zarar getirir ve fırsat eşitliğinde makasın daha da açılmasına neden olabilir! Bu yüzden sorunlar halının altına üretilmeden, yeni açılımlar aranmalıdır!..

Öğretmenlerin sağlığı

Bugüne kadarki zor süreçte sağlık ordumuz inanılmaz bir mücadele verdi. İnanılmaz derecede özveriyle çalıştılar, çok yoruldular, çok şehit verdiler.

Okulların açılmasıyla birlikte, eminiz ki eğitim ordumuz da benzeri bir mücadele verecek. 

Ne olur onları da tepe tepe kullanmayalım. Moralleri ve sağlıkları ne kadar yüksek olursa, mücadeleleri de o denli başarılı olacaktır.

Özetin özeti: Tedirginlik, korku, panik ve felaket senaryolarıyla bir yere varamayız. Okulların açılması risk değil, mutlu sonun başlangıcı olmalı!..

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp