Top
Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

07/04/2011

YGS’de cevap bekleyen sorular ve yorumlar?..

Türkiye günlerdir YGS’yi konuşuyor. Ama ne olduğunu da, hâlâ tam olarak anlayabilmiş değil. Başbakan Erdoğan dışında, Cumhurbaşkanı’ndan Meclis Başkanı’na, Milli Eğitim Bakanı’ndan YÖK Başkanı’na kadar devletin en tepesindekiler, ÖSYM Başkanı’nın açıklamalarını tatmin edici buldu. Ancak, adaylar ve veliler, aynı düşünce de değiller. En azından çok önemli bir bölümü...
Şu ana kadar zaten herkes yazacağını yazdı, söyleyeceğini söyledi. Tartışmalara son noktayı ise yargı koyacak. Tıpkı KPSS’de olduğu gibi!
Hatırlanacağı gibi 9 ay önce de yine benzer iddialar ortaya atılmış ve yine ısrarla “abartılıyor“ denilmişti. Ancak on gün sonra önce ÖSYM Başkanı istifa etmek zorunda kaldı, sonra da sınav iptal edildi.
Ve o zaman da tıpkı bugün olduğu gibi eğer medya olayın üzerine gitmeseydi, mesafe kaydedilemezdi...

Nereden nereye?
 Eğer KPSS skandalına yönelik soruşturma en hızlı bir şekilde tamamlanmış olsaydı, muhtemeldir ki YGS skandalı hiç yaşanmayacaktı. Ama ne hikmetse söz konusu inceleme hâlâ tamamlanamadı...
YGS ile ilgili haberleri hiç okumadan, detayına girmeden medyayı eleştirenler var. “Neden şimdi?” diye öküzün altında buzağı arıyorlar. Başkalarını bilmeyiz ama biz 30 yıldır benzeri tüm gelişmeleri haber yapıyoruz. Yani ne bugünkü ÖSYM yönetimi ile  ne de öncekilerle bir alıp veremediğimiz yok. Sadece gazetecilik yapıyoruz. Ve bu yüzden Gürüz yönetimi defalarca mahkemeye vermiş, Teziç yönetimi de diyalogu kesmişti. Ama işimizi yapmaya devam ettik, etmeye de devam edeceğiz...

İşte en çok merak edilenler?
 Kafaları kurcalayan ve hâlâ cevabı bilinmeyen o kadar çok soru var ki, eminiz Ankara Cumhuriyet Savcılığı tüm sorulara en kısa zamanda yanıt bulur. İşte o sorulardan bazıları:
-  ÖSYM neden sürekli çelişkili açıklamalar yapıyor? Bilgi eksikliğinden mi, acemilikten mi yoksa kasıtlı mı?
-  Basına verilen kopya önce tek kopya dendi sonra da görmeyen öğrenciler için de aynı kitapçığın kullanıldığı söylendi. Neden?
-  Cezaevinde cevap şıkları olmayan kitapçıklar neden gönderildi? Yedek kitapçıklarda da cevap şıklarının olmaması tesadüf müydü? Diğer salonlarda benzeri durum yaşandı mı?
-  ÖSYM’nin internet sitesine, neden adayların sınavda kullandıkları kitapçıklar değil de sanal ortamdaki sorular konuldu?
-  ÖSYM’den yapılan ilk açıklamalarda adaylara verilen kitapçıklarda hem doğru şıkların hem de diğer şıkların yerlerinin değiştiği vurgulanmasına karşın, sıralı bir değişimin ortaya çıkması, tesadüf mü, bilgi eksikliği mi yoksa kasıtlı mıydı?
-  ÖSYM yetkililerinin “programlarımız bir yerde hatalı çalışmış” şeklindeki açıklaması ve başkanın acemilik, işgüzarlık olarak değerlendirdiği hatalar zincirini, adaylar yapsaydı faturası ne olurdu?
-  Basına verilen kitapçığın aynısının sınavda kendisine de verildiğini iddia eden adaylar var. Bu mümkün mü?
-  Sınavda uygulanan algoritmanın güvenirliği, daha önce test edildi mi?
-  “Afyon’da oturuyorum ve internette verilen kitapçık bana ait değil bundan eminim. Birçok gencin kendi kitapçığı değilmiş. Ben de dava açmayı düşünüyorum.” Bu yöndeki iddiaların doğruluk payı var mı?
-  “Başkan Demir’e göre, basına verilen kopya önemsiz bir yan ürün, asıl kitapçıklar master kitapçıktan türetildiği için sorun taşımıyor. Halbuki bu internete yüklenen kitapçıklardan anlaşıldığına göre sınavda kullanılan tüm kitapçıklar, basına verilen sorunlu kitapçıktan türetilmiş. Şıklar karıştırılmamış, çembersel olarak kaydırılmış. Bu nedenle şifresel sorun, kısmen de olsa tüm kitapçıklara aktarılmış” iddiasına neden cevap verilmiyor?
-  Böylesine basit bir şifreleme işlemine neden gereksinim duyulmuştur, kimin fikridir? Kim bu şifreleri koymuştur? Kimlerin bu şifreleme sisteminden haberi vardır?
-  Neden isme özel soru kitapçıklarının basılması gereği duyuldu? Böyle bir uygulama dünyada var mı?
-  Mod medyan ve benzeri şifreleme iddialarının, sınavdan önce,  ÖSYM’de geldiği Başkan Demir tarafından da teyit edildi? Bu iddialar dikkate alınarak, soru kitapçıkları üzerinde bir uygulama yapıldı mı?
-  Bu şifreleme işi ortaya çıkmamış olmasaydı, bundan sonraki sınavlarda da benzeri bir şifreleme aynen devam ettirilecek miydi?
-  Haziranda yapılan LYS için daha profesyonel algoritmacılardan destek istendi mi?
-  Önceki yıllara göre çok zor olduğu iddi edilen kitapçıkların daha önemli bir kısmı okunmadığı halde 40’ta 40 yapan bin 400 adayın çıkması normal mi? 20 üzeri net yapan sayıları geçen yıllarla kıyaslandığında ortaya nasıl bir tablo çıkıyor?
-  Cumartesi günü hem ÖSYM Başkanı hem de Cumhurbaşkanı tarafından, tüm soru kitapçıkları ve cevap anahtarları internete yüklendi açıklaması, bilerek mi yapıldı yoksa her iki makam da yanıltıldı mı? Yanıltıldıysa kimler yanılttı?
- Olası bir yürütmeyi durdurma ve iptal gerçekleşirse, ÖSYM’nin B planı nedir?
Özetin özeti: ÖSYM yetkilileri ve devlet büyüklerimiz, savcılığın başlattığı soruşturma daha tamamlanmadan, neden birbirleriyle yarışırcasına “tatmin oldum” açıklaması yaptılar?..

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp