Top
Yalçın Bayer

Yalçın Bayer

ybayer@hurriyet.com.tr

09/10/2019

Büyük göçün 30. yılı... Todor JIvkov’un acımasız zulmü

Yıl 1989; Türkiyenin lideri Turgut Özal, Bulgaristan’ın da Todor Jivkov’du.

Gerilere gidersek, bu ‘düşmanlık’ ne zamandan beri sürüyor?

Osmanlı-Türk Harbi (1877-1878) ve Balkan Savaşları’nda (1912-1923) doruk noktasına ulaşan; ardından aralıklarla süren; 1960’lı, 1970’li ve 1980’li yıllarda yine alevlenen ‘Bulgar zulmünün’ hedefi, dini İslam ya da etnik kökeni Türk olanlardı. Bulgar siyasetinin bu topraklarda yaşayan Türk ve Müslümanlardan kurtulabilmek için iki ana yönteme başvurduğu, bunların da ‘zorunlu asimilasyon’ ve ‘zorunlu göç’ olduğunu bütün dünya biliyor.

Etkinliğin ilk oturumunda emekli büyükelçi Tahsin Burcuoğlu, Bulgaristan Başmüftü Yardımcısı Dr. Ahmet Hasan, hakkını aradığı için Bulgaristan’dan ilk sınır dışı edilenlerden Ankara DTCF’den Bulgar dili ve edebiyatı hocası Prof.Dr. Zeynep Zafer; ikinci oturumda İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nden Doç. Dr. Neriman Ersoy Hacısalihoğlu, U.Ü. öğretim üyesi ve Balkan Türkleri Göçmen ve Mülteci Dernekleri Federasyonu (BGF) Genel Başkanı, Dr. Öğr. Ü. Kader Özlem ve Rumeli dergisini çıkaran gazeteci Mehmet Türker’i dinledik. Siyasi olarak Türklerin ‘haklılığını savunan’ konuşmalarıyla bilinen Prof. Stoyan Dinkov ise son anda hastalığı nedeniyle Sofya’dan Bursa’ya gelemedi.Göçün 30. yılı ile ilgili olarak fotoğraf sergisi ve belgesel gösterisi herkesi hüzünlendirdi.

NELER ANLATTILAR?  

‘ETNİK ARINMA SUÇU’

- Prof. Dr. Zeynep Zafer: Sosyalist rejimin kurulduğu 1944’ten sonra Türk ve Müslüman azınlığa yönelik farklı baskılar uygulanmış olsa da bunlara yönelik toplu şekilde karşı çıkma ve protesto etme eylemleri bulunmuyordu. Ölümlü ilk olay, 1964’te Nevrokop’a bağlı Ribnova köyünde meydana geldi. ‘Bulgarlaştırma’ uygulamalarına karşı Türkler büyük direniş gösterdiler; bunun sonucu sürgün, hapis ve ölüm oldu. 1984’ten itibaren ortaya çıkan mücadele gruplarının çoğu ‘Türk Kurtuluş Hareketi’ ve ‘Kuzeydoğu Bulgaristan Müslüman Türklerinin Dayanışma Derneği’ adı altında asimilasyona karşı örgütlenmeleri dikkat çekti.

‘TÜRKLER KORKUYU ATLATTI’

 1986 Mart’ından sonra Necmettin Hak’ın yerine Ahmet Doğan geçti ve örgütün adını ‘Bulgaristan Türk Milli Kurtuluş Hareketi’ olarak değiştirdi. Daha sonra Ahmet Doğan ve ekibi tutuklandı. 1987’den sonra Türklerin gizli mücadelesi yoğunlaştı ve giderek bilinçli bir hal aldı. Bu duruma “Türkler korkuyu atlattı” denildi.

Bundan sonra 360 bini aşkın Türkün sınır dışı edilmesiyle sonuçlanan, Bulgar Parlamentosu’nun ‘etnik arındırma suçu’ olarak nitelendirdiği 89 göçü başladı. Peki, şimdi Bulgaristandaki Türklerin durumu nasıl? Asimilasyona farklı bir şekilde devletin desteği ile de devam edilmektedir. Ne yazık ki zorla verilmiş Bulgar isimleri kütüklerden silinmemektedir. Tüm resmi işlemlerde Türklerin ve Pomakların, tüm Müslümanların zorla verilmiş Bulgar adlarını belgelemek, ibraz etmek zorunluluğu vardır. Bunun yanı sıra Türk adı taşıyanlara karşı negatif ayrımcılık uygulanmaktadır. Ateizm de öne çıkarıldı.

m Bulgaristan Başmüftü Vekili Ahmet Bahadır: Komünizm döneminde öldürme, zulüm ve korku politikası uygulandı. Müslüman unsurlar arasında ayrıştırma politikası güdüldü, ateizm öne çıkarıldı. Din eğitimi yasaklandı, ibadetlere kısıtlama getirildi. Kadınların ‘feraceleri’ attırıldı; erkeklerin de aba poturları ve fes giymeleri yasaklandı. Doğum, düğün ve cenaze merasimleri ‘uygarlaştırıldı’! Sünnet yasaklandı; karışık evlilikler gerçekleştirildi ve isimler değiştirildi.

YARIN: Bulgaristan’da 27 Ekim’de yerel seçimler yapılacak. Türkler ikinci kez ‘Plevne’nin rövanşını’ alabilir mi? Ahmet Doğan’ın ‘dizginleri’ arkadan yönlendirdiği HÖH, Başbakan Boyko Borisov’un partisi GERB ile işbirliği yapabilir mi? ‘Turan’ haritası kimin evinde asılıdır? Irkçı partiler koalisyonu kimi hedef alacak?

OSMANGAZİ OTOBANINA DİKKAT

DÜN İstanbul’dan Bursa’ya giderken yol boyunca büyük bir tedirginlik yaşadık. Osmangazi Köprüsü ve otoyolunu kullandık. Hız sınırı saatte 120 kilometre ama o hızda gitmeye kalkan araçların, üçü son model Mercedes yaklaşık 10 tanesi kaza yaptı. Sebep, otobanın üzerinde biriken ve hiç belli olmayan birkaç santimetre yüksekliğindeki su birikintisi. Otobanda yağmur suları kenardan akacağı yerde yolun üzerinde birikiyor. Hızlı giden araç bu suya girdiğinde tekerleğin yolla teması kesiliyor ve araç yoldan çıkıyor. Araçtaki hiçbir güvenlik donanımı fayda etmiyor. Frene basmak ise felakete davetiye çıkartıyor. Yol boyunca aynı sorun yaşanıyor, aman dikkat edin.

Bu arada otoban kenarında bulunan Bursa Şehir Hastanesi de Bursa’ya bir hayli uzak. Hele bir de yağışlı ve soğuk havalarda vatandaş bu hastaneye nasıl gelecek?

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp