Top
Vahap Munyar

Vahap Munyar

vmunyar@hurriyet.com.tr

20/01/2019

150 milyon dolar yatırdı, ikinci ‘dijital kale’ Ankara’da olacak

- Şirketi 2005’te kurduk. Onun öncesinde profesyonel yöneticiydim. Girişimciliğe adım attıktan sonra şansım da yaver gitti. İşbirlikleri ile işimizi kısa sürede büyüttük.

2013’ü anımsadı:

- Şirketimizin yüzde 70’ini ADM Ventures’a devretmek, bizim için büyük adım oldu.

İş ortakları Rus CROC’a dikkat çekti:

- CROC’la işbirliği, ADM Ventures’un büyük hissemizi alması bize Türkiye’de büyük çaplı bir data center (veri merkezi) yatırımının yolunu açtı.

Yatırım için İstanbul’da bir yıl arazi aradıkları üzerinde durdu:

- Sonunda Tuzla’da Tepeören’i belirledik. “Star of Bosphorus” için 110 milyon dolar yatırım yaptık. Bugüne kadar toplam yatırımımız 150 milyon doları buldu.

Müfit Süer, “dijital kale” diye tanımladıkları merkezin gerçekleştirdiği işlemleri sıraladı:

- Merkezimiz şirketlere “bulut, güvenlik, uygulama yönetimi, felaket kurtarma, yedekleme, veri depolama, barındırma” başta olmak üzere birçok alanda uluslararası standartta hizmet sağlıyor.

İnanç Erol ve Müfit Süer ile geçenlerde buluştuğumuzda, veri merkezi binasının depreme dayanıklılığının altını çizdiler:

- Veri merkezimiz 138 adet sismik izolatör üzerinde inşa edildi. C50 beton kullanıldı. Dolayısıyla 9.2 büyüklüğündeki depreme dayanıklı bir merkeze sahip olduk.

Erol, merkezin şimdilik yüzde 44 dolulukla hizmet verdiğini paylaştı:

- Data büyüyor ve büyümeye devam edecek. Bu da, bizim gibi veri merkezlerini öne çıkaracak. Türkiye, bu konuda ciddi potansiyel barındırıyor.

Yatırım iştahlarının sürdüğünü vurguladı:

- Başta bankacılık, finans, teknoloji şirketleri ve holdingler olmak üzere yaptığımız anlaşmalarla kapasiteyi dolduracak adımlar atıyoruz. İlk hedefimiz Tuzla’da yüzde 80 doluluğa ulaşmak. Ardından ikinci veri merkezini Ankara’da kurmayı düşünüyoruz. Ankara yatırımı 50 milyon dolar dolayında olacak.

Türkiye’de oluşan datanın yine ülkemizde kalması gerektiği çağrısı yaptı:

- Ülkemizde üretilen datanın bir kısmı neden yurtdışına çıkıyor ve dünyanın farklı bölgelerinde toplanıp, korunup işleniyor. Türkiye’nin datası Türkiye’de kalmalı ve büyümeli.

2013’te NGN’de 20 kişinin çalıştığına işaret etti:

- 2013’ten bu yana 12 kat büyüdük. Buna bağlı olarak personel sayımız da 220’ye ulaştı. Yeni projelerle birlikte istihdamda 3 yıllık hedefi 750 kişi olarak belirledik.

Ülkemizde böyle “dijital kale”ler kurulduğuna göre, Türkiye’de üretilen datanın dünyanın farklı bölgelerinde toplanmasına, korunmasına, işlenmesine gerek var mı?

Veri merkezi konusuna da “yerli ve milli”lik açısından bakılamaz mı?

VERİ MERKEZİ HİZMET İHRACATI ŞANSI YARATTI

NGN Yönetim Kurulu Başkanı İnanç Erol, Ortadoğu ve Orta Avrupa’da da işlerinin olduğunu belirtti:

- Bu bölgedeki ülkelerde faaliyet gösteren büyük şirketlerin verisini bizim merkezimizde tutuyoruz. Bu şirketler Tuzla’yı veri yedekleme merkezi olarak kullanıyor. Böylece hizmet ihracatı yapıyoruz.

Toplam içinde yurt dışı gelirlerinin yüzde 20 olduğunu vurguladı:

- Bu alanda ciddi büyüme hedefimiz var. Türkiye, global çapta veri merkezi olma potansiyeli barındırıyor.

150 milyon dolar yatırdı, ikinci ‘dijital kale’ Ankara’da olacak

MAAŞIYLA EĞİTİM BURSU VEREN ‘DOWN SENDROMLULAR’ VAR

TURKCELL CEO’su Kaan Terzioğlu’ndan geçen hafta bir davet aldım:

- Down Sendromu Derneği yararına bir buluşma var. Konuğum olarak katılır mısınız?

Down Sendromu Derneği Başkanı Gün Bilgin, Başkan Yardımcısı Fulya Ekmen ile Yönetim Kurulu Üyesi Fery Elhadef’ten çocuklarının ve derneğin öyküsünü o buluşmada dinledim. İş insanları Mustafa Taviloğlu ve Atilla Türkmen’in derneğe verdiği katkıları öğrendim.

Gün Bilgin, büyük oğlu 16 günlük iken down sendromu teşhisi koyan doktorun söylediği cümleleri aktardı:

- Down sendromlu çocuğunuz için hiçbir şey yapamayız. Evinize gidin, ikinci çocuğu yapın.

Fulya Ekmen ve Fery Elhadef’le derneği kurarak şunu ispatladıklarını belirtti:

- Down sendromlular dahil, bütün çocuklar yapabilir...

Fulya Ekmen de Down Sendromu Derneği’nin İŞKUR desteğiyle yürüttüğü “İş Koçluğu ve İstidam Programı”nı anlattı:

- Down sendromlu bireyler, “Bize merhametle ve iyilik duygusuyla yaklaşmayın” diyor. Onlar toplum içinde üretken, bağımsız, yetişkin birey olarak kabul edilmek istiyor. Program 15 ilde uygulanıyor, işe girip çalışmaya başlayanlar müthiş değişti.

Down sendromlu çalışanlar arasında şirketlerinde “ayın elemanı” seçilenler olduğunu kaydetti:

- İstanbul’da 3 kez araç değiştirerek evden işe-işten eve tek başına gidenler var. Maaşlarıyla eğitim bursu verenler var.

Kaan Terzioğlu’na sordum:

- Turkcell’de çalışan down sendromlu personel var mı?

Yanıtladı:

- Bir personelimiz var. Sayıyı artırmayı düşünüyoruz.

Down Sendromu Derneği yönetimi ve onlara omuz verenlerin yüreğine sağlık...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp