Top
Uğur Cebeci

Uğur Cebeci

ucebeci@hurriyet.com.tr

13/02/2019

Penceremdeki Jumbo kuş

SABAH kalktığınızda pencerenizde bir kuş olması normaldir. Hele de soğuk ve alabildiğine rüzgarlı bir sabahta...

Ama öyle olmadı. Penceremden dışarı baktığımda oraya koca bir Jumbo Jet uçağı konmuştu. Corendon şirketinin oteller zincirinden Village Hotel Amsterdam‘da 1604 no’lu odanın pencere misafiri bir Boeing 747-400 uçağıydı. Corendon şirketler grubu uçağı satın almış, patronlar Yıldıray Karaer ve Atılay Uslu, uçağın son seferi olan Hollanda Antili Karayip Denizi’ndeki Curaçao adasından son uçuşa katılmışlardı. Tabii yolculara uçağın yeni sahipleri olduklarını söyleyememişlerdi. ‘City Of Bangkok’ adını taşıyan uçak, Amsterdam’dan sonra Roma’ya uçtu. Corendon renklerine boyandı ve sonra geri döndü. Motorları alındı. Gövdesi boşaltıldı. Normalde maksimum kalkış ağırlığı 400 ton olan Jumbo, anoreksiya hastalığına yakalanmış gibi 160 tona düştü. Ama görünümünde, yani ‘mihrabında’ bir farklılık yoktu.

Penceremdeki Jumbo kuş

KARADAN YOLA DEVAM

Uçak, Schiphol Havalimanı’nda yola yakın bir aprona çekildi. Zaten havalimanın tel örgülerinin arkasında Corendon’un oteli vardı. Yüklendiği, akıl almaz bir 40 ayak değil, 192 tekerlekli rampa ile ana yola çıktı. Bir otoban geçici olarak trafiğe kapatıldı. Yol kenarındaki elektrik direkleri söküldü. Ve sonra çelik levhalar döşenen tarlalara girdi.

Tarla sahipleri hepsi bu fırsattan istifade paralar istediler. Hatta ekip biçmedikleri alanlar için de bir kaç saat sürecek geçiş için 380 bin Euro kopardılar. 86 yaşındaki bir Hollandalı kadın, ekmediği halde tarlasından uçağın geçmesine izin vermeyince taşıma yolu bir kilometre ’s’ çizilerek uzatıldı.

Toplam 12.5 kilometre karadan giden 71 metre uzunluğundaki uçak, kanatları sökülmeden nakledildi. Jumbo Jet, iki gece yarısı süren tarla geçişlerinden sonra otelin bahçesine girdi.

Taşıma ‘Mammoet’ gibi nükleer füzeden, dev santrallara kadar dünyada ne kadar ağır şeyler değil, koca bir köyü taşıyan şirket tarafından güvenle yeni evine nakledildi. Her şey dahil 5 milyon Euro gibi bir fatura çıktı. Şirket 57 manevra ile gerçekleşen taşıma için 800 bin Euro almıştı.

Taşınma operasyonu Hollanda’da günün olayı oldu. 16 bin kişi seyretmek için başvurdu. Güvenlik önlemleri nedeniyle sadece 6 bin kişiye izin verildi.

ÖYLE GÜZEL OLDU Kİ

Gece yarısı, dehşet bir ayazda uçağa çıktım. Hollanda ve Belçika’nın en büyük tur operatörleri arasında yer alan Corendon’un patronları Yıldıray Karaer ve Atılay Uslu ile önce taşıma rampasına, sonra da uçağın altına çıktık. Çok heyecan vericiydi. Zifiri karanlıktaki operasyonumuz şükürler olsun bir yanımızı kırmadan tamamlandı.

Otoban kenarında otelin korumalı bahçesine yerleşen uçak, eylülde ziyaretçilere açılacak. 500 bin kişi şimdiden uçak için tur rezervasyonu yapmış. Saatte 150 kişi gezebilecek.

Restoran, kafe, müze ve 5D uçuş simülatörü olarak kullanılacak Jumbo, uçan en eski 747-400’dü. Bir çok uçak çöllerde parçalanıp yedek parça ve tencere olurken bu uçak belki de imalatın en şanslı halkasıydı. Benelüks ülkelerinin en büyüğü olan ve havalimanı otellerinin en rahat kullanılan Corendon Village Hotel Amsterdam bu iri, çelik kuşun yeni yuvası. Bu operasyonun lideri, üçüncü büyük güç olan Atılay Bey’in kız kardeşi Günay Uslu yönetti.

Sabah kalkıp penceremden baktığımda onu karşımda buldum.

Ne mutlu oldum anlatamam...

CURAÇAO’YA ÖNEMLİ YATIRIM

KARAYİP Denizi’ndeki Curaçao Adası’na 80’li yıllarda gitmiştim. Çok aklım kalmıştı. Corendon şimdi oraya sadece bir otel değil, marina dahil dev bir turizm yerleşkesi gerçekleştiriyor. Bu otel bölgedeki ikinci yatırım. Yatırımla grubun otel sayısı 10’a ulaşacak. Halen şirketin Antalya, Bodrum Turgutreis, Çeşme Alaçatı, İspanya’da Ibiza, Karayipler’de Curacao’da otelleri bulunuyor. Amsterdam’da ise içinde Boeing 737 uçağının kokpit ve kabini bulunan Corendon City ile The Collage Hotel yer alıyor.

Penceremdeki Jumbo kuş

KESİŞEN YOLLAR

MADEN Mühendisi olan Yıldıray Karaer, Almanya’da otomobil lastiği satıcılığı derken Onur Air Amsterdam Müdürü olmuş. Bir yaşında Hollanda’ya gelen Emirdağlı Atılay Uslu ise tur operatörlüğüne başlamıştı. Tanıştıktan sonra ortaklığa karar verdiler. Hemen işi bilgisayar ortamına taşıdılar. Yazılım hazırladılar, modemleri diğer tur şirketlerine kurdular. Ama hiç rezervasyon alamadılar. Çünkü merkezdeki personelleri modemi fişe takmayı unutmuştu. Havayolunu 2005’te kurdular. İstanbul Sabiha Gökçen’den ilk uçuşu da yaptılar. Çok hızlı yol aldılar. ‘Hızlı balık’ oldular. Hollandalılar onları sevdi. Onlar da Hollandayı. Charter havayolları batarken, küçülürken ‘hızlı balık’ olup büyüdüler. Türkiye, Hollanda ve Malta’da üç farklı havayolu kurup 25 uçağa çıktılar. Hatta hızlarını alamayıp Boeing 737MAX’in hem Türkiye hem de Hollanda’da ilk kullanıcısı oldular.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp