Top
Tahir Kum

Tahir Kum

tkum@htgazete.com.tr

18/05/2020

Süper Lig'in tescil edilmeme gerekçesi 'averaj' mı?

Son birkaç aydır enteresan ve ilginç bir süreç yaşıyoruz, futbol ailesi olarak. Tıpkı 2011’deki o malum şike sürecindeki ortama benziyor yaşananlar.

O günleri anımsatıyor. O gün bir kulağımız UEFA’da, bir kulağımız savcılıktaydı. Bugün de Kovid-19 sürecinde, bir kulağımız UEFA’da, bir kulağımız Sağlık Bakanlığı’nda. Pürdikkat oradan çıkacak kararları bekliyoruz... O kararlar nihayetinde futbolumuza şekil veriyoruz. Ve yine bugün de ‘o merkezlerden çıkan kararlara karşı’ kulüplerin ve otoritelerin farklı farklı yorumlarıyla yaşanan benzer kriz. Ve yine başrolde TFF Başkanı’nın sık sık yaptığı bilgilendirmeler ve açıklamalar. Umarım Nihat Başkan’ın (Özdemir) iyi niyetiyle sık sık ortaya çıkması, Mehmet Ali Aydınlar gibi ileride başına dert açmaz!

AVERAJI YOK SAYMAK...

Başkanın performansı kötü değil, maşallahı var. Ama sanki Aydınlar gibi gereğinden fazla topa giriyor. Bu da hata yapmasına neden olabilir. Kaş yapayım derken bazen göz çıkartabilirsiniz. Tıpkı sayın başkanın şu son yaptığı birkaç açıklamada sürekli ülkemizle liglerini sonlandırma kararı alan Fransa, Belçika ve Hollanda arasındaki ‘karar farklılığını’ anlatırken altını çizdiği ‘puan ve averaj’ gerekçesi gibi.

TEHLİKELİ BİR YAKLAŞIM

Bize göre sayın başkanın şu yaklaşımı tehlikeli: “Bakın, Türkiye’de liglerin başlaması lâzım. Oynamadan şampiyonu, hatta ondan ziyade düşecek takımları nasıl tespit edeceksiniz? Bakın, Malatyaspor ile Rizespor arasında gol farkı var. Trabzonspor ile Başakşehir arasında gol farkı var, puan değil. Biz Fransa gibi, Hollanda gibi, Belçika gibi değiliz ki. Şampiyonluk mücadelesi de, düşme hattı da puan puana, gol farklarıyla... PSG de diğerleri de puan farkıyla öndeydi. Süper Lig’e bakalım. İki takımımız aynı puanda ve aralarında gol farkı var. Bizim hedefimiz ligleri tamamlamak. Aksi durumda büyük huzursuzluklar olur!” Bu, doğru ve sağlıklı bir yaklaşım değil sevgili Başkan. Bu, “Bizde de oradaki gibi averaj değil de puan farkı olsaydı benzer şekilde aynı kararı alabilirdik” anlamına gelir ki, dediğimiz gibi bu hem usul hem de esas bakımından mevcut TFF statü ve talimatlarına aykırı bir davranış olur

4 TAKIM AVERAJLA ŞAMPİYON OLDU, 9'LU AVERAJLA DÜŞTÜ

Çünkü bugün sizin bağlı olduğunuz o statüler ve talimatlar averajı da tıpkı puan gibi bir ‘fark’ olarak ortaya koymaktadır. Bu da, Futbol Müsabaka Talimatı 9. Maddesi’nde ‘Puan usulü ve averaj’ başlığı altında sıralanmıştır. İkili ve genel averaj olarak iki fıkra halinde izah edilerek. Ortada böyle bir gerçek varken, çıkıp böyle bir gerekçe göstermek, yani ‘averaj farkını’ yok saymak talimatlara aykırı davranmaktan başka bir şey değildir. Kaldı ki bugün, ligin geride kalan 62 sezonunda şampiyonların 4 kez gol averajıyla belli olduğu gerçeğini de unutmamak gerekir. Aynı şekilde lig tarihinde tam dokuz takımın averajla küme düştüğünü...

TFF'NİN BASIN SÖZCÜSÜ YOK MU?

TFF Başkanlığı makamında cümleleri hatta kelimeleri seçerken daha ince eleyip sık dokumak gerekir sevgili Özdemir. Gayretiniz, çabanız takdire şayan. Buna diyeceğimiz yok. Ama TFF Başkanı bu kadar çok görünmemeli. Böyle bir kurumun bir basın sözcüsü olmalı mutlaka, medyayı ve kamuoyunu bilgilendirecek... Ama ne yazık ki yok. Bu işe asla ve asla TFF Başkanı soyunmamalı.

LİGLER OYNANABİLİR

Tabii bu arada şu ‘averaj meselemiz’ yaklaşımımız yanlış anlaşılmasın. Bugün Süper Lig ve 1. Lig’in oynanabileceğini (alt ligler ve BAL hariç) söyleyenlerin en başında olanlardanım. En azından bu, ülke olarak Kovid-19 konusundaki başarımızın perçinlenmesi olacaktır.

DEVLETLE FEDERASYON ARASINDAKİ 'KRİZ'

Aslında şu anda önümüzdeki en önemli problem liglerin başlayıp başlamaması veya ne zaman başlayıp başlamayacağından çok, başladığında ve bir Kovid-19 hadisesi cereyan ettiğinde nasıl bir karar alınacağı. Yeni başladık ve takımlardan birinde bir Kovid -19 hadisesi patlak verdi. O zaman sadece o kişileri mi yoksa takımı mı karantinaya alacağız? Bu sorunun cevabını sadece biz değil, birçok ülke hâlâ verebilmiş değil. Orada da bu konuda federasyonla hükümetler arasında bir gerilim ve pazarlık var. Devlet kanadı “Takım karantinaya alınmalı” diyor, federasyon kanadı “Sadece o kişiler...” Mesela en son Avusturya Federasyonu sadece Kovid-19’lu kişilerin karantinaya alınacağını duyurdu. Bizim önümüzde daha bir aylık süre var. Şimdiden bunun kavgasını yapmaya gerek yok.

TFF KULÜPLERDEN İMZA ALMALI

Tabii bu süreçte önemli olan konulardan biri de en başta kulüplerin futbol federasyonlarına kendilerine gönderilen ‘Futbola dönüş protokolüne’ bağlılık ve sorumluluk konusunda imzalı taahhüt vermeleri. Bildiğim kadarıyla Almanya bunu yaptı. Kulüplerden imza aldı. TFF de mutlaka almalı. Yoksa bu iş ileride TFF’nin başını ağrıtabilir. Bir ikinci konu da şu liglere başlama kararı verildikten sonra bir anda bazı kulüplerde patlak veren Kovid-19 vakaları (!) Testlerin bir elden, hatta devlet eliyle yapılması gerekiyor. Birilerinin bu işi sulandırması ve suistimal etmesine izin verilmemesi şart.

False
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp