Top
Sedat Ergin

Sedat Ergin

sergin1@hurriyet.com.tr

15/11/2019

Erdoğan’ın ABD gezisi (1) S-400 meselesinde şimdilik zaman kazanıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önceki gün yaptığı Beyaz Saray ziyaretinin ilginç ipuçlarından biri, galiba Başkan Donald Trump’ın Oval Ofis’te S-400’ler konusundaki bir soruya verdiği bu yanıtta yatıyor.

ABD Başkanı Trump’ın ABD’li senatörlerin de katıldığı toplantıda sözünü ettiği “birçok seçenek” neler olabilir?

Bu aşamada bir açıklık olmasa da bir formül arayışının sürdüğü aşikar.

*

S-400 dosyasının Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin gündeminde yeniden kilit bir konum kazandığı önceki günkü görüşmeden hemen önce Beyaz Saray tarafından yapılan bir açıklamayla da ortaya çıktı. Bu metnin dikkat çeken yönü, Beyaz Saray’ın ikili ilişkilerin diğer bütün alanlarında ilerleme sağlanmasını S-400 meselesinin çözümüne bağlaması, böylelikle bu dosyayı ilişkilerde merkezi bir konuma yerleştirmesiydi.

Söz konusu açıklamada Türkiye’nin ABD çıkarları açısından taşıdığı önem ve Türkiye-ABD ilişkilerinin gelişme perspektifi birçok başlıkta vurgulandıktan sonra aynen şöyle deniliyor:

“(İlişkilerde) Diğer alanlarda ilerleme sağlanabilmesi için, Türkiye’nin Rus S-400 hava savunma sistemini satın almasıyla ilgili konuların çözüme bağlanarak savunma ortaklığımızın güçlendirilmesi yaşamsaldır.”

*

Washington Post gazetesinin önceki gün aktardığına göre, Başkan Trump, bu ziyaret öncesinde geçen hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gönderdiği bir mektupta, karşılıklı ticaretin 100 milyar dolara çıkartılması da dahil olmak üzere ilişkilerdeki hedeflerin gerçekleştirilebilmesi için S-400 sorununun çözümünü önemli bir beklenti olarak kayda geçirdi.

Gazeteye konuşan ABD’li yetkililer, “tartışılmakta olan çözümlerden biri”nin S-400 sistemlerinin ambalajlarından çıkartılmaması olduğunu, bu takdirde Türkiye’nin S-400 alımına tepki olarak dışına çıkartıldığı F-35 savaş uçağı ortak üretim projesine yeniden dahil edilebileceğini belirtmişler.

Trump da önceki akşam Erdoğan ile birlikte düzenlediği basın toplantısında “Türkiye’nin Rusya’dan S-400 gibi gelişmiş askeri malzeme satın alması bizim açımızdan çok ciddi sınamalar yaratıyor. Bu konuyu sürekli bir şekilde konuşuyoruz, konuşmaya devam edeceğiz. Bu meseleyi çözüme kavuşturacağımızı ümit ediyoruz. İki tarafın dışişleri bakanları ve ulusal güvenlik danışmanlarından bu meselenin çözümü için ivedilikle çalışmaya başlamalarını istedik” diyerek bu konuda bir mekanizma kurulacağını duyurmuş oldu.

Trump’ın açıklamasına göre, S-400 dosyası bu aşamada iki tarafın dışişleri bakanları Mevlüt Çavuşoğlu ve Mike Pompeo ile Erdoğan’ın başdanışmanı İbrahim Kalın ve Trump’ın ulusal güvenlik danışmanı Robert O’Brien’a havale edilmiş bulunuyor.

*

Bu çalışmaya katılacak olan O’Brien, geçen pazar günü yaptığı bir açıklamada “Türkiye eğer S-400’lerden kurtulmazsa büyük olasılıkla yaptırımlara maruz kalacak. Bu mesaj Cumhurbaşkanı Washington’a geldiğinde de Başkan tarafından net bir biçimde iletilecek” demişti.

Meselenin temelinde ABD’nin Rusya’dan askeri malzeme satın alan ülkelere yaptırım uygulanmasını öngören ‘CAATSA Yasası’ yatıyor. Kongre’nin 2017 yılında ezici bir çoğunlukla kabul ettiği bu yasa ABD Başkanı açısından bağlayıcı bir nitelik taşıyor. Nitekim önceki gün Erdoğan’la görüşen heyetteki Florida Cumhuriyetçi Senatörü Rick Scott, toplantı öncesinde yaptığı açıklamada kendisine bu yaptırımları uygulamak zorunda olduklarını anlatacaklarını belirterek, “Başkanın seçeneği yok. Ve bu Türkiye için iyi olmayacak” diye konuşmuştu.

Yasanın yaptırım uygulanması yönündeki açık hükmüne karşılık Başkan Trump, harekete geçme konusunda bugüne dek isteksiz davrandı. ABD yönetimi, S-400 sistemleri Türkiye’ye intikal ettiği halde yaptırım yönünde adım atmamasını, sistemlerin henüz operasyonel hale gelmemiş olmasıyla açıklıyor.

*

Erdoğan’ın ABD gezisinin S-400’ler başlığındaki önemli bir sonucu, dışişleri bakanları ve ulusal güvenlik danışmanlarının yürütecekleri çalışmanın Trump yönetimine yaptırımları ötelemek konusunda en azından belli bir zaman kazandıracak olmasıdır.

Bu çalışmada iki tarafın birbirine çok uzak duran pozisyonları arasında bir uzlaşma noktası bulunabilir mi? Trump’ın sözünü ettiği seçeneklerden biri üzerinde çözüm üretilebilir mi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD dönüşü uçakta yaptığı açıklamada “Patriot’ları da alabiliriz dedik. Bunu alırken S-400’ü tamamen kaldırma teklifini egemenlik haklarımız üzerinde tasarruf olarak görüyoruz. S-400’ü bırakıp tamamen Patriot’a yönelmemiz gibi bir şey olamaz. Patriot’u da alalım’ dedik. Ama S-400’ü de alacağız” şeklinde konuşması, ABD’nin bütün ısrarına karşılık Ankara’nın bir esneklik taşımadığını gösteriyor.

Trump’ın verdiği iyimser mesajların ardından yapılan görevlendirmeyle şimdilik zaman kazanılsa da, S-400 meselesinin çözümü hiç de kolay görünmüyor.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp