Top
Savas özbey

Savas özbey

hiperaktif@hurriyet.com.tr

22/04/2020

23 Nisan’da balkonlara Türkiye

Televizyonda, birlik beraberliğimize atıf yapan duygulu reklamlar bir yere kadar...
Benim şöyle canlı canlı, somut bir şekilde hissetmeye ihtiyacım var o ruhu.
Belki de korona krizine evde tek başıma yakalandığım, yalnız geçirdiğim için.
“Milli birlik ve beraberliğe en ihtiyacımız olduğu şu dönem” denir ya, işte ben o haldeyim.
Büyük ve güçlü bir topluluğun parçası olduğumu hissetmeye, hatırlamaya her zamankinden çok ihtiyacım var.
O yüzden 23 Nisan için çok heyecanlanıyorum. Girip girip hava tahmin raporuna bakıyorum.
İstanbul için daha önce kapalı veriyordu.
Son dakika parçalı bulutluya döndü.
Neden mi tahminlere bakıyorum? Sokağa çıkmak için değil.
Zaten yine kısıtlama altında olacağız. Ama Meclis Başkanı Mustafa Şentop’un bütün Türkiye’ye saat 21.00’de camlarda, balkonlarda aynı anda İstiklal Marşı söyleme çağrısı var.
Bence çok anlamlı ve desteklenmeli. Yeterince duyurulmadığını düşünüyorum.
Meclis’in yayın organları o anda ortak yayına geçerek İstiklal Marşı’nı yayımlayacak.
Daha önce de yazmıştım, keşke bütün özel televizyon ve radyolar da yayına geçse, böylece kimi önden, kimi geriden değil, herkes senkronize olarak aynı anda okuyabilsek marşımızı.

Asırlık çınar

Bir de bu yıl herhangi bir 23 Nisan değil. TBMM’nin 100’üncü kuruluş yıldönümü.
Hep “Genç cumhuriyet, genç cumhuriyet” derdik. Artık meclisi bile asırlık bir çınar... İlelebet payidar olsun.
En erken yazım cuma günü. Dolayısıyla 23 Nisan’ınız şimdiden kutlu olsun.

Kuzey Avrupa koronaya karşı neden şanslı?

E çünkü doğuştan sosyal mesafeliler.
Yılın bilmem kaç günü kış ve gece, evler birbirinden uzak, insanlar arasında temas ve dokunma kültürü zayıf.
Adamların birbirlerine en yakın oldukları yer Fin hamamı. Gerçi orada da biraz fazla “sosyal mesafesizler”. Bizim hamamlar gibi ferah feza değil. Bir kere Helsinki’de gitmiştim: Küçücük yerde herkes anadan üryan ve dip dibe...
Halbuki Latin Avrupa, kuzey gibi mi?
Gidenler bilir... İtalya’yı, İspanya’yı düşünsenize:
Daracık sokaklar, iç içe evler, lokantalar, balkonlar. Altta restoran işletiyor, üstünde oturuyor; sen hapşırıyorsun, ağzını komşun kapatıyor.
Hatta makarnayı o akşam sarımsaklı soğanlı mı yaptın, onu da anlıyor.

Dua...

Geçen gün Ayşe Hatun Önal’la konuştum; daha doğrusu ben konuştum, o birtakım sesler çıkardı:
“Iıııııjıııxfxxxfxx... Uuuuuuxfxxfxx!!!...”
20’lik diş problemi yaşıyormuş. Nasılsa küfredemiyor, etse de anlaşılmıyor ya...
“Dişin bile tembel, randevunuza temiz 20 sene takmış” falan diye takılıyorum.
Cevap:
“Iıııııjıııxfxxxfxx... Uuuuuuxfxxfxx!!!!....”
Yazık, gece yarısı uyanıp ağrı kesici alıyormuş.
Allah’ım, şu koronayla uğraştığımız dönemde kimseye hastalık falan verme.
Hastaneler, doktorlar bu haldeyken kimseyi şifa derdine düşürme.
“Kız sen ne günah işledin de düştün” diyecek oldum...
Cevabı bildiğim için sormadım bile:
“Iıııııjıııxfxxxfxx... Uuuuuuxfxxfxx!!!” :)

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp