Top
Sahrap Soysal

Sahrap Soysal

sahrapsoysal@gmail.com

20/01/2019

Malatya Malatya bulunmaz eşin

Şehirlerinin önünde koşan kişiler vardır. Memleketlerine olan sevgileri, topraklarının değerlerine olan bağlılıkları, tutkuları ve sevdaları hiç bitmez.
Yaşamları boyunca her ortamda, her yakaladıkları fırsatta memleketlerinin yemekleri, tarihleri, doğal güzellikleri, insanları, havası ve suyunu anlatırlar.
Dünyanın neresine giderse gitsinler, hep gurbet hasreti, memleket özlemi duyarlar. Çünkü onlar için yaşadıkları toprakların eşi benzeri yoktur. Ben bu değerli kişileri, memleketlerinin kahramanları, tanıtım yüzleri olarak görüyorum.

Malatya Malatya  bulunmaz eşin


KAYISILI LEZZETLER YARIŞMASI

İşte Malatya’nın yerlisi ve Malatya Valiliği’nde 36 yıldır İl Basın Halkla İlişkiler Müdürlüğü yapan İbrahim Halil Kılıç, tam da böyle biri. Neredeyse 15 yıldan beri tanıyorum.
Malatya yemekleri, gelenekleri, türküleri ve manilerini çok iyi bilen, ayaklı bir tarih kütüphanesi gibidir.
Malatya yemeklerini anlatan kitaplar yazar, festivaller düzenler, basın mensupları, yemek yazarları ve blogger’ları Malatya’da toparlar. İşte yine bir kayısılı lezzetler yarışmasında jüri üyeliği yapmak üzere kalkıp Malatya’ya gittik.
Benim için de, “Biliyoruz ki Sahrap Hanım iki eli hamurda olsa da mutlaka kalkıp gelir” diyerek, gülümseyerek çevresine anlatır. Dayanışma ruhu yüksek ve memleketlerine gelenleri bağrına basan Malatyalılar, aynı zamanda 44 numaralı trafik plakalarının da meftunudur.

DELİLER TAKVİMİ

Onlar için 44 plaka demek, dört dörtlük insanların yaşadığı yer demektir.
Telefonlarının son iki rakamını 44 olarak alan, işyerlerine 44 yazılı tabela asan Malatyalıların bir de ‘deliler takvimi’ vardır.
Anadolu’da çocukluğunu geçiren benim yaşımdakiler çok iyi anımsayacaktır.
Hemen her şehrin, kasabanın ya da köyün çok meşhur bir “delisi” vardır. Bu kişilere de zavallı muamelesi yapılmaz, acınmaz ama onların etrafında sevgi dolu, hoşgörülü bir dünya yaratılır.
Herkes tarafından yedirilip içirilen, üstü başı giydirilip, bakılan bu kişilerin aynı zamanda kulaktan kulağa yayılan esprili hikayeleri de vardır.
Malat-ya’nın yaşayan en meşhur delisi Mercedes Kadir, eline ahşaptan yapılmış direksiyonu alıp sabah 7’de trafiğe çıkarmış.
En sonunda Emniyet Müdürlüğü ona temsili bir ehliyet vermiş.
Sanırım bu hikaye bile Malatyalıların şakacı ve nüktedan yönünü anlatmaya yeter.

Tam bir vejetaryen mutfağı

Benim için Malatya tam bir vejetaryen mutfağıdır. Bulgur ve sebze ağırlıklı Malatya mutfağının alametifarikası ve aklımıza ilk gelen yemeği kiraz yaprağı dolmasıdır. Her ne kadar Malatyalılar sarma dolmalarına köfte deseler de tam bir dolma uzmanıdırlar. Fındık, dut, ıhlamur, sığırdili, yeşil fasulye, menekşe ve sarmaşık yaprağına bile dolma sararlar.
Öte yandan yaz aylarında kuruttukları biber ve patlıcanın yanı sıra kurutulmuş salatalık dolmaları da da özgün bir yemek olarak karşınıza çıkabilir.
İçli köfteye 40 takla attıran Malatyalılar, bir içki köfte destanı yazıp, müthiş bir çeşitlilik oluşturmuşlar.
Klasik etli, cevizli, soğanlı içli köftenin yanı sıra; susamlı (küncülü), ıspanaklı, patatesli, haşhaşlı, mercimekli ve et kavurmalı çeşitleriyle beni bile hayrete düşürdüler.
İçli köfteyi çoğunlukla haşlar, bazen de kızartırlar. Kimi zaman da kemikli et ve nohutla sulu tirit hazırlayıp, içli köfteyi içine atarlar.

Dünya kayısı üretiminin yüzde 85’i Malatya’dan

Dünya kayısı üretiminin yüzde 90’ı Anadolu topraklarında yetişir. Bunun yüzde 85’ini ise Malatya karşılar. Bu cümleyi tekrar tekrar yazmak isterim.
Çünkü beslenme uzmanlarının süper gıda olarak kabul ettiği kayısının anavatanının bu topraklar olduğunu hatırlatmak isterim. Malatyalılar kayısıya ‘mişmiş’ de derler. Kayısı açacak, büyüyecek, toplanacak, kuruyacak, miş miş de miş miş... Ne de güzel yakıştırmışlar değil mi?

FAVORİM GÜN KURUSU

Benim favorim ise gün kurusu kayısıdır. Toplandıktan sonra güneşte kurutulup sonra çekirdekleri çıkartılan gün kurusu hiçbir kimyasal işlemden geçmez, kükürtlenmez ama raf ömrü de azdır. Yine de içinize sinmezse, kuru kayısıyı suda bekletip yıkayarak tüketmenizi öneririm. Evliya Çelebi’nin bal şehir dediği, sırtını Bey Dağı’na dayamış verimli Malatya Ovası’nda kayısı dışında onlarca çeşit meyve yetişir.

Kömbeyi mutlaka tadın

Mutfağa çok meraklı Malatyalıların yemek kültüründe kömbeden bahsetmeden geçmek olmaz. Kısaca etli börek olarak tanımlayabileceğimiz kömbeyi, Malatya’ya giden herkes mutlaka tatmalı. İsterseniz sabah kahvaltınızı kömbe börekle yapıp, öğle yemeğine de mutlaka Hacıbaba Sinan Et Lokantası’na gidin.
Biraz kağıt kebabı, biraz geleli kebap ama mutlaka patlıcan tavanın da tadına bakmalısınız.
Yemeğin üzerine Malatya usulü çay için. Tatlı için size önerim ise geleneksel Malatya kurabiyesi. Bunun için doğru adres, çarşıdaki Koyunoğlu kurabiyedir. Babadan kalan mesleği devam ettiren Mehmet Koyunoğlu’na selamlarımı söyleyin ve bir kutu kayısı çekirdeği unundan yapılan kurabiye isteyin.
Evinize dönünce güzel bir çay demleyin ve bu muhteşem kurabiyeyi afiyetler yiyin. Eminim bana teşekkür edeceksiniz. Hoşça kal güzel Malatya, bir dahaki sefere acılı ayranını ve reyhan şerbetini tatmaya geleceğim.

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp