Top
Onur Baştürk

Onur Baştürk

obasturk@hurriyet.com.tr

23/01/2019

FT hatırlattı: Evet, İstanbul’u seviyoruz!

Aslında Tyler Brule’nin ünlü Monocle dergisine bakarsanız, İstanbul yaşanası 25 şehir arasına hiç giremiyor, esamesi bile okunmuyor. Gerçi New York bile o listeye giremiyor, üzülmeye gerek yok belki de...

Nitekim Monocle’ın kriterleri çok farklı.

Financial Times’ın yazdığı “Istanbul’da 5 yaşama nedeni” haberi ise elbette hoş. İstanbul’un yeniden yükselişi açısından. Ama İstanbul Bienali ve “keyif” hariç FT’nin diğer yaşama nedenleri biraz klişe. İstanbul’da yaşamak için çok daha güzel nedenler var halbuki.

İçimize atmayıp sıralayalım:

HEM KAOS HEM PRATİK

Tamam, trafiğinden filan hepimiz gün içinde bin kez şikayet ediyoruz ama en azından bir Bangkoklu gibi trafikte, aynı noktada saatlerce çakılıp kalmıyoruz.

Herkes trafikteki kaçış yollarına hakim.

Misal 1: Geçtiğimiz gün bir baktım, bizim mahallenin ara sokağı otobana dönmüş. Sarı minibüsler, peş peşe arabalar. Neden? Herkes trafikten kaçıp dar yollardan ana yola çıkma derdinde. Gel de bu eğlenceli kaosu sevme!

Misal 2: Başka bir geçtiğimiz gün, bir taksici sayesinde Gültepe’nin ara sokaklarına hakim oldum! O an şikayet ediyorsun ama, sonra bu manyak hareket enerjisi insanı ateşliyor.

GECE GÜNDÜZ HAREKET VAR

Sadece kültür sanat aktivitelerinden, festivallerden, konserlerden bahsetmiyorum.

İstanbul’un tüm mekanlarında gece gündüz bir hareket bir yoğunluk var.

Gündüz Beşiktaş’a, Akaretler’e ya da Kadıköy Moda’daki mekanlara gidin mesela. Her yerde her saat farklı kalabalıklar görmek mümkün İstanbul’da. Gecesi keza öyle. Sabaha kadar gezip dolaşacak, eğlenecek yerler mevcut.

İstanbul asla uyumuyor.

YEME-İÇME ÇEŞİTLİ

Artık bir şehirde yaşama nedenlerinden biri pekala yeme-içme çeşitliliği olabiliyor.

İstanbul bu çeşitliliği elinden geldiğince sunuyor.

Genç şeflerin elinden çıkma restoranı da var, kebapçısı ocakbaşısı ve meyhanesi de... Keza pahalısı ve ucuz fiyatlısı da.

Yeme-içme adına keşfedecek çok fazla yeri var İstanbul’un.

BOĞAZ FAKTÖRÜ

Boğaz’a inip bir soluk almak... İşte en büyük keyiflerden biri.

Financial Times da “keyif” yapmaya bayılıyor İstanbullu demiş ya. Aynen öyle. Boğaz, tüm çirkinleştirme çabalarımıza rağmen hâlâ çekici hâlâ en nefes aldırıcı yer bu şehirde.

KEDİLER

Her tarafından kedi fışkırıyor İstanbul’un. Ve üstelik sokak kedilerine bakan, onları doyuran çok duyarlı bir kitle var artık. Kedilerin enerjisi de bu şehirde yaşama nedenlerinden biri bence.

SEMT PAZARLARI

Hem eğlenceli hem de otantik. Bize belki normal, ama bir yabancı için ultra değişik.

SÜRPRİZLİ VE DEĞİŞKEN

İstanbul’dan bir ay uzaklaş.

Geri döndüğünde mutlaka değişik ve yeni bir şey bulursun. O yüzden bu şehirde can sıkıntısına pek zaman yok!

Mesela: Bir semt düşüşe geçip diğeri yükselmeye başlamıştır.

Bir sürpriz mekan açılmış herkes oraya gitmeye başlamıştır. Ummadığın bir semtin içinde bir galeri açılmış ve orası bir anda bohem bir yer olup çıkmıştır. Ya da düne kadar boş gördüğün bir araziye birden koca bir AVM dikilmiştir.

Bazen hoş bazen nahoş olsa da değişim bu şehrin göbek adı. Kabul ettik gitti.

İstanbul’da yaşamamak için 3 neden

 Yaşamak için nedenler varsa yaşamamak için de var tabii. Onları da gerçekçi bir şekilde sıralayalım:

YÜRÜYECEK
 YER YOK

Bir semtten öteki semte uzun uzun yürümek bir başka dünya şehrinde ne kadar keyifliyse İstanbul’da bir o kadar zor. Kimi yerde kaldırım bitiyor, kimi yerde kaldırım var ama onda da zar zor yürünüyor.

PARK AZ

Koca şehrin parkı aslında Boğaz civarı. Yeşillik yerine deniz kenarı dolgularına park muamelesi yapıyoruz. Çünkü parklar hâlâ az.

AVM SOSYALLEŞMESİ

Çoğunlukla AVM sosyalleşmesine bağımlıyız İstanbul’da. İrili ufaklı birkaç popüler semt sokağı ve bir Bağdat Caddesi dışında sosyalleşme imkanı sunan dış mekan pek az bu şehirde.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp