Top
Onur Baştürk

Onur Baştürk

obasturk@hurriyet.com.tr

16/01/2019

‘Alanıma girme, beni germe’ diyenler!

“STANTIMIN ALANINA GİRİYORSUN!”

“Geçen gün ‘Alanıma giriyorsun’ yazısında belirttiğiniz şeyin aynısı cumartesi gecesi başıma geldi.
Rise n Fall’da bir kız arkadaşımla, iki stantın arasında dans edip müzik dinliyorduk.
Senelerdir gece çıkan bir insan olarak da belirteyim, öyle çok sıkışık bir yer değildi.
Neyse, arka stanttan bir kız yanımıza gelip ‘Sizi buraya kim gönderdi, sahneyi göremiyorum, stantımızın alanına giriyorsunuz’ dedi!
Biz oralı olmayınca da hesabı isteyip gittiler.
Yarım saat sonra önümüzdeki stantı almış olan iki kızın stantlarında askı var mı diye baktım. Askı varsa çantamı asabilir miyim diye soracaktım.
Kızlar bize kızdı, stant alanıma giriyorsun diye! Kayıtsız kayıtsız ‘Pardon’ dedim.İnsanlar ne kadar gergin, kimse eğlenmeye gelmemiş, atar yapmaya gelmiş. Dikkatinizi çekerim olayın bütün kahramanları kadın.
Bir de anlamadığım bir şey var.
Stant kiralayınca acaba belli bir metrekare kiralanmış mı oluyor nedir?”
(ECE)

“BURASI ÖZEL ALANIM, BANA YAKLAŞMAYIN”

“Bir ‘alanıma girme’ hadisesine de ben şahit oldum.Yılbaşı ertesi Ayın Biri kilisesindeydim.Doğal olarak içerisi kalabalıktı ve aşağıya inen merdivenlere doğru uzun bir sıra vardı.Sırada beklerken üç kızdan oluşan bir gruptan yükselen sesler duyduk.
Kızlar yaşlı bir kadıncağıza atarlanıyordu.
Sebebini sonradan anladık:
Sıraya girmeden kaynak yapmamaları için yaşlı teyze kızları uyarmış.
Ve kız bu uyarı üzerine aynen şöyle söyledi: “Ben siz diyorum, lütfen siz de bana sen demeyin, biz arkadaşlarla daha sıraya girmeye karar vermedik ve burası benim özel alanım, lütfen bana yaklaşmayın.”
Bunu duyduğumda şaşırdım. Bu kadar basit bir olaya aşırı egosal tepki verilmesine...” (NALAN)

Gece hayatının gergin kızları

Bu “alanıma girme” meselesiyle ilgili okurum Ece’nin mailini okuyunca yazmak istedim. Eskiden gece hayatında genelde erkekler gergin olur, bir şeyleri bahane eder ve kavga çıkartırlardı. Şimdi tam aksi...
Erkekler kuzu gibi, kadınlar ise çok ‘atarlı’ olmaya başladı. Elbette genellemek istemiyorum.
Ama gözlemlediğim bir şey bu. Yeri gelmişken söylemeden duramadım.

O demeçlerin bir anlamı vardı

Gülben Ergen yeni bir şarkı üzerinde çalışıyormuş. Ne güzel, çalışsın tabii, üretmek güzeldir. Ama o da ne? Yeni şarkıya odaklanmak için sosyal medya hesabında şu kararı aldığını açıklamış: “Bir süre röportaj yapmama kararımı alıyorum, alıyorum, aldım!
Sebep mi? Konuşmak yerine üretmek, şarkı söylemek...”
Hani 2000’lerin başında filan olsak anlarım, o zamanlar (sosyal medya yokken) bu demeçlerin bir anlamı vardı.
Ama artık bu tarz “Röportaj vermeme kararı almalar” demode değil mi?
“Şarkı bitene kadar sosyal medyam faal olmayacak, hadi bana eyvallah” diye yazsa Gülben, daha anlamlıydı.

Bu yaza dair bazı sorular

◊ Itır Esen, bu yaz Coachella ya da Burning Man festivaline gider mi? Gidip de orada Şeyma’yla yan yana düşer mi?
Düşerse eğer, kola içip dedikodu yaparlar mı?
◊ Bodrum ve Alaçatı yerine “popüler bohem” bir alternatif olarak giderek yükselmekte olan Marmaris taraflarındaki Bonjuk Bay gibi yerler, topluluklar çoğalır mı?
◊ Kuruçeşme’de geçen yaz açılması planlanan ama bir türlü açılamayan
Reina benzeri büyük kulüp acaba bu yaz başı artık açılır mı?

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp