Top
Nuran Çakmakçı

Nuran Çakmakçı

ncakmakci@hurriyet.com.tr

23/02/2014

PISA 2012

PISA, TIMSS, PIRLS gibi uluslararası ölçekteki sınavlar, ülkelerin eğitim performanslarını ortaya koyuyor.

Ülkeler bu sınavlara göre eğitimdeki durumunu anlayabiliyor. Türkiye, uluslararası sınavlara ilk olarak 20013’teki PISA ile tanıştı. Geçtiğimiz 10 yılda bazen görmezlikten gelinse de, özellikle son yıllarda sivil toplum kuruluşları bu konuda hatırı sayılır araştırma yapılıyor. Bunun son örneği de bu hafta yayınlanacak TEDMEM tarafından hazırlanan “PISA 2012 Türkiye Üzerine Değerlendirme ve Öneriler” kitapçığı.
Geçen hafta TÜSİAD ve TÖDER’in girişimiyle New York Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç.Dr. Selçuk Şirin ve Bahçeşehir Üniversitesi öğretim üyesi Yrd. Doç.Dr. Sinem Vatanartıran’ın katılımıyla “PISA 2012 Değerlendirmesi” toplantısı oldu.
OECD Eğitim Direktör Yardımcısı Andreas Schleicher’in da bulunduğu toplantıda bu tür sınavların başarısında en önemli rolün öğretmenlerde olduğu ve öncelikle onların mesleki yeterlilik, kapasite ve özerkliklerinin arttırılması gerektiğinin altı çizildi.
Türkiye’nin performansı her ne kadar eleştirilse de son 10 yılda iyileşme olduğunu görmezden gelemeyiz. Başlardaki uçurum kapatılıyor. Ama matematik, fen ve okuma becerilerinde üstü düzey okuma becerileri çarpıcı derecede düşük. Bir nebze umut verici gelişme ise, dezavantajlı koşullara rağmen başarılı öğrenci ortalamamız OECD ortalamasının üzerinde.

Öğrenci başına yapılan harcama düşük

PISA 2012’nin değerlendirmesini yapan Türk Eğitim Derneği Başkanı Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu ise bu sınavın sonuçlarının iyi değerlendirilmesinden yana. Pehlivanoğlu, şunları söylüyor: “Türkiye’nin hem milli geliri, hem de MEB’e ayrılan bütçe artıyor ancak hala öğrenci başına yapılan harcamada Türkiye OECD ülkelerinin çok gerisinde yer aldığından istenen performansın yakalanması mümkün görünmüyor. Üstelik eğitim sistemindeki ani değişiklikler de MEB bütçesinin verimli kullanılmasına engel oluyor. Eğitim politikları ve uygulamalarının sistemli hale gelmesi için eğitim sistemimiz adeta alarm veriyor. Dünyanın en önemli ilk 10 ekonomisi arasına girmeyi hedeflerken, Türkiye’deki öğrencilerin yüzde 69’u hala en düşük sosyal, kültürel ve ekonomik düzeyde yer alıyor. Çocuklarımız geçtiğimiz 10 yıla kıyasla daha yüksek bir performans gösteriyor, ancak hala neredeyse öğrencilerin yarısı metametikte temel becerilerden bile yoksun. Okullar arası performans farklılıkları sınav merkezli eğitim sisteminin bir diğer olumsuz sonucu olarak hala karşımızda duruyor.

Ortalamamız her yıl yükseliyor

TEDMEM’in araştırmasına göre PISA ile ilgili veriler şöyle:
PISA, zorunluğu eğitim sonunda örgün eğitime devam eden 15 yaş grubu öğrencilerin hayata hazır oluş durumlarını belirlemey eodaklanan dünyanın en kapsamlı eğitim araştırması. Öğrencileri fen, matematik ve okuma becerileri kapsamında değerlendiriyor. Her sınavda belirtilen alanlardan birisi ön plana çıkarılıyor. PISA 2012’de ağırlıklı sınav alanı matematik oldu. 3 yılda bir uygulanıyor. 2012’deki sınava 34’ü OECD ülkesi olmak üzere 65 ülkede 15 yaş grubu öğrencilere uygulandı. PISA’ya dünya gelenide 510 bin, Türkiye’den de 4 bin 848 öğrenci katıldı. Bu gruptan elde edilen verilerin toplamda 28 milyon öğrenci hakkında bilgi edinilmesini sağladığı düşünülüyor.
Türkiye PISA 2012’de 34 OECD ülkesi arasından 32’inci oldu. Katılımcı ülke arasında alanlar bazında ise Türkiye Fen bilimlerinde 43, Matematik’te 44, okuma alanında 42’inci sırada yer aldı. 15 yaş grubu öğrencilerinin puanlarını her yıl ortalama olarak matematikte 3,2; okumada 4,1 ve fende 6,4 puan atrttırdığı görülüyor.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp