Başlıktaki bu sözler Columbia Üniversitesinden Prof. Dr. Franscisco L.Rivera-Batiza ait. Bahçeşehir Üniversitesinin de konuk öğretim üyesi olan Batiz, ülkemizin PISAdaki test skorlarının ardındaki nedenleri araştırıyor.
Prof. Batiz, üç yıl önce yapılan teste göre Türkiyenin küçük de olsa bir yükseliş gösterdiğini, ancak diğer ülkelerle kıyaslandığında geride kaldığının altını çiziyor. Eğitim sisteminin merkeziyetçiliğinden, veli ve öğretmenin karar mekanizmasında yer almamasından şikayet ediyor. Sonuçta yetkililere bu testlerde daha üst sıralara yerleşmemiz için eğitim ateşinin bir an önce yakılmasını istiyor.
TÜSİADın PISA 2012 sonuçları: Yaratıcı Problem Çözme Becerileri başlıklı OECD raporunun Türkiye lansmanında diğer önemli konuşmacı ise OECD Eğitim ve Beceriler Bölümü kıdemli analisti Francesca Borgonovi idi. Borgonovi, 15 yaş grubuna uygulanan testle ilgili bilgiler verdi. 2012de 500 bin öğrencinin bilgilerinin toplandığını, 2 saatlik testin ardından önemli analizler yaptıklarını belirtti. En başarılı öğrencilerin Asyadan geldiğini, Kore, Japonya, Singapurun ilk sıralarda yer aldığının altını çizdi. Borgonovinin Türkiye ile ilgili değerlendirmeleri ise şöyle:
Eğitimde cinsiyet eşitliği açısından Norveç, Finlandiya, İrlanda iyi örnek. Oysa Türkiyede kızların başarısı ortalamalarda. Ayrıca kızlar PISAda motivasyonunda endişeliler. Matematik problemleri açısından bakılınca aslında yapabiliyorlar ama özgüvenleri yok. Oysa motivasyonlarının artması ve kendilerine inançlarının yükseltilmesi şart. Türkiyedeki öğrenciler problem çözmede başarılı değil. Oysa satranç oynuyorlar. Satranç, problem çözme ile yakından ilgili. Geçen yıla oranla meslek lisesindeki öğrencilerin başarılarında küçük de olsa bir artış söz konusu. Bu öğrencileri incelediğimizde ya onların potansiyelleri iyi değerlendirilmemiş ya da meslek liselerinde aldıkları eğitim bu farkı yaratıyor.
Toplantının açılış konuşmasını yapan TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmazın söyledikleri de çok önemliydi. Yılmaz, Gençlerimizi 21inci yüzyıl becerileri ile donatmalıyız. Onları böyle donatmadan sosyal seviyenin gelişmesi, teknolojiye dayalı bir toplum olmamız mümkün değil. Bu donanımla rekabetçi seviyede değiliz derken aslında eğitim yöneticilerine çok önemli bir mesaj verdi. Yılmaz, şu mesajları verdi:
Ülkemizde genel akademik derslerin öğrencilerin sorun çözme becerilerini yeterince geliştirmediğini ve desteklenmediğini de gösteriyor. PISAyı uluslararası bir referans olarak çok iyi analiz ederek, eğitimde nitelik reformlarını, verilere dayalı olarak geliştirmeliyiz. Yaratıcı, üst düzey problem çözme becerilerine sahip gençlerimizin oranını mutlaka arttırmalı, mutlaka öğrenme ve öğretme süreçlerini insanımızın potansiyeli açığa çıkaracak biçimde yeniden yapılandırmalıyız. Bu verilerle 21inci yüzyıl becerilerine sahip, inovasyona dayalı ekonomi olmamız, toplumsal refahı arttırmamız, sosyal seviyemizi geliştirmemiz mümkün değil. Biz 21inci yüzyılda bu beceri setiyle gençlerimizin bu donanımıyla rekabetçi olabilme seviyesinde değiliz.