Top
Nedim Şener

Nedim Şener

nedim.sener@posta.com.tr

19/06/2020

Çakar lambalı araçlarla yürüyüş!

Daha önce yazdım ama tekrar edeyim: Bu yıldan beklentimi 1 Ocak günü şöyle yazmıştım: “2020 yılında FETÖ’cüsünden, PKK’lısına tüm alçakların nefretine layık olmaya çalışacağım...”

Hedefim değişmedi.

Birisi çıkıp “Bebekleri bile katleden PKK ile 6 milyon kişinin oyunu alan HDP’nin hiçbir ilişkisi yoktur, bunu yazmak haksızlıktır, yanlıştır, yalandır. HDP PKK’yı terör örgütü olarak görür” der mi diye bekledim. Elbette öyle biri çıkmadı, onun yerine hakikati yazdığım için sadece akılları sıra hakaret ettiler. Ne tehditleri ne hakaretleri hakikati örtebilir.

Ben yine de “HDP yoktur, PKK vardır” demeye devam edeceğim. Ta ki HDP, PKK’ya “terör örgütü” diyene ve onunla mücadele edene kadar.

Her attıkları adım PKK’nın gölgesinde olan bir parti için de başka bir şey denemez zaten.

DEMİRTAŞ: ‘HDP ÖCALAN’IN 20 YILLIK PROJESİ’

Son zamanlarda ne zaman HDP’den söz açılsa hemen araya, “demokrasi, seçim, 6 milyon seçmen, oy” gibi kavramlar giriyor. Oysa Selahattin Demirtaş’ın da söylediği gibi “HDP, Öcalan’ın 20 yıllık projesi...”

Yani HDP’yi konuşmaya başlarken önce terör örgütü PKK ve onun kurucusu, elebaşı Öcalan ile katlettiği 10 binlerce insandan söz etmek gerekiyor. Sonra diğer konulara girilebilir. “6 milyon HDP seçmeni” diye söze başlayanların da en başta terörist PKK yöneticilerinden Cemil Bayık’ın “PKK olmasa HDP yüzde 5 bile oy alamaz” sözünü hatırlamalı ve tabii hatırlatmalı.

ÖRGÜT YÖNETİCİSİ HOZAT: ‘SOKAKLARA ÇIKIN’

Bugünlerde HDP’liler bir yürüyüş gerçekleştiriyorlar. Ayrıntıya gireceğim ama önce bir hatırlatma yapayım. Terör örgütü PKK’nın yayın organı 1 Haziran 2020 günü şu haberi geçti:

“KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Bese Hozat, demokratik muhalefetin sokağa ve meydanlara taşınması-taşması gerektiğini; faşizme karşı mücadelenin sokakta-meydanlarda verilmesi gerektiğini söyledi. Eylemden, pratik mücadeleden kopuk, kuru ve teorik bir faşizm karşıtlığıyla fazla bir sonuç alınamayacağının görüldüğünü; büyük eyleme dönüşüp sokak ve meydanlara taşmayan sözün fazla bir değeri olmadığı gibi faşizmin hükmünü sürdürdüğünü hatırlatan Hozat, ‘Sokak sokak, meydan meydan, her yerde toplumsal mücadele yükseltilmelidir. Demokrasi güçleri, halkın yanında ve önünde kavgaya girmelidir. Her sokak ve meydan demokrasi güçlerinin siyaset alanı haline gelmelidir’ dedi.”

Dağdaki teröristler Türkiye’nin yaptığı operasyonlarla etkisizleştikçe, Türkiye’deki sivil uzantılarını bir çeşit ayaklanmaya çağırıyor.

IRKÇILIK TARTIŞMASI TUTMADI

Örgüt yöneticilerinin son zamanlardaki açıklamalarının tümüne bakın; ortak görüş “Hep bizden beklemeyin siz de ayaklanın” mealinden sözlerdir. Nitekim Amerika’daki ırkçı bir polisin siyahi bir kişiyi vahşice öldürmesi ile Türkiye’de de bir anda hafiften başlatılan “ırkçılık” tartışması, Ağrılı Barış Çakan isimli bir gencin, “Kürtçe müzik dinlediği için öldürüldüğü yalanı” ile bir büyük ayaklanmanın fitili ateşlenmek istendi. Oysa Barış Çakan oturdukları sokakta, araç içinde yüksek sesle müzik dinleyenleri uyardığı için öldürülmüştü. PKK’ya yakın medyanın servis ettiği yalan, HDP’nin tweet’i ile ülke geneline yayıldı. Ama kısa sürede yalan olduğu ortaya çıktı.

KCK İLE HDP’NİN EŞZAMANLI KARARI

Ancak HDP yine de bir toplumsal hareketlenme yaratma peşinde. Terör örgütünün çatı yöneticilerinden Hozat’ın bu sözlerinin yayınlandığı gün HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ve Mithat Sancar HDP İstanbul İl Başkanlığı’nda bir basın toplantısı düzenleyerek yeni stratejilerini açıkladılar: “Hep birlikte demokratik bir geleceğe...”

Bu başlıkla bir tutum belgesi hazırladılar, 4 Haziran 2020 günü CHP’li Enis Berberoğlu ile birlikte HDP milletvekilleri Leyla Güven ve Musa Farisoğulları’nın milletvekillerinin düşürülmesi sonrası da “Demokratik Mücadele Programı” açıkladılar. 3 aylık bir hazırlık süreci olan ve 5 aşamadan oluşan “Demokratik Mücadele Programı”nın finalinin 1 Eylül’de yapılması planlanıyor.

Birinci aşamada 15 Haziran-20 Haziran’da “darbeye karşı demokrasi yürüyüşü” planlandı. Edirne ve Hakkâri’den başlayan yürüyüşe Türkiye’nin her tarafından katılım bekleniyordu. Evet, güvenlik önlemleri sıkıydı ama bazı partililer dışında bekledikleri gibi bölge halkının bu yürüyüşe katılma istediği de olmadı. Artık inandırıcılıklarının kalmadığını onlar da görüyor.

Medyaya yansıyan bilgilere göre Hakkâri’den yola çıkan grup 17 Haziran günü saat 20.30 gibi Diyarbakır’a ulaştı. HDP il binasında 26 milletvekili ve 200 kişiye yakın bir grup önünde basın açıklaması yapıldı. Edirne grubu yine 17 Haziran günü saat 17.30 gibi HDP Kadıköy ilçe binasının önünde 250 kişilik bir kalabalığa basın açıklaması yaparak dağıldı.

Çakar lambalı araçlarla yürüyüş

‘DİYARBAKIR ANNELERİ’Nİ DÜŞÜNDÜLER Mİ?

Yürüyüşü HDP’nin sosyal medya hesaplarından takip ediyorum. Hakkâri’den çıkan grubun Diyarbakır il binasına doğru geliş görüntülerini izlerken dikkatimi bir ayrıntı çekti. Milletvekilleri, önlerinde çakar lambalar bulunan siyah araçlarla sirenleri çala çala il binasına geliyordu. Çevrede toplanan parti üyeleri alkışlıyordu. Çakar lambalı araçla demokrasi yürüyüşü yapan milletvekilleri, il binasına gelirken hemen girişte, çocukları terör örgütü tarafından dağa götürülen Diyarbakır Anneleri’nin çadırını görünce ne hissettiler acaba?

Devletin altlarına makam aracı olarak verdiği, benzinini de koyduğu o çakar lambalı araçların camından bakarken, “Daha birkaç yıl önce bir çağrı üzerine toplanan yüz binlerce insan, şimdi neden burada değiller?” diye düşündüler mi?

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp