Top
Kanat Atkaya

Kanat Atkaya

katkaya@hurriyet.com.tr

13/12/2018

Yalan atla gider gerçek yürür ama...

Festus Okey’i taşıyan tabut, cansız bedenin sahibini memleketi Nijerya’ya, üstüne iliştirilmiş bu notla götürüyordu...

Festus Okey, 20 Ağustos 2007’de polis tarafından uyuşturucu bulundurduğu iddiasıyla şüpheli görülerek gözaltına alındı ve Beyoğlu Polis Merkezi’ne götürüldü.Karakolun kapısını gösteren kamera kayıtlarına göre 17.47’de, sivil bir polis memuru eşliğinde karakola girdi Festus...

19 dakika sonra...

Saat 18.06’da...

Aynı kamerada ağır yaralı, hareketsiz Festus Okey’in ellerini ve ayaklarını tutan iki polis tarafından dışarı taşındığını görüyoruz.

Henüz 25 yaşındaki, gencecik Festus Okey, acilen kaldırıldığı Taksim İlkyardım Hastanesi’ne ulaştı ancak hayata tutunamadı.

Ne olmuştu Festus Okey’e?

Festus Okey’in karakolda polis memuru Cengiz Yıldız’a ait tabancadan çıkan bir mermiyle öldüğünü biliyoruz.

Yıldız’ın Festus Okey’in silahını almaya çalışırken kendisini vurduğunu iddia ettiğini biliyoruz.

Sonrası ise akla durgunluk verici şekilde seyreden zorlu bir soruşturma, yargılama süreci...

“Gerçek” üzerine düşürülen gölgelerin arasından parlayabilmek için uğraştı durdu...

Silahın sahibi polis memurunun hazırlanan “olay yeri zabıt tutanağında imzası olduğunu”, yani silahının kullanıldığı bir vakanın araştırmasında görev aldığını gördük bu süreçte...

Savcılığa 3 saat boyunca haber verilmediğini öğrendik mahkeme dosyasını inceleyen bazı hukukçular sayesinde.

En önemli delil olan polis memuruna ait gömleğin sırra kadem basmasına ve bir daha bulunamamasına şahitlik ettik...

Polis memuruna delil niteliğindeki silahının geri verilmesine ve göreve devam etmesine de...

Engelli ve gölgeli soruşturma sürecini yorucu ve “ilginç” hukuki tarafları bulunan yargı süreci izledi... Ailesinin müdahil olmasına izin verilmedi Festus’un!

Kimlik tespiti gibi yıllara yayılan bir bürokratik yamukluklar zincirine dolaştırıldı dava...

4 yıl, 4 koca yıl ölen kişi Festus Okey miydi, değil miydi yazışmalarına harcandı...

Kimi zaman avukatsız duruşmalarda aradı Festus’un gerçeği ve adaleti talep eden ruhu.

Kimi zaman avukatlarına “adaleti etkileme” suçlamasıyla hapis cezası talep edildi...

2011’de karar aşamasına gelindiğinde mahkeme heyetinde “2 yıl 2 ay ceza verip para cezasıyla salalım” diyen de vardı, kasten adam öldürmekten 20 yıl isteyen bir üye de...

4 yıl 2 ay ceza verilmesi oyçokluğu ile kararlaştırıldı...

Yargı mücadelesi devam etti Festus için adalet arayanların. Engelli yollardan geçip geldiler gerçeği arayanlar ve nihayetinde bir umut kapısı aralandı.

Yıllar sonra Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Festus Okey’in ağabeyinin davaya katılmasını reddeden mahkeme kararının bozularak, kimlik bilgisi ve DNA raporları alındıktan sonra karar verilmesi gerektiğine hükmetti.

11 yıl sonra “Sil baştan!” dedi yani bir yerde adalet.

Dün yeniden başladı mahkeme süreci...

Heyet Festus Okey’i temsil eden avukatların taleplerine olumlu yanıt verdi, maktulün ağabeyinin bir dahaki duruşmaya katılması için onay çıktı ve 2 Nisan’a kadar gerekli işlemlerin tamamlanmasını beklemek üzere dağıldı.

Gerçeğin peşinde 11 yıl sonra yeniden başlama çizgisindeyiz.

Bu kez Festus için, adalet için, gerçek için umutlu olmak istiyoruz.

Japonlara atfedilen bir söz var, onu tekrarlayıp duruyoruz:

“Yalan atla gider gerçek yürür, fakat yine de tam zamanında yetişir...”

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları