Top
Hakan Ünsal

Hakan Ünsal

hunsal@hurriyet.com.tr

12/12/2018

Golcün kadar varsın

Düşler sahnesi olan Şampiyonlar Ligi'nin, müziği ile rakipleri ile havası ile oyuncuları ve takımları başkalaştıran, tedavi eden bir büyüsü vardır.

Galatasaray'ın son dönemdeki halini düşününce, Şampiyonlar Ligi tam aradığı ortamdı. Ligdeki sorunlarından arınacağı, eksiklerini gidereceği ve moral kazanabileceği bir maça çıkan Galatasaray oyuna da iyi başladı. Öyle ki, son dönemde unuttuğumuz bir maç başlangıcıydı bu.

İyi geçen ilk çeyrek ve girilen pozisyon daha maçın başında kırılma onu oldu. Eren, ilkinde çok kolay bir golü, ikincisinde de rakibini kaçırınca, bu 2 kaçırış kaybedişe döndü. İyi başlanan bir oyunda geri düşmek sadece bu maça özgü olmayan durumları da hemen devreye soktu. Moral olarak düşen takım, ligdeki sorunlarına da geri döndü.

Orta sahanın cismen var olan ama hayalet gibi görünen hali maçı Porto'nun kazandığı ilk yerdi. Donk, Fernando ve Ndiaye üçlüsü atletik olmalarına rağmen, Kaptan Herrera'nın akıllı oyunu ile iyi anlaşan, iyi paylaşan, iyi paslaşan Porto orta sahasına karşı hakimiyet kuramadı. İlk yarının sonuna doğru biraz toparlanan Galatasaray, Rodrigues'i iyi kullanmaya başlayınca golü de buldu.

EREN SORUNSALI

Galatasaray adına yine en büyük sorun ön taraftı. Gol atmanın, maç kazandırmanın ötesinde takım oyununa ve bireysel performansa büyük etkisi vardır. Öne geçen takım moral, önde oynayan oyuncu de özgüven kazanır ve aslında maçı kazandıran da budur. Galatasaray haftalardır bu güçten mahrum oynuyor ve bunu sağlayabilecek elindeki tek oyuncu Eren'de beklenenden çok uzak.

Eren, mücadele içine pek girmeyen, kendi bölgesinde kalıp sadece hazırlanan gol pozisyonuna konsantre bir santrfor. Ama Galatasaray'ın ihtiyacı bundan fazlası. Eren hem oynamalı hemde oynatmalı ki takım oyunun üst seviyeye çıkarsın. Ama bunun olmayacağını hepimiz biliyoruz.

İkinci yarıya yine iyi başlayan Galatasaray'da Nagatomo ve Mariano tempoyu yükselten iki isimdi. Bu sefer de, kendisine o vuruşu yapsın diye para ödenen Henry net golü kaçırınca, Porto nasıl gol atılacağını gösterdi adeta. Eren'in iki tane ve Henry'nin yapamadığı gol vuruşları ve kaçan penaltı, Galatasaray'ın niye ligde ve Şampiyonlar Ligi'nde burada olduğunu anlatan en net resimdi. Rakibin stoperi gol atarken, bizim forvetler basit vuruşları bile yapamadılar.

FEGHOULİ'NİN GECESİ

Feghouli'yi uzun zaman sonra bu kadar istekli ve daha önemlisi etkili görmemiştik. Golünü attı, çok iyi paslar verdi, topu öne taşıdı ve rakip alanda varlığını hep hissettirdi. Penaltı'yı da atsa kendi adına müthiş bir oynamış olacaktı. Rodrigues'de gününde olunca, Galatasaray bu sezonki en iyi ikinci yarılarından birini oynadı. Tek eksik bu iyi oyunu taçlandıracak gollerin atılamamasıydı.

Kuralar çekildiğinde gruptan çıkamaması sürpriz olacak Galatasaray, sürpriz şekilde gruptan çıkmadı ve Avrupa Ligi'nde devam edecek. Bu maçın amacına bakarsak istenilen elde edildi ama oynanan oyunun karşılığı bu değildi.

NEDEN KAYBETTİ?

1- Basit gol vuruşlarını yapamazsan,
2- Gol sayılan penaltıyı atamazsan,
3- Kanatlar iş yaparken önde uyursan,
4- Rakibin bile ummadığı kadar kolay gol yersen,
5- Rakibi hapsetsen bile kazanamazsın...

MAÇIN ADAMI: Feghouli

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp