Top
Gila Benmayor

Gila Benmayor

gbenmayor@hurriyet.com.tr

09/01/2019

Anne-babaların yüzde 56’sı Suriyeli arkadaş istemiyor

Hafez, ülkemizdeki 4 milyona yakın Suriyeli mültecilerden bir kısmının döneceğini, bir kısmının dönmeyeceğini söylüyor.

“Dönmek kolay değil” diyor.

Suriyeli mültecilerin entegrasyon sorunundan söz ediyor.

Bir bakanlığın kurulmasını öneriyor.

Şu gerçeği artık kabul edelim.

İlk yıllarda “geçici konuk” olarak nitelendirilen Suriyeli mültecilerin bir bölümü artık bizimle kalacak, yaşamlarını Türkiye’de sürdürecek.

Dolayısıyla Samir Hafez’in işaret ettiği “entegrasyon” gibi bir sorunla karşı karşıyayız.

Bu sorunu aşmanın bir yolu da eğitimden geçiyor.

Sabancı Üniversitesi çatısı altındaki Eğitim Reformu Girişimi’nin “Bir Arada Yaşamı ve Geleceği Kapsayıcı Eğitimle İnşa Etmek” başlıklı raporu bu sorunu mercek altına alıyor.

Kapsayıcı eğitimin tüm çocuklar için nasıl hayata geçebileceğine ilişkin politika önerilerine yer veriyor.

YÜZDE 55,5’İ OKULA GİDİYOR

ERG’nin raporuna göre, çocuk işçiliği ve küçük yaşta evlilik gibi sosyoekonomik ve kültürel etkenler mülteci çocukların eğitim kurumlarına erişimini engelliyor.

Kasım 2018 verilerine göre, Türkiye’de okul çağında 1 milyon 47 bin 536 Suriyeli çocuk var.

Bunların 580 bin 877’si okula kayıtlı.

Yani Suriyeli mülteci çocukların yüzde 55,5’i okula gidiyor.

İyi haber şu: 2016 yılına göre okullaşma oranı yüzde 37 oranında artmış.

Kötü haber ise entegrasyonun önündeki önemli engellerden biri:

ERG’nin raporu, Çocuk Haklarını Koruma Platformu’nun araştırmasına dayanarak anne-babaların yüzde 56’sının çocuklarının Suriyeli bir çocukla arkadaş olmasını onaylamadığını belirtiyor.

İşte bu yüzden ERG şunun altını çiziyor:

“Eğitim politikaları hem mülteci hem Türkiyeli çocuklarının tamamının etnik ve sosyo- ekonomik farklılıklarını göz önüne alan kapsayıcı bir eğitim çerçevesine oturtulmalı”.

Rapora göre, MEB bütçesi ve performans programında mültecilerin eğitimi için ayrılan belirli bir kaynak bulunmuyor.

Ancak MEB, 2014-2016 yılları arasında Suriyeli çocukların eğitimi için yatırım harcamaları dışında toplam 1,5 milyar dolar harcandığını açıklamış.

STK’LARIN ÖNEMLİ KATKISI 

Öte yandan, Suriyeli mülteci çocuklarının eğitimi için STK’lar da kollarını sıvamış durumda.

Birkaç örnek vermek gerekirse, Anne Çocuk Eğitim Vakfı AÇEV, İstanbul’da, İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü’nün işbirliğiyle, Siemens Türkiye ve Plan İnternational desteğiyle, Suriyeli çocuklar için yoğun bir okul öncesi program uygulamış durumda.

Sığınmacılar ve Mültecilerle Dayanışma Derneği, Hayata Destek İnsanı Yardım Derneği gibi STK’lar arapça ve ingilizce ders imkanı tanıyor.

Aralarında Save The Children, Mavi Kalem, Maya Vakfı gibi STK’lar, mülteci çocuklara resim ve müzik aracılığıyla psikososyal destek veriyor.

Mavi Kalem bir başka projesinde Suriyeli kızların okula kazandırılmasını amaçlıyor.

 

 

 

ECZACIBAŞI’NIN KİTABININ GELİRİ SANATSEVER ÖĞRENCİLERE

İSTANBUL Kültür Sanat Vakfı, iki yıldan beri Eczacıbaşı Topluluğu’nun desteğiyle üniversite öğrencilerine yıl boyunca tüm İKSV etkinliklerinde kullanabilecekleri 250 lira değerinde bir kart hediye ediyor.

İKSV bu yıl kart hediye edeceği öğrenci sayısını iki katına çıkartmış.

Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı’nın “İşim Gücüm Budur Benim” kitabının gelirini bu projeye aktarması üzerine Türkiye’nin her yerinden 2 bin üniversite öğrencisine kart hediye erilecek.

Kart sahibi olmak isteyen üniversite öğrencileri 20 Ocak tarihine kadar kultursanatkart.iksv.org adresine başvurabilirler.

 

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp