İki de haber gördüm. Umutlandım...

O nedenle bu pazar her okuruma, her kalbe bir umut göndermek istedim. Pozitif bir ses. Okuduğum kitap Faruk Eczacıbaşı’nın “Daha Yeni Başlıyor” kitabı..

Muazzam bir araştırma. Dahası...

Kendi hayatından, geleceğin tarihine doğru damıttığı bir sosyal biyografi...

Bütün gençlere öneriyorum...

Faruk Bey, Türkiye Bilişim Vakfı’nın kurucusu. Kitabı burada anlatmam imkânsız.

Yalnızca birkaç şey söyleyebilirim:

1) Zengin olmanın yalnızca para kazanmak olmadığını gösterdiği için... 

2) Kurulduğu 1995 yılından bu yana Türkiye Bilişim Vakfı’nda Türkiye’nin geleceği için nasıl ve inatla kafa yorulduğunu anlattığı için... Türkiye’de gençlerin önüne sağlam bir bilişim tarihi koyduğu için... Yürekten kutluyorum...

3) Faruk Eczacıbaşı’nın kitabından çok sonuç çıkardım. 

Ama kitap kadar o kitabı yazan kişiden de şöyle bir ders çıkardım. Ve dedim ki:

“Parayı kazandığında değil, onu nasıl harcadığında asıl zengin oluyorsun”.

Teşekkürler Faruk Bey...

İKİNCİ UMUT: HAÇ ÇIKARMA TÖRENİNE EZAN DENK GELİNCE...

ONUN bir Türk vatandaşı olarak varlığına... Duruşuna... Samimiyetine... Hoşgörüsüne... Hep hayranlık duydum.

Patrik Bartholomeos... Dün Mudanya’nın Trilye’sinde bir tören düzenleniyor.

Haberi DHA’dan Enver Fatih Tıkır ve Muammer İrtem geçiyor..

Hazreti İsa’nın doğumu ve vaftiz edilişinin yıldönümü nedeniyle ayin ve denizden haç çıkarma töreni...

Sevgili Patrik töreni başlatmak için tam haçı denize atacak ki... O sırada öğle ezanı okunuyor... Eliyle bir işaret yapıyor ve “Durun” diyor Patrik. 

Ezan bitene kadar törene ara veriyor.

İşte böyle bir ülkede yaşıyoruz arkadaşlar.

Patrik’le her sohbetimde memleket ve insan sevgisi görmüştüm.

İyi ki varsınız Sayın Bartholomeos...

Eksik olmayın...

ÜÇÜNCÜ UMUT: TARLADAN TİYATROYA KADININ YÜKSELİŞİ

MUĞLA’nın Menteşe Belediye Başkanı CHP’li Bahattin Gümüş anlatıyor:

“Çoğu ilkokul mezunu dahi olmayan, tarlada çalışan, inek sağan, çapa yapan köylü kadınları yaptı bunu...”

Ne yaptılar? Tarladan döndüler... 

Odun topladılar... Odunları kırıp el arabalarıyla evlerine taşıdılar. Hayvanlara yem verdiler. Süt sağdılar...

Ve akşam oldu...

İşte o saatte köy kahvesine provaya gittiler...Ve sonunda...

Menteşe kadınları kendilerinin yazdığı tiyatro oyununu köy kahvesinde sahneye koyup oynamaya başladılar...

Ahali bayıldı. Her geçen gün izleyici arttı. Çevre köylerden, ilçelerden geldiler...

Oyuna eşlerini de dahil ettiler...

Ve işte dün DHA’dan Cavit Akgün içime umuttan okyanuslar kuran şu haberi geçti:

“Muğla’nın merkez ilçesi Menteşe’nin Yaraş Mahallesi’nde tiyatro topluluğu kuran köylü kadınlar, kendi yazdıkları ‘Kosgep’

ve ‘Sarı İnek’ isimli 2 perdelik oyunlarını sahneledi. Kadın Çiftçiler Tiyatro Grubu üyelerinin performansı beğeni topladı.”