Top
Fatih Çekirge

Fatih Çekirge

fcekirge@hurriyet.com.tr

17/05/2020

Böylesini filmlerde görürdük... ‘Paralı askerler ve savaş şeytanları’

Son model siyah cip arkasında onlarca araçla gelip eski taş binanın önünde duruyor.

İki asker koşturup siyah cipin kapısını açıyor.

İçinden siyah gözlüklü, askeri kıyafetli genç bir adam iniyor.

Arkasında onlarca gerilla kıyafetli koruma.

Böylesini filmlerde görürdük... ‘Paralı askerler ve savaş şeytanları’Ellerinde son model silahlar.

Genç adamı taş binanın önünde yine gerilla kıyafetli 4 kişi karşılıyor.

Sarılıyorlar. 

Hepsinin göğüslerinde armalar var.

Kim bunlar...

Burası neresi ve ne yapıyorlar?

Bu sahne bir film sahnesi değil...

Ama belki Hollywood tarafından yüzlerce kez çekilmiş bir senaryonun gerçek hayattaki hali.

Hani şu Irak’ta yaşanan silah ticareti ve petrol savaşlarının konu edildiği “aksiyon” filmleri...

Sonunda gerçekle yüzleşen Amerikan askeri Mark Wahlberg.

Ya da “Savaş Tanrısı” filminden Nicolas Cage.

Evet...

Burası Suriye’de Deyrizor bölgesi.

ABD’nin PKK/YPG’ye teslim ettiği petrol bölgesi.

Gelelim gerçeğin filmine.

Siyah cipten inen siyah gözlüklü adam Katerji Group’un sahibi.

Onu karşılayanlar ise PKK/YPG’nin üst düzey yöneticileri.

Peki ne yapıyorlar...

Arkadaşlar... 

*

- Haritaya bakarsanız, Suriye’deki petrol bölgeleri görülüyor.

Doğu tarafını, yani Deyrizor denilen petrol bölgesini ABD, PKK/YPG’ye bırakmış durumda. 

ABD’nin amacı İran’a karşı orada kendisine bağlı bir “milis güç” yani “paralı asker” bulundurmak.

Peki neden paralı asker diyorum?

Çünkü o bölgedeki petrolü satan PKK/YPG parayı alıyor. O parayla silahlanıyor. Ve aynı zamanda da ABD, İsrail çıkarları için İran’a karşı bir yerel kalkan oluşturuyor.

İşte bu nedenle PKK/YPG o bölgedeki petrolün paralı güçleridir.

Böylesini filmlerde görürdük... ‘Paralı askerler ve savaş şeytanları’

Şimdi en önemli noktaya geliyoruz...

PKK/YPG o bölgedeki petrol satışından geçen yıl yaklaşık 1.1 milyar dolar elde etti.

Böyle giderse normal şartlarda yıllık petrol geliri 7 milyar dolara ulaşacak. İşte bu para silah tüccarlarına gidiyor. 

Yani “savaş tanrılarına”...

PETROL ŞİRKETİNİN ASKERLERİ

Bu gerçek filmin bir başka sahnesi de Esad rejiminin topraklarında oynanıyor.

Suriye’nin günlük petrol ihtiyacı 146 bin varildir... 

Elbette bunun hepsini kendi bölgesinden karşılayamıyor. Peki eksik kalan petrolü nereden buluyor...

İşte tam burada yine aynı şirketin adını duyuyoruz:

Katerji Group.

Yani yazının ilk sahnesindeki siyah cipten inen kara gözlüklü adam.

Öyle para kazanıyor ki...

Kendi “ordusunu” bile kurmuş...

Yani kendisini “savaş tanrısı” zanneden bir başkası...

Esad’a yakın olan bu şirket, PKK/YPG bölgesinden petrolü alıp Esad’a satıyor...

Arada kim bilir ne komisyonlar dönüyor?

Ama Katerji o kadar büyümüş ki...

Wall Street Journal’a göre ABD ve AB’nin yaptırım listesinde olan bu şirket, YPG/PKK bölgesinden her gün 60 bin varil petrolü alıp Esad’a satıyor...

Şu hale bakar mısınız?

Katerji şirketi Esad’a yani Rusya’ya yakın. O nedenle ABD yaptırım listesinde. Ama ne gariptir ki...

ABD’nin yaptırım listesinde olan bu şirket, ABD’nin kontrol ettiği PKK/YPG bölgesindeki petrolü alıp Esad’a satabiliyor.

“Vayyy anasını arkadaş...” dedirten bu olayın öteki yüzü de var.

Soru da şu:

Acaba YPG’ye bu petrol satışından gelen para nereye gidiyor?

Elbette silah tüccarlarına.

Nasıl bir kaos değil mi?

Nicolas Cage’in “Savaş Tanrısı” filmini işte bu yüzden hatırladım.

Çünkü silah tüccarı Yuri rolündeki Cage, filmin sonunda trajik bir şekilde anlıyor ki...

“Kendisini savaş tanrısı zannederken aslında şeytanın kuklasıydı...”

O yüzden şaşırmıyorum artık...Böylesini filmlerde görürdük... ‘Paralı askerler ve savaş şeytanları’

ÖTEKİ PARALI ASKER WAGNER

Yine haritaya dönersek...

Suriye’deki tek “paralı asker şirketi” Katerji değil... Elbette Rusya’nın kontrolündeki Wagner’de var.

Onlar da bu kirli ticaretle beslenip “iş” yapıyorlar...

Şu hale bakın ki...

Rusya, Suriye’nin batısı Golan Tepeleri’ne bir kalkan koymuş. 

İsrail saldırılarına karşı Esad’ı korusun diye. ABD de İran sınırına bir YPG kalkanı koymuş. İran, İsrail’e saldırırsa kalkan olsun diye.

Ve işte tam bu arada “paralı askerlerin” kirli ticareti yaşanıyor.

Milyarlarca dolarlık petrol gelirleri doğrudan silaha ve özel banka hesaplarına gidiyor. Olay basit...

Ne Esad, ne YPG petrol gelirinden halk için bir yatırım yapmıyor. 

Hastane, okul, yol, su, elektrik.

Ne mümkün... Para doğrudan silaha harcanıyor.

Kaosu yaratanlar belli. Petrole el koyanlar belli.

Silahı satanlar belli. 

Peki geriye ne kaldı? 

Unuttuğumuz birileri mi var?

Varsa neredeler?..

Nerede olacaklar.

Akdeniz’deler.

Mülteci olarak.

Akdeniz’de boğulan çocukların mazlum halkı onlar.

VAHŞETİN SENARYOSU

DİKKAT edin, bu grupların hiçbirisinin “halk” diye bir derdi yok.

Gelen petrol geliri, ne yola, ne altyapıya, ne eğitime, ne hastaneye harcanıyor.

Harcamıyorlar çünkü onlar için orada yaşayanlar “vatandaş ve seçmen” değil.

Demokrasi yok.

Olmayınca da tek şey geçerli oluyor.

Petrol, para, silah ticareti ve güç...

Milyarlarca dolarlık bir vahşet filmidir bu...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp