359 projesini dinledik.
Halka nasıl dokunduğunu seyrettik.
İlginç başlıklar var. Sırasıyla gidersek...
BARÇA UYARISI: Barselona’da başkanla sohbet ediyor. Türel bir ara Antalya’da yapacağı raylı sistem ve metrodan söz ediyor. Barcelona başkanı gülerek şöyle diyor:
“Aman Menderes, çok dikkatli ol. Örneklerine bakarsan eğer metroyu ve raylı sistemleri yapan gider, yürüten kalır.”
Gerçekten de metro inşaatları şehre en çok zorluk çıkaran inşaatlardır. Yollar kapanır. Esnaf da yaya da sürücü de sıkıntı çeker. İnşaatı yapan başkana kızanlar artar, raylı sistemi çalıştıran sevilir.
İşte o nedenle Türel ilginç bir yol bulmuş...
Referandum...
Şöyle anlatıyor:
“Raylı sistemi başlatmadan önce o bölgedeki halkla referandum yapıyorum. ‘Evet’ çıkarsa inşaat başlıyor. Mesela Şarampol’deki Giritli Park’ın orada yaşayanlar istemediler. Biz de raylı sistemi oraya götürmedik.”
GAME OF THRONES ANTALYA’DA: Türel seçilirse bu dönem dünyanın sayılı sinema platolarından birisini inşa edecek. Bunun için dünyanın en büyük film ve dizi yapımcılarıyla görüşmüş. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bu görüşmeleri bire bir izlemiş. Örneğin Game of Thrones’un yapımcıları... Türel projeyi anlatınca yapımcılar şöyle demiş: “Dizinin çok önemli bölümlerini Ürdün’de başımıza bomba yağarken, o korkuyla çektik. Siz projeyi bitirin, hemen buraya gelelim.”
UNIVERSAL STÜDYOLARINI ÇİZEN ADAM: İkinci önemli görüşme dünyanın en büyük film stüdyolarından Universal’ı çizen mimarla oluyor. Bu görüşmeye Cumhurbaşkanı Erdoğan da katılmış. 70 yaşındaki mimar dünyanın en modern film stüdyolarını nasıl yapacağını teker teker anlatmış. İşte şimdi o proje hazır...
WIMBLEDON TENİS TURNUVASI: Dünyanın en saygın tenis turnuvalarından birisi İngiltere’dedir. Sporcuların beyaz tişört giymelerinin zorunlu olduğu tek turnuvadır, çimdir, muazzam bir tesisler toplamıdır... Türel işte bu kompleksin benzeri için yeri belirlemiş. Daha önce Milli Futbol Takımı için ayrılan muazzam bir arazi... Şimdi içinde spor akademisi de olan büyük bir komplekse kavuşuyor. Öyle ya, “Dubai Open” oluyor da “Antalya Open” neden olmasın? Tenis için ideal bir iklim...
ŞÖHRETLERİN KENTİ: Dünya turizmi artık yalnızca sahil turizminden ibaret değil. Hele Antalya gibi Akdeniz uygarlığının en köklü tarihine sahne olan bir kent... Artık “Bizde tarih var. Güneş var. Sahil var. Hadi gelin!” demek yetmiyor. Dünya şöhretlerinin, dünyanın izlediği filmlerin, sporcuların kenti olmak gerekiyor. Bu yıl Antalya’nın toplam turizm geliri 16 milyar dolar civarında bekleniyor. Bu tesisler yapıldığında neden ikiye katlanmasın...
İKİ BÜYÜK YAT MARİNA: Antalya sahillerinden denize doğru bakın. Bir ıssızlık görürsünüz. Tek tük gemi... Gece bir kaç şilep ışığı. Peki Doğu Akdeniz’in bu muazzam liman şehri neden böyle boş? Türel şehri donduran bu görüntüyü de kırmak istiyor. O nedenle bir kruvaziyer liman inşa edilecek. Ve toplam 1000 yat kapasiteli iki marina...
ALTYAPI: Daha yüzlerce proje var. Ama onlar Antalyalı için harika işler.
Trafik için kavşaklar, alt yollar, parklar, 70 bin kişiye iş sağlayacak yatırımlar... Konyaaltı-Lara sahilinin yeşilliklerle, bisiklet yollarıyla, kafelerle örülmüş o medeni hali... Ama ben bunlarla değil, daha çok Antalya’yı dünyaya açacak olanlarla ilgilendim. Çünkü Doğu Akdeniz’den dünyaya açılan bu deniz kapısı, yalnızca Antalya’yı değil, Türkiye’yi yükseltir...
BAŞKANIN HEYECANI: Menderes Türel’i inanılmaz heyecanlı gördüm. Adeta olimpiyatlara katılacak bir atlet, hayatının kararını verecek bir genç, üniversite sınavına girecek bir öğrenci, az sonra roketleri ateşlenecek bir astronot... Acaba neden?
İki sonuç çıkardım:
1) Siyasette rehavete yer yoktur. Bunu biliyor. Hiçbir sandık garanti değildir.
2) Bu defa altyapıdan öte Antalya’yı dünyaya açacak bir dönemi istiyor... Biraz da bir sanatçının başyapıtını bitirme heyecanı...
Türel’in Antalya için yükselttiği bu çıta umarım rakiplerine de yansır. Hatta diğer kentlere de ulaşır...
Sonuçta adaylar değil, o şehirler kazanır...
