Top
07/08/2020

O derin gırtlak nerede ne denir onu iyi biliyor

Her iki haberde de konuşan bir “deep throat” (derin gırtlak) var...

Her ne kadar Muharrem İnce, “Konuşan ben değilim” diyorsa da...

Arkadan gelen gırtlak temizleme sesleri faili ele veriyor...

*

Neyse biz gırtlak dedektifliğini bırakıp açık kaynaklara bakalım.

O “derin gırtlak” kimse neyi nerede söyleyeceğini iyi biliyor...

Mesela ilk çıkışı, yani parti kuracağı haberini, Ayasofya’daki namaz fotoğrafından sonra mübarek Kurban Bayramı’nda yapıyor...

Yani muhafazakâr kanada hafiften bir göz kırpıyor.

O derin gırtlak nerede ne denir onu iyi biliyor

İkinci haber ise daha önemli...

“Ben ne cumhur ittifakını ne millet ittifakını kabul etmiyorum” diyor.

Yani “üçüncü yol manifestosu” yayınlıyor.

*

“Derin gırtlak” bu haberi Yalçın Bayer’e nerede veriyor?

Murtaza Çelikel’in cenaze töreninde...

Yani 12 Eylül askeri döneminde, her şeyini kaybetmeyi göze alarak Bülent Ecevit’in hep yanında durmuş sessiz ama sosyal demokrat kesimde çok saygın bir işinsanının cenazesinde.

Bu da kenarda kalmış, hüzünlü sosyal demokrat eski tüfeklere...

*

Diyeceğim...

Yalçın Bayer iyi çalıştı... İyi gazetecilik yaptı...

Ama bilin ki “derin gırtlak” daha derin çalıştı...

Ve daha iyi yaptığını düşünüyor...

AHİRETTEN GELEN ÜÇÜNCÜ YOL ŞU FANİ DÜNYADA NEREYE ÇIKAR

MURTAZA Çelikel’in cenazesinden cami avlusundan gelen ikinci haber, bence birincisinden daha önemliydi...

Burada ağızdan çıkan iki kelime var ki, ben ona takıldım.

“Üçüncü yol...”

*

73 yıllık hayatımda çok işittim.

Hem de Türk siyasetinin çok kritik anlarında...

Bu lafı eden çok oldu ama bu lafla bir şey başarabileni hiç görmedim.

*

Diyeceğim “ahiretten gelen üçüncü yol” şu fani siyaset dünyasında bir yere çıkmaz...

Bunun yerine, rahmetli Özal’ı geçmişte iktidara getiren kavramı kullanıp, “dört eğilim” deseydi, belki daha etkili olabilirdi.

*

Benim “derin gırtlağın” sözlerinden çıkardığım şu:

Muharrem İnce elindeki anketleri göstererek CHP’de kendine bir statü sağlamak istiyor.

Ama son kongrede neredeyse oyların tamamını alarak seçilmiş bir Kılıçdaroğlu bu eli görür mü...

*

Tahminim şu: Bir seçim gecesi ortadan kaybolup bir bayram sabahı ortaya çıkan Muharrem İnce, bir başka seçim gecesi, ahiretten gelen bu üçüncü yolda yine kayıplara karışabilir...

*

Unutmayalım...

Türk siyaseti bir tabela partileri mezarlığıdır...

BİR KOLTUK ARAYLA, MASKELİ ŞAMPANYASIZ COSİ FAN TUTTE

DÜNYANIN en ünlü klasik müzik festivallerinden olan Salzburg Festivali bu yıl 100’üncü yılını kutluyor. Bu festivalin izleyicilerinin yüzde 70’ine yakınını Avusturya dışından gelenler oluştururdu.

Bu yıl gelemediler ama festival yine smokinlerle ve maskelerle yapıldı.

Geçen pazar Mozart’ın “Cosi Fan Tutte” operası işte böyle sahnelendi... Salonun üç kuralı ise şuydu:

 Maske...

 Birer koltuk boş...

 Ve ara yok... Dolayısıyla arada içilen şampanya da yok...

HANGİ KONSERLERİ HENÜZ ÖZLEMEDİM

HÜRRİYET yazarı Kanat Atkaya dün Instagram’da “Konserleri özledim” diye yazmış. Ben de özledim ama bir öncelik yaparsam:

 Rolling Stones... İstanbul, Havana, Desert Trip (özel Coachella), iki defa Londra... Artık yeter...

 The Cure: Çok sevdiğim halde, Londra Hyde Park 40’ıncı yıl konserinde öyle düş kırıklığı yaşadım ki... Tekrar cesaret edemiyorum.

 Roger Waters: Önümde yeterince duvar yıkıldı, yeterince Filistin dersi aldım...

 Eric Clapton: Son Hyde Park konserinde öyle mükemmel bir performans dinledim ki... Bir öteki düş kırıklığı olabilir.

 Radiohead: Hep varım ama şu sıra her şey öyle karanlık ki... İçimden “I’m a Creep” diye haykırmak geçmiyor.

 U2: Barcelona’daki “Joshua Tree” albümünün 30’uncu yıl konserindeki o şahane görsel ziyafetten sonra başka sofraya oturamam.

AMA ŞUNLAR VAR YA İŞTE ONLARI ÖZLEDİM

Coldplay’in 2017 yılında Paris’teki konserinde, o havalarda uçuşan balonların altında o kadar eğlendim ve neşelendim ki... Bir kere daha bir kere daha giderim.

Lady Gaga geçen yıl Las Vegas’taki caz konserinde öyle mükemmeldi ve dişim öyle ağrıyordu ki, ağrısız sızısız bir kere daha dinlemek isterim.

The Weeknd 2017’deki Grammy töreninde öyle mükemmeldi ki, sadece bir şarkı dinlemek beni kesmedi sahnede yine dinlemek isterdim.

Arctic Monkeys: Bir de bu yıl dijital Glastonbury yayınlarında izlediğim Arctic Monkeys o kadar iyiydi ki, mutlaka sahnede de dinlemek isterdim...

 BTS: Bir de sırf merakımdan ve o atmosferi görmek için bir KPop (Kore) konseri... Özellikle BTS...

O derin gırtlak nerede ne denir onu iyi biliyor

BÖYLE BİR GÜNDE ARADA İKİ BOŞLA 2.500 BİLET HARİKA

HİÇ yalan söylemeyeceğim... Dün Simge’nin Harbiye Cemil Topuzlu’da önceki gece verdiği konserin fotoğrafları içimi açtı...

Bazıları biraz kitsch ama cıvıl cıvıl, rengârenk fotoğraflar...

Düşünün korona yeniden patlamış...

Beyrut harabeye dönmüş, bir baştan ötekine yanıyor...

Dolar almış başını gidiyor...

Ve önünüze bu fotoğraflar geliyor... Hayat devam ediyor diyen bir ses bu... Harbiye 4 bin 500 kişi alıyor.

Orayı rahatlıkla doldurabilirdi... 2 bin 500 bilet satılmış. Çünkü arada iki koltuk bırakıp sosyal mesafede oturma yapmışlar.

Bence büyük başarı...

O derin gırtlak nerede ne denir onu iyi biliyor

TANITIM FİLMİ
BU ADAM KİM VE ORADA NE YAPIYOR

İPUÇLARI şunlar:

Bu fotoğrafı önceki gece seyrettiğim bir belgeselden çektim.

Yıldızlı bayrağa sarılı bu adam çok tanınmış biri...

Öyle bir şey yaptı ki, son 4 yılda sanat sektörünü altüst etti.

Ancak burada yaptığı o işten dolayı bulunmuyor.

Çok farklı ve sizi çok şaşırtacak bir insanla konuşmak için orada.

Bu sanat dâhisi genç adam kim... Kiminle konuşuyor... Konuştuğu kişinin yaptığı şey ne...

Yarın bu sayfada...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp