Top
Ayşegül Domaniç Yelçe

Ayşegül Domaniç Yelçe

yelcester@gmail.com

07/07/2020

Bu salgın…

“Bu salgın, sanki dokunmadığı bir nokta kalmasından korkarcasına, dünyanın her köşesine yayıldı.”

Bu ifade bizlerden 1500 yıl önce bu topraklarda yaşamış ve 541 yılındaki veba salgınına o dönemin İstanbulu’nda şahit olmuş olan ünlü Bizanslı tarihçi Prokopios’a ait. Bu sözler bugün yaşadıklarımızı da o kadar iyi özetliyor ki, sanırım herhangimiz de içinde bulunduğumuz durumla ilgili olarak aynı şeyleri söylebiliriz.

Dünyamız bugüne kadar pek çok salgından mustarip olmuş kuşkusuz. Bu aralar geçmiş salgınlarla ilgili pek çok yazı yazılıyor, araştırma yayınlanıyor. Barcelona Üniversitesi'nden Sales Carbonell, 541-549 yılları arasında Mısır’dan başlayarak Akdeniz havzasına, oradan da Kuzey Avrupa’ya kadar yayılan veba salgınını incelemiş. Carbonell, Prokopios’un eserinden salgınla ilgili kısımları bugünkü salgın deneyimimizle karşılaştırmış. Bu çalışmayla ilgili bir haber okuduktan sonra, Prokopios’un Gizli Tarih eserinin sayfalarını karıştırdım biraz.

Prokopios’un bizzat şahit olduğu salgın İstanbul’da, bahar ortasında, başlamış. Hastalığa yakalananlar çoğunlukla hasta olduklarını anlamıyorlar ve hastalığın yayılmasına neden oluyorlarmış. Tıpkı Covid-19’a yakalanan pek çok kişinin de hasta olduğunu fark etmeden etrafındakilere bulaştırdığı gibi… Prokopios, eserinde, hekimlerin birçoğunun hastalarını tedavi ederken hastalığı kaptığını ve hayatlını kaybettiğini de belirtiyor. Ben de yaşadığımız süreçte kaybettiğimiz doktorlarımızı ve diğer tıp çalışanlarımızı düşünmeden edemiyorum; tıp her daim kutsal bir meslek…

Prokopios; günde binlerce insanın ölümüne neden olan salgın yüzünden cenaze törenlerinin yapılamadığını, insanların aylarca evlerinden çıkmadıklarını, sokaklarda kimsenin görünmediğini, işlerin ve ticaretin durma noktasına geldiğini, mal bulunmadığını, hatta yiyecek içecek sıkıntısının bile baş gösterdiğini anlatıyor.

Salgının ayrım gözetmediğini; dünyanın tek bir yerini ya da belli bir insan grubunu değil herkesi etkilediğini ve yaşı ve durumu ne olursa olsun her insana bulaşabildiğini; mevsim seçmediğini vurgulayan Prokopios, salgının getirdiği bir faydadan da söz ediyor ve: “O dönemde araba yarışlarında birbirlerine diş bileyen hizipler birbirlerine duydukları nefreti bir kenara bıraktılar ve kendi hiziplerinden olmayanların tabutlarını birlikte taşıdılar, cesetlerini birlikte gömdüler.” diyor.

Anlaşılan o ki, yaklaşık 1500 yıllık bir aradan sonra benzer bir salgınla karşı karşıya kalmış bulunuyoruz. Demek, boşuna söylememişler tarihin tekerrürden ibaret olduğunu…

Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…

Not: Prokopios’un eserinden bölümler bulunan Türkçe basımda, salgınla ilgili kısımlara yer verilmediğinden, ben İngilizce bir basımdan faydalandım: The Secret History with Related Texts, çev. Anthony Kaldellis, Hackett, 2010.

 

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp