Top
Ayşegül Domaniç Yelçe

Ayşegül Domaniç Yelçe

yelcester@gmail.com

01/03/2019

Destek Eğitim Hizmetleri

Okul ve kurumlarda, kaynaştırma/bütünleştirme yoluyla eğitim uygulamaları kapsamında yetersizliği olmayan akranları ile birlikte aynı sınıfta eğitimlerine devam eden ancak özel eğitime ihtiyaç duyan öğrencilerin, sunulan eğitim hizmetlerinden en üst düzeyde yararlanmaları amacıyla özel araç-gereçler ile eğitim materyalleri sağlanarak oluşturulmuş eğitim ortamları “Destek Eğitim Odaları” olarak adlandırılıyor.

Destek Eğitim Odası’nda verilen destek eğitim hizmetleri okulun veya kurumun ders saatleri içinde yapılıyor. Destek Eğitim Odası’nda öncelikli olarak öğrencinin kayıtlı olduğu sınıfta o ders saatinde okutulan derse ilişkin eğitim veriliyor. Ancak; Destek Eğitim Odası’ndan yararlanacak özel eğitim ihtiyacı olan öğrenciler için hazırlanan program doğrultusunda, öğrencinin kayıtlı olduğu sınıfta o ders saatinde okutulan dersten farklı bir ders de, haftalık ders çizelgesinde yer alan ders saatleri tamamlanmak kaydı ile verilebiliyor.

Birkaç gün önce change.org’dan gelen bir mesaj ile “Görme Engelli Ebeveynlerin Çocukları Destek Eğitim Odalarından Yararlansın” başlıklı bir kampanya için benden de destek istendi. İdris Ekinci tarafından başlatılan ve Milli Eğitim Bakanlığı’nı muhatap alan bu kampanyayı İdris Bey’in ağzından tanıtmak istiyorum sizlere:

“Merhaba! İsmim İdris. 

Eşim ve ben görmüyoruz. İki çocuğumuzdan büyüğü  Ahmet, okul öncesi eğitimini tamamlayıp önümüzdeki yıl ilkokula başlayacak. İlkokula başlamak, hem çocuk hem de ebeveyn için heyecan verici  bir durum. Pek tabii kaygının da eşlik ettiği bir heyecan bu. Fakat ben ve benim gibi görmeyen bireylerde bu kaygı o tatlı heyecanı bastırıyor: Çocuğuma okuma-yazmayı nasıl öğreteceğim? Onun ödevlerine nasıl yardımcı olabilirim? Evladımın okula uyumunu nasıl kolaylaştırırım? ...Daha birçok benzer soru kurcalıyor zihnimi. Evet, bir komşumdan, akrabadan yardım almak, etüt merkezine yazdırmak olası çözümlerden birkaçı. Ama olması gereken mi? Hayır! Ben akraba veya komşu, üçüncü bir kişiye mecbur kalmak istemiyorum. Diğer taraftan çocuğumu etüt merkezi gibi ticari bir kuruma göndermek de istemiyorum. Peki, ne istiyorum? 

Ben rehberlik araştırma merkezinde psikolojik danışmanlık yapıyorum ve çalıştığım kurumun asli görevlerinden biri de özel eğitime ihtiyaç duyan bireylerin tanılamalarını yapıp, bireyin koşullarına uygun yönlendirmede bulunmak. Bu noktada çocukların akranlarıyla aynı eğitim ortamında bulunup, gerektiğinde destek eğitim odasında birebir eğitimden faydalanması özel eğitim yönetmeliğinin kaynaştırma bütünleştirme tedbirlerindendir.  Annesi veya babası görmeyen Ahmet ve diğer çocuklar okul öncesinde ve ilkokulda destek eğitim odalarından yararlanmalılar. Bunun için bir danışman olarak hizmet verdiğim ve yine bir veli olarak hizmet aldığım Milli Eğitim Bakanlığı' nın özel eğitim yönetmeliğinde kapsam, tanımlar ve destek eğitim odasını düzenleyen maddeleri gibi birkaç maddedeki yapacağı muhtemel değişikliklerle görmeyen ebeveyn, rehberlik araştırma merkezine başvurmalı ve çocuğu için destek eğitim kararı aldırabilmeli. Böylece anayasada her çocuk için tanınan zorunlu ve parasız eğitim hakkından  yararlanma noktasında bizlerin çocuklarımız açısından eşitlik sağlanmalı.

Eylül ayında okullar açılacak ve beklediğim değişim gerçekleşirse ben de kaygılarım biraz olsun azalmış bir şekilde çocuğumun heyecanına ortak olacağım.

Benim fiziki özrüm çocuğumun eğitimini engellememeli, değil mi?”

Bence de engellememeli…

Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp