Çok mutlu, çok coşkulu, çok sevinçli ve çok Fenerliyim!
Bu duyguyu, bütün Fenerlilerle paylaşıyorum.
Ve başka takımdan da olsa, şampiyonluğu kutlayabilecek kadar sportmen olan herkesle...
KIYMETLİ ŞAMPİYONLUK
Bu şampiyonluk çok kıymetli!
Çünkü her şeye rağmen...
Yaşanan olumsuzluğun, düşmanlığın haddi hesabı yoktu ama hepsinin üstesinden geldik.
Ve bu şampiyonluğu dibine kadar hak ettik!
Nasıl iyi geldi anlatamam.
Şimdi ne zaman aklıma tatsız bir şey takılsa, hemen kafamdaki o sıkıntılı kareyi, Pazar akşamı stadyumda yaşadığımız muhteşem görüntülerle değiştiriyorum.
Birden hafifliyorum, kendimi kuşlar gibi özgür hissediyorum, Amaaaan boş ver! diyorum, enerjim değişiyor ve hayat gözüme daha güzel gözükmeye başlıyor!
İLK ŞAMPİYONAMIZ
Alyanın 3. şampiyonluğu.
Ama stadyumda kutladığı ilk.
Fenerbahçe TVden aradılar, Gelir misiniz? dediler.
Şaka mı yapıyorsunuz, uçarak! dedik.
Atladık gittik.
Ama önce bir Fenerium yaptık.
Aman Allahım o da ne!
Nasıl şaşırdığımı anlatamam.
Daha birkaç yıl önce, ben formanı kesmek zorunda kalıyordum, biraz daha kadınsı hale getirebileyim diye. Hatta, Bu nasıl iş, kadınlar için bir tane yaratıcı tişört yok! diye yazdığımı hatırlıyorum.
Ama şimdi, istemediğiniz kadar çok alternatif var.
Sweat shirt, eşofman üstü, mont, tonlarca tişört, tebrik ediyorum, çok geniş bir yelpaze yapmışlar, devamını ve daha çılgınlarını bekliyoruz...
YER GÖK FENERBAHÇE
Karşıya geçiyoruz.
Yer gök Fenerbahçe.
Bir yerden sonra, yol geçit vermez oluyor, yürümeye başlıyoruz.
İdama giden mahkumun nasıl özel bir yürüyüşü varsa, şampiyon olacak takımın taraftarını da özel bir yürüyüşü var. İşte ana-kız, el ele öyle yürüyoruz.
Gurur ve için içime sığmıyor adımlarıyla.
Müthiş bir ortam, birbirini tanımayan binlerce insan birbirine sarılıp, ortak bir duyguyu paylaşıyor, herkes sonsuza kadara fotoğraf çekiyor.
Daha önce de sırf kadınlı- çocuklu maç izlemişliğim var...
Ama bu defa, bambaşkaydı.
Gide gele Fenerli kadınlar da, tribün kültürünü öğrenmişler...
Müthiştiler!
Öyle tiz seslere komik tezahürat filan yoktu.
Özellikle kale arkasından, yeri göğü inleten, örgütlü, disiplinli, profesyonel tezahüratlar yükseliyordu.
Fenerin sadece erkekleri değil, kadınları da bir başka...
Ve ne yalan söyleyeyim, bütün stadın, kadınlardan ve çocuk oluşması beni çok etkiledi.
Erkekler içeri alınmayınca, onların bayraklarını yerde bırakmamak için kadınların bu görevi üstlenmeleri bana şahane geldi, İşte dayanışma budur! dedirtti, gözlerim doldu...
YENİDEN VE ADİL YARGILAMA
Dediler ki, Başkana merhaba demek ister misiniz?
Elbette!
Gönül verdiği takımı için bu kadar acıyı göğüsleyen bir başkanı tebrik etmemek mümkün değil. Ben Aziz Başkanı görünce heyecan yaptım, orada 3 dakikada elini sıkarken söyleyemedim ama içimde ukde kaldı...
Fenerbahçeye ve Aziz Yıldırıma yapılanların büyük haksızlık olduğunu düşünüyorum.
Ve Ali Koçun Adalete Fener Yak kampanyasına katılan 540 bin kişi gibi Aziz Yıldırım için yeniden, adil yargılanma istiyorum. Başkan çok tatlı, sempatik ve karizmatikti, bizi kırmadı, fotoğraf da çektirdi.
ÖLÜNCEYE KADAR FENERLİ
Canlı yayın da iyi geçti.
Alyanın ilk canlı yayınıydı.
Heyecan yaptı ama tatlıydı.
Ömrümün sonunda kadar Fenerli olacağım! dedi.
Alex aşkından söz etti, onun elini sıktıktan sonra, uzun süre elini yıkamadığını itiraf etti.
Nasıl aşırı Fenerli bir aile olduğumuzu anlattı.
Arada da, Baba seni seviyoruum! diye kameraya bağırmayı ihmal etmedi.
Çıkışta, kafasını bir şey kurcalıyor olacak ki, Anne dedi, Senin hiç GS sevgilin oldu mu?
Olmadı dedim, Tesadüfe bak ki, aşık olduklarımın hepsi Fenerliydi!
Durumu çaktım...
Korkma dedim, Günün birinde GSli sevgilin olursa baba kızmaz...
Emin misin? dedi.
Hayır değilim! dedim.
Tabii ki bu işin gırgırı, buradan sosyolojik çıkarımlar yapmayın!
Sonra aşırı Fenerli babayla buluştuk, kutlamaları sokakta ve evde sürdürdük!
Alya, ertesi gün okula Fener formasıyla gitti.
Feci gururluydu.
Fenerbahçeye 9 yaşında bir çocuğu bu kadar mutlu ettikleri için de ayrıca teşekkür ediyorum...
Ayakkabısız Gün bugün
Hey o gün, bugün!
Ayakkabısız gün.
One Day Without
Shoes.
Ayakkabıları elimize alıp, soluğu saat 18.00-20.00 arası Bebek Parkında alacağımız gün.
Tomsun Türkiyenin başkanı Rıfat Elhadefe helal olsun, bu işe gönül verdi, proje de o kadar güzel ki bir sürü insan destek verdi...
Orada kimler mi olacak?
Marka temsilcileri Kenan Doğulu, Burcu Esmersoy, Engin Altan Düzyatan, Saba Tümer, Yalın, Bennu Gerede, DJ Funky C, Nasuh Mahruki, Tuba Ünsal, Chef Arda Türkmen, Fenerin sevgili Dirk Kuytı, Gökhan Gönülü, GSden Burak Yılmaz, Belçim Bilgin, Berna Sağlam Naipoğlu...
Gelenlere ayakkabılarını taşıyabilmeleri için çantalar verilecek...
Power FM DJleri müzik yapacak, isteyenlerin ayaklarının boyayan sanatçılar da orada hazır olacak.
Ayakkabısız Gün, ayakkabısı olmadığı için yalın ayak dolaşmak zorunda kalan çocukların neler hissettiğini anlayabilmek için organize edilen bir gün.
Bütün dünyada aynı gün yapılıyor. Herkes Bebek Parkına davetli...
Bekliyoruuuz.
Güzel de bir video yapmışlar. Bu linkten
izleyebilirsiniz. http://youtu.be/oep_jWzqSnI
Oley! Vizelerden geçtim
Üniversite öğrencisi oldum ya...
22 yıl sonra yeniden.
Ve bu aralar vizelerim vardı.
Hadi sorun bakalım ne yapmışım, nasıl notlar almışım.
İnsan 22 yıl sonra yeniden öğrenci olunca, görgüsüzlük yapma hakkı da oluyor tabii. Siz merak etmeseniz de, ben rapor vereceğim!
Piyasa Araştırmalarından 50 almışım. Daha çok çalışıp notumu yükselteceğim, söz veriyorum. Türk Dili ve Edebiyatı 80. Şahane! Daha fazlasını istemek açgözlülük olur. Ve Radyo Teknikleri 90. Çok gururluyum.
Oley! Bu çarşamba ve perşembe de okuldayım. Sonra da finallerim var. İnşallah sonunda kepimi de havaya fırlatacağım!
Bugün Dünya Dans Günü
Bütün dansçıları, dans tutkunlarını, dans hocalarını, hayatını baleye adayanları, bale aşkını çocuklara aşılayanları kutlarım. Annemi, Nil Hocayı, Taç Hocayı, Tan Sağtürkü, burada adını anamadığım bütün o şahane insanları. Ama biri var ki herkesten uzun süre çocukları emek verdi, değerli Yıldız Alpar. Kendisiyle yaptığım röportajı önümüzdeki günlerde okuyacaksınız...