Top
18/01/2020

Tecrübeli casusu kızdıracak bir yanlış yaptım

Öneki gün yazdığım ‘Yaşanmış müthiş bir casusluk olayı’ başlıklı yazıda KGB’nin Londra rezidenti ( KGB şefi) düzeyine yükselmiş olan Oleg Gordievsky’nin İngiliz istihbaratı MI6 ajanı olarak nasıl çalıştığını anlattım.Hayli güçlü olan casus kitaplarından oluşan koleksiyonum İstanbul’da olduğundan bazı kontrolleri yapmadan işin sonunu hatırladığım kadarıyla başlamıştım.Bir hata yapmışım özür dilerim ama hatayı düzeltirken de ortaya başka güzel bir hikaye daha çıktı.Oleg Gordievsky Londra elçiliğinde KGB şefi olarak işine başlamadan 10 gün önce Washington’da KGB casusu olmaya karar veren Aldrich Ames buluşma talebiyle Washington'daki Sovyet elçiliğine telefon açtı. Elçiliğe davet edildi. Ames işe başlamak için 50 bin dolar talep etmekteydi. Washington elçiliğindeki KGB şefi ile elçiliğin bodrumunda görüştüler. Görüşmede tüm diyalog yazılı oldu. Tek bir laf bile edilmedi.KGB şefi parayı vermeden önce bu tür durumlarda gelenek olduğundan "Size veya İngilizlere çalışan bir KGB  görevlisi var mı?" sorusuna cevap istedi. Başka bir ülkenin casusu olmak için kendiliğinden gönüllü gelenlere ‘walk-in’ denir ve daima ilk olarak bu soru sorulur.Aldrich Ames bodrumdaki diyalog için kullanılan kağıda ‘Londra Sovyet elçiliğinde çok önemli bir İngiliz ajanı olduğunu’ yazdı ve parasını alıp evine gitti. Gordievsky’nin adını henüz İngilizler CIA’e söylememişlerdi.CIA ajanı ve yeni KGB ajanı Aldrich Ames’in verdiği bilgi hemen Moskova merkeze iletildi.Ve KGB tarihinin en büyük casus avı anında başlatıldı.Bir cuma günü, pazartesi KGB şefi olarak işe başlamaya hazırlanan Gordievsky’e Moskova'dan bir yazı geldi. Yazı KGB şefinin imzasını taşıyordu. "2 gün içinde Moskova’ya gel işe başlamadan önce seninle yüz yüze konuşmam lazım" diyordu KGB şefi.Gordievsky hemen MI6’ya acil durum sinyali verdi ve görüşme talep etti.Güvenli evde buluşuldu. Hem Gordievsky hem de İngilizler durumun şüpheli olduğunu ve eğer isterse hemen iltica işlemini devreye sokabileceklerini söylediler. İngilizler hemen iltica etmesini de tavsiye ettiler. Benim yanlışım bundan kaynaklanıyordu. Acil durum vardı iltica konuşuluyordu ama hikayenin devamı da vardı. Gordievsky "Ya gereksiz panik yapıyorsak ve Londra’da KGB şefi olarak yapabileceklerimi de bu panik nedeniyle tehlikeye atıyorsam çok üzülürüm" diyerek hemen iltica etmeyeceğini söyledi.Pazartesi Londra’da yeni işine başlayacakken pazar günü Moskova’ya uçuş bileti alındı.PIMLICO kod adı verilmiş olan Gordievsky’yi gerekirse Moskova'dan kaçırma planı kadın MI6 görevlisi tarafından yeniden gözden geçirildi ve Gordievsky’ye yeniden anlatıldı.Eğer bir tehlike olursa Gordievsky elinde bir Safeway süpermarketi plastik çantası ile belirli bir noktada bekleyecekti ve yanından Mars çikolatası yiyerek bir adam veya kadın geçerse bu da çıkış isteğinin MI6 tarafından alındığını gösterecekti.Gordievsky Moskova’da direkt suçlanmadı ama etrafındaki çember her dakika daha da daralıyordu.Sonunda sinyali verdi ve çikolata yiyen ajan da yanından geçti.Ertesi gün ormanlık bir alanda tespit edilmiş yere iki araba yanaştı. İçinde iki kadın kucaklarında bebekler ve iki adam vardı. Üçü de MI6 ajanıydı Gordievsky arabanın bagajına girdi. Finlandiya sınırına doğru gidildi. Sınır noktasında MI6 ajanları diplomatik pasaportlu olduklarından arabanın içi aranmadı ama köpekler getirilmişti.Kadın ajanlar kucaklarındaki bebeklerin kirli bezlerini bagajın yanına yere attılar ve köpeklerin koku almasını deforme ettiler böylece bu göreve neden bebek de getirildiği ortaya çıkmış oldu.Gordievsky heyecan içinde bagajda bekliyordu. Bir süre sonra arabanın radyosundan gelen klasik müzik sesini duydu. Bu "Artık Finlandiya'dayız kurtuldun" sinyaliydi. Londra’ya yerleşen Gordievsky’yi daha sonra hem Margaret Thatcher hem de Ronald Reagan kabul etti. Aldrich Ames Washington'da tutuklandı ve hapse atıldı.

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp