Top
04/12/2022

CHP X faktörünü çözerse özlediğimiz ülkeye kavuşabiliriz

Son 60 yılını bizzat yaşadığımdan ve ondan öncesini de doktora düzeyinde çalışmış olduğumdan CHP'nin cumartesi günü Türkiye yakın tarihinde daha önce denenmemiş son derece önemli ve memleketin kaderini değiştirebilecek kadar cesur bir işe girişmekte olduğunu fark ettim.

İlk kez bir siyasi parti popülist siyasi yalanlar söylemeden ülkenin geleceğini nasıl kuracağını, bilimsel rasyonel çerçevesiyle bize açıklıyordu.

Açıkça söyleyeyim ben ülkemde bu özlediğim ve olmasını çok istediğim türde bu açılımı artık göremeyeceğimden korkmaya başlamıştım. Fakat CHP ve lideri benim özlemle beklediğim işi sonunda gerçekleştirdi ve bence demokrasiye inanan herkesin gönül rahatlığıyla katkıda bulunabileceğimiz entelektüel bir çerçeve verdi.

Şimdi bu açılıştan sonra meseleyi basite indirgeyip popüler ve anlamsız siyasi laflar edebilir ve destek yazımı sürdürebilirdim.

Ama bu yola gitmek yıllardır okuduğum onca çalışmaya, bir bölümü yurt dışında olan bilimsel çalışmalarıma ve yıllardır siyasette özlemle beklediğim kalite/düzey arayışıma ağır bir ihanet olurdu.

O yüzden bu yola gitmeyeceğim ve onun yerine CHP'nin sergilediği yeni rasyonel bilimsel tavra uygun biçimde konuyu rasyonel/bilimsel çerçevede kalarak bir değerlendirmeye gideceğim.

***

Yüksek düzeyli (yani karmaşık) makroekonomi modellerini incelerseniz denge veya dengesizlikleri gösteren formüllerde bir de X faktörü etkisi vardır.

Bu X faktörü, formülün çözümü açısından anlamsız gibi gelse de aslında belki de ülke ekonomisinin o anki gerçeğini veren en önemli faktördür.

Doktora sınıflarında bize ekonomilerde 'rasyonel bekleyişlerin' ne kadar önemli olduğu ve beklentiler irrasyonel olduğunda büyük krizlerin, büyük dengesizliklerin çıkabileceği oldukça karmaşık formüllerle gösterilmişti.

Rasyonel beklentilerin özetle tanımı şudur: Bir ülkedeki ekonomi içinde aktif gündelik kararlar alan her insan, ülkede o anda uygulanmakta olan ekonomik modeli bilip, anlayabildiğinde kendisi açısından o an için ve dahası gelecek için en rasyonel kararları alır. Teoride kararları alanlara ekonomik birim denilir ve her birim anladığını sandığı model uyarınca rasyonel kararlar alırsa sonunda hem mikro ekonomi hem makro ekonomide dengelerin oluşacağı varsayılır.

Fakat büyük iki tehlike de vardır bu teorinin anlattığı: Birincisi ekonomik birimlerin artık var olan modeli tanıyıp anlayamamalarıdır. Diğeri de birimlerin rasyonel kararlar yerine irrasyonel kararlar almaya başlamalarıdır. Bu iki tehlikeden hangisi olursa olsun ülke için tehlike oluşur, büyük dengesizlikler büyük krizler çıkar. CHP’nin çözmeye girişeceğini anlattığı ülke ekonomisinin durumu şu anda böyledir.

Bir de birimler hem modeli artık çözemiyorlarsa hem de bunun üstüne irrasyonel kararlar da almaya başladıklarında olacak kriz çok daha derinleşir, sonuçları çok ağır olan krizler yaşanır. Ekonomide bozulan dengelerin yeniden kurulması da çok uzun zaman alabilir.

Teorinin söylediği bu iki tehlike de şu anda Türkiye’de birbirlerini güçlendirerek çalışıyor. Büyük krizler nasıl oluşur diye bir uygulamalı doktora dersi verilseydi, Türkiye makro ekonomisinin girdi çıktı tablolarıyla adım adım nasıl büyük krize girileceği ve bunun süresi de gün gün, hatta saat saat net tanımlanabilirdi.

Anlayacağınız bizim ekonomi formüllerindeki X faktörü tamamen çığrından çıkmış durumdaydı.

Cumartesi günü CHP'nin sunumunu dinlerken bu bilimsel gerçekler aklıma gelmişti. Ve sonra birden CHP'nin aslında ne yapmakta olduğunu gördüğümü sanıyorum. CHP aslında Türkiye'nin geleceğinin ilk kez rasyonel bekleyişler ile kurulmasının yolunu açıyordu. Bunun aslında ne kadar önemli olduğunu göremeyenler CHP eğer bu dediklerini yapabilirse nasıl bir ülkede yaşamaya başladıklarını gördüklerinde gerçeği o zaman görmeye başlayacaklardı.

Rasyonel beklentilere bugün geçilse yani tutarlı, herkesin anlayacağı modeli hemen bugün getirsek bile bozulan dengelerin yeniden kurulması oldukça uzun zaman alabilir.

Biraz daha beklenirse, gereken gerçek çözümler biraz daha ertelenirse ekonomide dengelerin hiç kurulamayacağı bir aşamaya da gelinebilir. Maalesef ekonomi teorisi bunu söylüyor ve gösteriyor. Ancak bu cumartesi gününden öncesine ait olan bir umutsuz söylemdi. Şimdi ise CHP'nin toplantısından sonra bu hale getirilmiş ve dengeleri bu şekilde tahrip edilmiş bir ekonomide bile getirilmek istenen rasyonel bekleyişler ile hızlı ve adil bir ekonomik düzelmenin yolu artık açılabilecek gibi görünüyor.

Ekonomi eğitimi almış insanlar aslında analizlerinin içine siyaset faktörünü sokmayı pek sevmezler. Çünkü siyaset önemli de olsa rakamlara kolay indirgenmesi ve denge formüllerinin içine sokulması zor olan bir faktördür. Açıkça siyaset, ekonomist açısından matematik formüllerinin güzel dünyasını bozan bir unsurdur.

Ama buna rağmen ekonomistler aynı zamanda gerçekçidirler ve bir ülkede rasyonel beklentilerin bir tek siyaset faktörü tarafından oluşturulabileceğini de bilirler.

Bu yüzden ülkenin bozulmuş dengelerinin formüllerine bakarken bir ekonomistin en sevmediği ortamlardan bir tanesi de durmadan yoğun siyasi kriz durumlarının olmasıdır. Çünkü bu genel denge yerine genel dengesizlik yaratıp, denge durumundan gittikçe uzaklaşılması sonucunu doğurur.

Bu yüzden doktora derslerindeki saf matematik formüllerinde siyasetin belki yeri yoktur ama yan derslerde, seminerlerde yoğun siyasi sistem tartışması da yapması gerekir ekonomistin. Rasyonel beklentili oyuncuların anladıkları modeller çerçevesinde rasyonel kararlar verebildikleri, yeni dengelerin oluştuğu ve gerçek büyümenin olabildiği yani dengeyi gösteren formüllerin kendilerini otomatik yeniden üretebildiği siyasi ortamın sadece demokrasi olduğu Adam Smith'den (1723-1790) bu yana uzun yıllardır biliniyor.

Açıkçası matematik formüllerinin gösterdiği ekonomik krizin çözümü siyasettedir. Ekonomi teorisi bunu da söylüyor.

Benim cumartesi gördüğüm CHP'nin ortaya koyduğu siyasi irade ile bu ülke ekonomisinden bize yıllarca çektirmiş olan X faktörünü sonunda ortadan kaldırmanın ve rasyonel beklentilerin hakim olduğu düzgün çalışan bir ekonomik yaşamın yolu açılmış gibi görünüyor bana.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp