Top
Serdar Ali Çelikler

Serdar Ali Çelikler

serdarc@htgazete.com.tr

23/04/2019

Ya Yanal ol ya da bırak git hocam

Zaten baştan beri istenmiyordu.. Aziz Yıldırım son dakikaya kadar başka bir alternatifin olup olmayacağı konusunda araştırma halindeydi. Lucescu olacak gibiydi ama Yüksel Çağlar'ın çabaları sonucu kerhen de olsa başkan ikna edilmişti. Aziz Yıldırım da "Yanal olsun peki" demişti. İmza törenine bile katılmadı. Baştan güçsüz geldi yani. Şimdiki gibi beceriksizler-Comolli denen Yahudi lobisi gazlaması arogan beceriksizin kazıklarıyla dolu değildi kadro...

Deve dişi gibi adamlar vardı. Belözoğlu vardı mesela. Aziz Yıldırım'ın manevi oğlu Volkan Demirel güçlüydü. Takıma transferler yapılmış, son kontenjan olan santrfor mevkii için Emenike ve Cardozo kalmıştı. Sadece "Hangisini istersin" diye yarım ağızla sordular. "Başka bir mevki ister misin ya da bunlardan başkasına bakalım mı?" değil. Emenike alındı. Başka hiç bir transfer yapmadı-yapamadı.Sezon başında yükleme yaptı. Bir önceki dönemde yatmaya alışmış takım isyan etti. Selçuk'undan Bekir'ine, Emre'sinden Volkan'ına kadar herkes Yanal'ın zor bir 'idmancı' olduğunu, Kocaman döneminde rahat olduklarını ancak Yanal döneminde hocanın kendilerini 'zorladığını' anlattılar, arşivlerde duruyor. Üstelik ekibi de yoktu. Basın danışmanı mesela bir yıl sonra soyunma odası ses kayıtlarını sızdırmakla suçlanacaktı. Kendinden başka kimseye güvenemezdi, yalnızdı.İlk hafta Konya'ya 2-0'da 3-2 yenildiler. Sonra Arsenal maçında içeride 3-0 kaybettiler. 3 gün sonra yarı protestolu maçta Mert Günok'un mucize kurtarışları ve Necati'nin penaltı kaçırdığı maçta Eskişehir'i 1-0 zor yendiler. Arsenal rövanşında zaten Avrupa'dan men edildikleri söylenmişti. Çanlar kendisi için çalıyordu. O zaman da 'bir kısım yandaş medya' "Bu adam Allah'sız. Ondan oruç tutan Sow'u oynatmıyor" diye yazılar yazdı.

Aziz Bey başkan gibi devreye girdi de gerçeği anlattı. Sivas maçı önemliydi ama stresli geçmesi beklenen maç 5-2 bitti. Eleştiriler bitmiyor, milli maç arasında hoca değişimi olması gerektiği yazılıyordu. Sadece ama sadece bu satırların yazarı onu savunuyordu. Milli ara dönüşü Kasımpaşa maçında Caner sol bekti artık. 2 kez yeni duruma düşen takım Webo'nun son saniye golüyle kazandı.. Sonrası devre sonuna kadar harika bir seri. Devre arasında problemler, Aziz Başkan'ın "İstifa et" baskısı derken takım bir bocalasa da nisanda şampiyonluk geldi.Adamı kutlamadılar bile... Hakkını vermediler... O zaman arkasından sallayan kaleci, bugün onun sayesinde affedildi. Ama o taraftarın kalbine girmişti.☆☆O zamanki şartlarda bunu başaran Ersun Yanal, bu sefer açıkça başarısız oldu. Bir an evvel o günleri hatırlamasını, Caner'i sol beke çekmek, 4-2-4 denemeleri, yağ oranı normalleşene kadar Sow'u oynatmama gibi kararları uyguladığı, kimseyi takmadığı, kellesini ortaya koyup risk alabildiği için kazandı. Bu döneminde Beşiktaş maçının 2. yarısı hariç teknik direktörlük vasfını gösteremedi. Acun Ilıcalı'ya da katılmıyorum.. Sene başında almasa da devre arasında aldı. 5 transfer yaptırıldı, Zajc'ı o istemedi evet ama 3 yeni mevki oyuncusu vardı. Moses - Serdar/Sadık ve Tolgay. Kimse ondan mucize beklemiyordu ama fazla gaz yaptı. "2. yarının lideri olacağız" dedi. Kendisine 'sakın bu takıma fazla güvenip kendini ortaya koyma' demiştim. Haklı çıktım...Şimdi doğrudan kendisine sesleniyorum: Ersun Hocam, hiçbir şart senin ilk geldiğin dönem kadar zor değil. O zaman sıfır desteğin vardı bu sefer kredi ile gelmiştin. Evet, taraftarla arandaki yarım kalmış aşk bitti. Ama kalan 5 maçta gelecek sene için yeniden kredi kazanabilirsin. Ancak en başta vaaz vermeyi bırakıp, sosyolojik tespitlerden vazgeçip geçmişte yaptığın gibi bir çözüm yolu bulmalısın hocam. Hocalık yapmaya başlamalısın. Kalan 5 maçta "Hah işte teknik adam parmağı değmiş" dedirtmelisin hocam. Yoksa seneye devam edemezsin. Dost acı söyler. Benden başka kaç tane dostun olduğunu sen değerlendir hocam. Ya yeniden Yanal ol ya da gel Bodrum'da balığa çıkalım.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp