Top
Muharrem Sarıkaya

Muharrem Sarıkaya

msarikaya@htgazete.com.tr

05/10/2021

Ürdün, Suriyeliler için turnusol olacak

İKİ hafta önce bazı uzmanların yorumuna baktığınızda savaşın ve yeni bir göç dalgasının kapıda olduğunu varsayardınız.

Oysa bölgeyi iyi bilen, gelişmeleri takip edenler bunun gelip geçici olduğunu ve düzeleceğini öngörmüştü.

“Yeni bir çatışma Şam için de kabul edilir gelişme değil” tespiti de ardından gelmişti.

Gerekçe olarak ileri sürdükleri de Şam’ın son dönem diplomatik ataklarıydı.

SORTİLER AZALDI

Öngördükleri gibi de oldu…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Putin ile Soçi zirvesi sonrası sahada gerilim gittikçe düştü, üç ay içinde gerçekleşen 360 sorti, yerini tek tük atışlara bıraktı.

Öngörüsünde haklı çıkanlardan biri de Doç. Dr. Serhat Erkmen idi…

Yeni dönemin ne kadar bu haliyle devam edebileceğini sordum.

“Çatışmalar şu an oldukça azaldı, ama bu haliyle kalacağını kimse sanmasın” dedi.

Yakın gelecekte yeniden yükselişe geçme ihtimaline vurgu yaptı, bu düşüncesine gerekçe olarak da yakın geçmişi tanık gösterdi.

“Ruslar önce azaltıyor, ama ne zaman ki bir beklentileri ortaya çıkıyor anında saldırılarını arttırıyorlar” tespitinde bulundu.

Benzer yaklaşımı bölge üzerine çalışmaları ile tanınan ORSAM’dan Oytun Orhan da dile getirdi.

Çatışmacı bir yapının bir süreliğine söz konusu olmasının olanaksızlığına işaret etti.

Türkiye’nin bölgedeki gözlem noktalarının sayısının akıllarda kaldığı gibi 12 ile sınırlı olmadığını, 360’ı aştığını da belirtti.

“Bu kadar yüksek bir güç orada iken Türkiye’nin bu tür saldırılar ile geri çekilmesini kimse beklemesin” dedi.

M-4 altında Türkiye’nin askeri varlığının da devam edeceğine işaret etti ve bunun Mutabakat ile sağlandığını anımsattı.

Peki, bundan sonraki süreç nasıl gelişir?

Şam ile yeni bir dönemin kapısının açılması olası mıdır?

ÜRDÜN KRALINA TELEFON

Her iki uzman ismin işaret ettiği ülke Ürdün oldu…

Ürdün’ün Suriye olayları sonrası Türkiye’den farkı olmadı.

En fazla göç ile karşılaşan ülkelerden biri de Ürdün oldu.

Ancak dün itibarıyla önemli bir gelişme yaşandı Şam başlattığı, “Komşularla iyi ilişki geliştirme” projesi kapsamında Amman ile ilişkileri yumuşattı.

Önce istihbarat kurumlarının başkanları görüştü, onu diplomatlar izledi ve yakın geçmişte dışişleri bakanları buluştu.

Suriye Devlet Başkanı Başar Esad da 10 yıl sonra Ürdün Kralı Abdullah’a telefon açtı ve iki devlet başkanlığından yapılan açıklamada ilişkilerin geliştirilmesi konusunda görüş birliğinin karşılıklı olarak teyid edildiğine vurgu yapıldı.

Bu adımın geleceği de geçen hafta 10 yıldır kapalı olan Cabir sınır kapısının açılmasıyla belli olmuştu…

MİKDAD’IN ÇAĞRISI

Şimdi Ürdün, Türkiye gibi bakımını üstlendiği 1,5 milyonu bulan mültecilerin ülkesine dönmesinin altyapısının hazırlanmasıyla uğraşılıyor.

Benzer bir gelişme geçen hafta Mısır ile de yaşandı.

Şam yönetimi Mısır ile de temas kurarken, BM Genel Kurul toplantısında Suriye Dışişleri Bakanı Mikdad’ın başka ülkelere kaçıp gitmiş vatandaşlarına geri dönün çağrısı da önemli bir başka adımdı.

Peki, Şam yönetiminin baskısından kaçmış, Türkiye, Ürdün veya başka bir ülkeye yerleşmiş Suriyelilerin geri dönüşü bu denli kolay olabilir mi?

Ülkelerin gayrı safi milli gelirinden aldıkları paylar ne denli azalırsa göçmenler için o ülkelerin yaşanılır olması da bir o denli zorlaşıyor.

Yani iş bulamadığı, yeni işyeri kuramadığı ve geçimini sağlayamadığı sürece o ülkede kalması imkansız hale geliyor.

Bir süre sonra tersine büyük göçler yaşanıyor.

GURBETÇİLER ÖRNEĞİ

Bunun en iyi örneği de Almanya ve bu ülkedeki gurbetçiler…

Ne zaman ki Almanya sanayisini geliştirip, daha fazla işçiye ihtiyaç duymamaya başladı, 1990’lı yıllarda bu ülkeden ciddi bir geri dönüş hareketiyle karşılaşıldı.

Üstelik geri dönenlerin orada geçimini sağlayamama gibi bir durumları da söz konusu olmadı.

Türkiye’de vatanında, kentinde, ilçesinde, köyünde daha huzurlu ve gelişmiş bir hayat süreceğini gördüğü için dönüşünü gerçekleştirdi.

Benzer durumun Suriye için olması da bir süre sonra kaçınılmaz olacak.

Tabii Şam yönetimi son 10 yıl içinde yaşananların kendisi açısından ne denli ağır bir durum yarattığını gördüyse…

Yoksa ne denli gelişmişlik olursa olsun insanlar özgürlüğünü hissetmediği hiçbir yere dönmez…

Umarım bu özgüveni de bir an önce sağlar.

Bu açıdan Ürdün diğer ülkeler için de iyi bir turnusol kağıdı olacak…

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp