Top
Muharrem Sarıkaya

Muharrem Sarıkaya

msarikaya@htgazete.com.tr

03/08/2019

“Ne arzulandı, ne vaat edildi, nereye gelindi?”

Adına ne derseniz deyin; birinci yılını dolduran başkanlık sistemi baştan konulan amacı yerine getirdi mi?

Yani, karar alma mekanizmalarının hızlı ve sorunsuz çalışmasını, bürokrasinin azaltılmasını ve kolay, çabuk ulaşılabilir hale gelmesini sağlayabildi mi?

Sistem ile ilgili başlangıçta konulan hedefler ve ilkelere ne denli uyulduğu ve beklentileri hangi oranda karşıladığı konusunda, gelen eleştiriler dikkate alındığında ciddi yakınmalar var.

Hem sistemin işleyişini görmek hem de aksayan yönlerini tespit edip ortadan kaldırma yöntemlerini belirlemek amacıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yardımcısı Fuat Oktay’ı görevlendirmişti.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, her zamanki sakin güç cevvaliyetiyle aradan geçen kısa zamanda farklı kesimlerle çalıştay gerçekleştirmekle kalmamış, iş, akademi, sivil toplum kuruluşları ile arama toplantıları gerçekleştirmiş.

Cumhurbaşkanlığı’ndaki toplantıda dün de bir grup köşe yazarı ve temsilci olarak biz “sistem-medya ilişkilerini” ele aldık.

ELEŞTİRİLERİN GELDİĞİ YER

Konuşulanın salonda kalması kuralının (Chatham House Rule) geçerli olması nedeniyle detay aktaramayacağım.

Ama nelerin hedeflendiği ve nasıl bir çalışma modeli geliştirildiği konusunda izlenimimi aktarabilirim.

Öncelikle “karşılıklı saygı ve samimiyetin en üst düzeyde, herkesin görüşlerini rahat hissettiği zeminde aktardığı” sohbet gerçekleşti.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay’ın biz gazeteci milletine her daim sergilediği Anadolu hoşgörülülüğünün rahatlığında herkes eteğindeki taşı bazen en acımasız cümlelerle döktü.

Hatta eleştirilerin ağırlıklı bölümü de hükümete yakın olarak gösterilen isimlerden geldi.

O isimlerden bir arkadaşımın salondan çıkarken söylediği, hepimizi gülümseten şu cümlesi de ortamı özetlemeye yeter:

“Farkında mısınız; biz bütün bu cümleleri Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde ve Reisin bulunduğu binada söyledik…”

SİSTEM SORGULAMASI DEĞİL

Gelelim yapılan çalışmaya…

Öncelikle bir “sistem sorgulaması” gerçekleştirilmiyor, tam tersine sistemin ileride sağlıklı şekilde amaçlanan hedefler doğrultusunda çalışması için aksayan yönlerinin tespiti için uğraşılıyor.

Yani, sistemle ilgili bir metodoloji belirlenmiş, “ne arzulanmıştı, neler vaat edilmişti, bugün nerede bulunulduğunun” tespiti yapılıyor.

Hedeflenen yer ile gelinen nokta arasında bir analiz yapılarak, hangi alanlarda sorunların bulunduğunun belirlenmesine yönelik bir çalışma gerçekleştiriliyor.

Aktarıldığına göre gelecek yıllarda da yapılması hedeflenen çalışmanın sonuna da gelinmiş.

Gelinen bu noktaya kadar bakanlıklar, kuruluşlar, TBMM’nin bürokratik kadrosu, iş ve işçi kesimleri, akademisyenler, yargı, sivil toplum örgütleri ve dün de biz gazeteci milletinin de arasında bulunduğu 30 kadar toplantı yapılmış.

Yetmemiş, hükümet sisteminin içinde bulunan tüm taraflarla çalıştay gerçekleştirilmiş.

Bakanlığın kendi iç işleyişinde nerede bulunulduğu, diğer kurum ve kuruluşları ile ilişkilerinin nasıl yürüdüğü ve Külliye ile boyutunda bu ilişkinin nasıl devam edildiğine bakılmış.

SİSTEM CHECK-UP’I

Özetle, koordinasyon, karar alma ve uygulama süreçlerinin çalışması gözden geçirilmiş; ilişkilerin MR’ı çekilirken, sisteme de check-up yapılmış.

Eğer bir aksaklık varsa bunun hangi araçlarla, nasıl çözüleceği üzerinde durulmuş; odak noktalar belirlenmiş.

Bu noktada da durulmamış, CİMER, e-devlet üzerinden gelen veriler de iyi bir kaynak olarak kabul edilip analize tabi tutulmuş.

Bu arada bir de on bin üzeri katılımla kamuoyunun beklentisi anketi yapılmış, kurumlardan da aksayan ve beğenilen yönlerle ilgili yazılı görüş alınmış.

Veri toplama süreci, yani kuluçka dönemi yaşanmış; sorun alanları iyileştirme ve başarılı alanları belirlemiş ve ciddi bir veri seti elde edilmiş.

İkinci aşamada bunlar kategorize edilmiş, üçüncü aşamada bunlar anlamlandırılmış ve oluşturulan danışma kuruluna sunulmuş.

Şimdi ise dördüncü yani son aşamaya soruna temel teşkil eden ana konuların tespitine geçilmiş.

Sağlam bir çalışma süreci yaşanmış…

Sistemin bütününe bakıldığında en büyük sorunun ne olduğu konusunda henüz bir veriye ulaşılmamış, analizlerin gelecek hafta çıkması bekleniyor.

HEPSİ AYNI YERDEN ATANINCA

Bunlar anlatılanlardı.

Bir Ankara gazetecisi olarak benim sistem açısından değerlendirmem gerekirse, gördüğüm şu ki sistemin en önemli sorunu bir şemsiye gibi tavanın sürekli genişleyip, tabanın daralması ve iletişim kulpunun zayıflaması.

Çünkü sistem yetki piramidini bozdu; bakan, bakan yardımcısı, genel müdür, başkan dahil bütün atamalar Cumhurbaşkanı tarafından yapılıyor.

Atayan aynı olunca, herkes da “beni de aynı kişi atadı” bakışı içinde üstündekiyle eşitleniyor.

Bir de arabasına çakarı taktı mı, aşağıdan yukarı herkes kendini “önemli zat” görmeye başlıyor...

Ama bürokratik sistemin işleyişini, yetki kullanımını topal hale getirmekle kalmıyor, emir komuta sistemini bozuyor.

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp