Top
Mehmet Açar

Mehmet Açar

macar@htgazete.com.tr

02/09/2020

Komik ve karanlık

Sinema salonlarında gösterime giren yeni filmlerin heyecanı başka hiçbir şeyle karşılaştırılamaz. Öte yandan, pandeminin sinemaseverler için bir keşif dönemi olduğu da yadsınamaz.

Amerikan bağımsız sinemasından gelen Eva Vives’in yazıp yönettiği ‘Nina Hakkında Her Şey’ (All About Nina) benim için bu keşiflerden biri oldu.

Madrid’de doğup Barcelona’da büyüyen Eva Vives, 18 yaşından bu yana ABD’de yaşıyor. New York Üniversitesi, Tisch School of Arts mezunu… Dünya prömiyerini Sundance Film Festivali’nde yapan üçüncü kısa filmi ‘Join The Club’ın ardından çektiği ‘Nina Hakkında Her Şey’, ilk uzun filmi…

Film, New York’ta tek kişilik komedi şovları yapan Nina Geld’in (Mary Elizabeth Winstad) hikâyesini anlatıyor. Sahnede gördüğümüz Nina, cinselliği konu etmekten çekinmeyen, seyircileri kolayca etki altına alabilen başarılı bir komedyen. Performansından hemen sonraki hallerini gözlediğimizde, şovu için hayali bir karakter ya da alternatif bir sahne kişiliği yaratmadığını anlıyoruz. Nina’nın sahnede çoğunlukla kendi deneyimlerinden, kişilik özelliklerinden yola çıktığı belli oluyor.

Nina, gelip geçici yüzeysel ilişkileri tercih eden biri. Öte yandan, evli polis memuru Joe (Chace Crawford) ile bitirmekte zorlandığı sorunlu bir ilişkisi var… Los Angeles’taki ünlü bir komedi kulübünün seçmelerine katılma şansı bulunca, bunu hayatını değiştirmek için bir şans olarak görüyor ve New York’tan uzaklaşıyor.

Los Angeles’ta ilk günlerde her şey yolunda gidiyor. Evinde kaldığı Lake (Kate de Castillo) ona bir abla gibi kol kanat geriyor… Şehirdeki ilk gösterisinden sonra tanıştığı Rafe (Common) ile hayatında daha önce benzerini yaşamadığı güzel bir ilişkinin içinde buluyor kendini…

Nina–Rafe ilişkisi, başlangıçta Woody Allen filmlerini de akla getiren, zekice yazılmış bir romantik komedi kıvamında gelişiyor. Ama bir süre sonra Nina’nın içindeki karanlık, filmin tonunu değiştirmeye başlıyor. Nina’nın kendi içinde bir savaş verdiğini anlasak da sorunların kökeninde yatan asıl nedenleri çözemiyoruz.

‘Nina Hakkında Her Şey’, seyirciyi şok etme pahasına komedinin hafifliğinden gerçeklerin karanlığına doğru cesaretle ilerlemeyi sürdürüyor. Filmin ‘son perdesi’nde komediden ziyade sert bir dram bekliyor seyirciyi… Ama finalin verdiği duygu, kesinlikle olumsuz değil. Eva Vives’in yazar ve yönetmen olarak filmdeki kayda değer başarılarından biri, böylesine ağır bir öyküyü pozitif enerjiyle sona erdirebilmesi…

Seyrettikten sonra biraz okuyup araştırırsanız, ‘Nina Hakkında Her Şey’in Eva Vives için otobiyografik yanlar taşıdığını görüyorsunuz. O noktada, film daha anlamlı ve güçlü hale geliyor. Özellikle finaldeki ‘her şeye rağmen yola devam etme kararlılığı’nın çok önemli ve değerli olduğunu düşünüyorum.

‘Nina Hakkında Her Şey’i iyi bir film yapan sadece Eva Vives’in gerçeklerden yola çıkması ve samimiyeti değil… Özellikle, Nina’nın sahnedeki tek kişilik şovları, komedinin doğası üzerine zihin açıcı bir nitelik taşıyor. Nina’nın ilk şovları sırasında komediyle dram arasındaki ince çizgiyi açık şekilde görebiliyoruz. Ünlülerin taklidini yaptığı şovunu bir yana bırakırsak, Nina sahnede komik olduğu kadar üzücü şeylerden söz ediyor aslında. Sahneye çıkmanın Nina için bir terapi niteliği taşıyıp taşımadığını belki anlayamıyoruz ama şov sırasında kendisiyle dürüst şekilde yüzleştiğini hissediyoruz. Sonuçta, komedi onun için bir tür sığınak… Sahne ise hayatla olan kavgasının söze döküp insanları eğlendirebildiği bir yer… İşte bu yüzden, son bölümde komediden trajediye dönüşen sahne performansı üzücü ama çok da şaşırtıcı değil. Sahne, Nina’nın ruhunu kurtarabileceği yegâne yer… Eva Ives’in gerçek yaşam öyküsünü öğrendiğinizde onun da sanatla, yani sinemayla kendini kurtardığını görüyoruz.

Senaryosu ve anlatımıyla da sağlam bir film bekliyor sizi. Eva Vives, popüler film estetiğiyle bağımsız sinemanın ruhunu birleştiren yönetmenlerden... Açıkçası, Nina kadar iyi yazabildiği başka bir karakter yok filmde. Ama diyalogları, oyuncu yönetimi ve ikili sahnelerdeki mizansenleri, bir ilk filmden beklenmeyecek kadar iyi… Özelikle ilk yarıdaki komedi duygusu, akıcı kurgusu, canlı ve sıcak renkleriyle seyir keyfini hiç ihmal etmiyor.

Elizabeth Winstead’in de filmin başarısında büyük pay sahibi olduğunu belirtmem gerekiyor. İkibinli yıllarda soap operalarla başlayan ve korku filmlerinin ‘çığlık kraliçesi’ olarak süren kariyerini 2010’lu yıllarda oyunculuk kalitesini gösterebildiği önemli film ve dizilerle ileriye taşımayı bildi Winstead… ‘Scott Pilgrim vs. the World’ ve ‘Fargo’ dizisinin üçüncü sezonu komediye olan yatkınlığını gösteren işlerdi… ‘Nina Hakkında Her Şey’ ise komedi ve dramdaki tüm potansiyelini ortaya koyabildiği bir film... Klişe bir tabir olsa bile Winstead hem güldürüyor hem ağlatıyor… Özellikle taklit sahnelerinde, komedi yeteneklerini açığa çıkarmasını biliyor. Öte yanda, dramatik sahnelerde de duyarlı ve derinlikli bir oyun veriyor.

‘Nina Hakkında Her Şey’i baştan sona ilgimi hiç kaybetmeden seyrettim. Zaten yönetmen Eva Vives öyle bir anlatım ritmi yakalamış ki bittiğinde nerdeyse orta metraj bir film izlediğinizi düşünüyorsunuz…

‘Girls’, ‘Fleabag’ gibi diziler ya da ‘Lady Bird’ gibi filmleri birlikte düşündüğümde, son yıllarda İngiliz ve Amerikan sinemasından komedi ile dramı birleştiren çok iyi kadın hikâyeleri geldiğini düşünüyorum. Kadınların yönetmen, yazar ve oyuncu olarak öne çıktığı bu işler, zihin açıcı olmalarının yanı sıra estetik anlamda da yenilikçiler… ‘Nina Hakkında Her Şey’i de önem verdiğim bu dalganın bir yansıması olarak görüyorum.

Dünya prömiyerini 2018 yılında Tribeca Film Festivali’nde yapan, eleştirmenleri ikiye bölen ‘Nina Hakkında Her Şey’, ABD ve Brezilya dışında salonlarda gösterime girme şansı bulamadı ve birçok ülkede internet üzerinden seyircilerle buluştu. Türkiye’de BeinConnect üzerinden seyretmeniz mümkün.

7/10

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp