Top
Kadir Kaymakçı

Kadir Kaymakçı

kkaymakci@htgazete.com.tr

19/06/2018

Aşkımsın avokado!

 

SİYASETÇİLERİN seçim vaatlerinin havalarda uçuştuğu bir gündemin orta yerinde 17 inçlik ekranın karşısına oturmuş mevzu bahis aşksa bir ‘avokado’nun neler başarabileceğini şaşarak okuyorum...

Biraz hızlı bir giriş oldu! Tamam en baştan başlayayım, avokadoya birazdan dönerim...

Orta yaş bunalımının elinde oyuncak olan bir arkadaşım, ‘online arkadaşlık sitesine’ üye olmaya karar vermiş. Çalıştığı işyerinden birinin bu sitelerden biri sayesinde bir kızla tanıştığını ve çok mutlu bir ilişkisi olduğunu anlatıyordu: “Okul arkadaşım, iş arkadaşım, arkadaşımın arkadaşı hatta uzak bir akrabamla bile sevgili oldum. Sevgili bulunabilecek her ortamı denedim. Bir de bunu deneyeceğim!”

Onu dinlerken “Aşk benim en büyük işim, daha doğrusu biricik işim olmuştur her zaman” diyen Stendhal’i hatırladım. Tıpkı “Ama ben genellikle mutsuz bir âşık olmuşumdur!” diyen Kırmızı ve Siyah’ın yazarı gibi her ilişkisinden hüsranla ayrılan arkadaşımın, ‘online sevgili bulma’ çabasına söyleyecek bir söz bulamadım doğrusu, “Hayırlısı olsun!” dedim sadece.

Ben konuyu Dünya Kupası’na getirmeye çalışırken o atıldı: “Sence profilime hangi fotoğrafımı koyayım?”

Bütün hayatı boyunca tek arzusu kadınları kendine âşık etmek olan, koca göbekli, çirkin burunlu Stendhal'in bir gün bir arkadaşına sorduğu; “Bir kadını kendine âşık etmenin en kolay yolu nedir?” sorusu gibi tınladı bu soru kulağımda. Arkadaşının Stendhal’e verdiği “Önce ona sahip ol!” gibi havalı bir cevap vermek istedim ama ağzımdan “Ne bileyim oğlum ben!” gibi kişiliksiz bir cümle çıktı.

KOCAMAN GÜLÜMSEYİN

Önceki gün sosyolog Dr. Jess Carbino ile tanışıncaya kadar arkadaşımın potansiyel online sevgilisine nasıl bir fotoğrafla kendisini takdim etmesi gerektiği konusunda en ufak bir fikrim yoktu. Dr. Carbino, eğer bir online sevgili bulma sitesine fotoğraf koyacaksanız bu mutluka gülümseyen bir fotoğrafınız olsun diyor: “Ne kadar kocaman ve içten gülerseniz o kadar çekici olursunuz...”

‘The Anatomy of Love’ kitabının yazarı Helen Fisher, bu gülen fotoğraf işine daha bilimsel bir yaklaşımda bulunuyor: “Gülümsediğinizde gülümsemenizi gören kişi çok kısa bir an için bile olsa size gülümseyerek karşılık veriyor. İşte o anda beyindeki bazı kimyasalları salgılamasına neden olan yüz kaslarını kullanıyor. Ve bu sayede sizin ahbaplığınızdan keyif aldıklarını hissediyorlar...”

Hemen arkadaşımı aradım, “Kahkaha atarken bir fotoğrafını koy sen oraya” dedim.

Telefonu kapadığımda Stendhal’e “Bir kadını eğlendirin, ona sahip olursunuz! Bir can sıkıntısından ustaca yararlanmalı, buz gibiyken ateşliymiş gibi, yanıp tutuşurken soğukmuş gibi davranmalı... Her şeyden önce hiçbir fırsatı kaçırmamalı, herhangi bir başarısızlıktan ürkmemeli; çünkü kadınlar çoğu zaman bir erkeğin yüzünü unuturlar...” diye akıl veren ‘aşk’ işini çözmüş arkadaşı gibi hissediyordum:)

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp