Top
16/02/2019

Hadise’nin esinlenmeleri

  Sosyal medyanın yeni fenomenleri var biliyorsunuz.Bunların en başında da Burak Altındağ geliyor.795 bin takipçisi var. Ben de bayıla bayıla takip ediyorum. Kendine has üslubu ve tarzı ile beğeni topluyor.Ünlü, ünsüz herkes Burak’ı takip ediyor ve insanlar buluştukları zaman ondan ve onun paylaşımlarından bahsediyor.Taklit edeni de çok fazla.Ünlü, ünsüz.Mesela Hadise bunların başında geliyor bence.Hadise’nin son bir kaç paylaşımı bana direk Burak Altındağ’ı hatırlatıyor. Çünkü Burak’ın söylemleri ve tarzı paylaşımları var Hadise’nin de.Tabii şimdi direk Hadise, Burak’ı taklit ediyor demeyeceğim. Malum çok alınıyor Hadise her şeyden. Yani rutubetten nem kapıyor.O yüzden Burak’tan fazlasıyla esinlenmiş diyeceğim.Belki buna alınmaz.  ***  Hadise alınıyor demişken Evet gerçekten her şeyden alınıyor Hadise.Bir ünlü popüler kültüre bir iş yapıyorsa iyisiyle kötüsüyle eleştiriye açık olması gerekiyor.Yaptığı bazı şarkıları, albümleri beğeniyorum. Hatta alkışlıyorum, takdir ediyorum, “Beğendim süper yıkar geçerim” diyorum Hadise’nin.Tamam o zaman bir sorun yok. Hatta benden iyisi de yok.Ama beğenmediklerim olduğu zaman eleştirdiğim zaman benden kötüsü olmuyor.Suratıma bakmıyor. Hatta nefret ediyor benden.Mesela Hadise’nin kadını koruyan, kollayan duruşlarına da bayılıyorum. Hatta o zaman da alkışlıyorum.Hatta “Helal olsun Hadise, bravo Hadise” diyorum. Diyorum da diyorum.Ama yok yetmiyor. En ufacık bir şeyini eleştirdim bi benden kötüsü yok.Klasik, alıştım tabii ama bu starlık değil ki!Starlık iyisiyle, kötüsüyle eleştiriyi kabul eden, eleştiren bir pay çıkartan kişidir.Şimdi iyi niyetli eleştiri ve kötü niyetli eleştiri diye de ayırmak gerek. Eğer Hadise bunca yıldır daha da bunu ayıramıyorsa geçmiş olsun.Ben ne desem fayda.Yani diyeceğim odur ki!Bir sürü albüm yaptı, bir sürü klip çekti.Bir sürü bir sürü iş yaptı ama eğer bunu kendinde halledememişse, bu “Ego”yu yönetemiyorsa bir arpa boyu yol alamamıştır demektir.Kusura da bakmasın.  ***  Instagram’da gördüm Davetlerde, ya da sokakta, yolda karşılaşmalarda insanların birbirine söylediği bir laf vardı hani:1- Ne kadar zayıflamışın.2- Yüzüne ne yaptın ne güzel gözüküyorsun.Son yıllarda insanlar birbirine direk “Nasılsın, iyi misin?” demeden bu iki cümleyi sarf ediyordu. Şimdi artık değişti.İnsanlar birbirini görür görmez:“Instagram”dan görüyorum, takip ediyorum” diyor.Daha anında “Nasılsın, iyi misin?” demeden.Ne Instagram'mış kardeşim. Mahvetti tüm kuralı, insanların bildiği, ettiği gerçekleri. Pes.Dostlar birbirini aramaz oldu.Neden?Çünkü herkes birbirini “Instagram”dan takip ediyor da ondan.  ***  GQ ödül törenleri Benim yıl içinde en sevdiğim, en bayıldığım ödül töreni GQ ödül törenleri oluyor.Çünkü bir kere hatır, gönül demeden ödül veriyor.Gerçekten hak edene.Bir kere bol keseden ödül dağıtılmıyor. Yani “yok o küsmesin, onun hatırı kalmasın” denmiyor.Bir kadın olmak üzere ödül alan herkes erkek. Yani şunu demek istiyorum bir tarzları var.Ödül verenler kadar ödül alanlarda çok önemli isimler oluyor.Genel Yayın Yönetmeni Özge Sarıkadılar bir kere çok bu ödül törenine bir sene önceden hazırlanıyor ki, bence hakkını da veriyor.Bu sene La Casa Del Papel’in Berlin’i Pedro Alonso da ödül alanlar arasındaydı.Pedro’nun hayranları çok. Ve ödül töreninin yarısı onu görmeye gitti bunu çok net biliyorum.Ama bence Pedro kadar, Aras Bulut İynemli gibi bizim kendi değerli oyuncularımız daha çok alkışı ve görülmeye hak ediyor. Çukur’un Yamaç’ı, Aras Bulut İynemli’de gecenin en şık ve en güzel konuşmasını yaptı bana göre.Ve geçen sene olduğu gibi bu sene de “Çukur’da bütün ödülleri silip süpürür şimdiden söyleyeyim.  

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp