Top
Ayşe Özek Karasu

Ayşe Özek Karasu

akarasu@htgazete.com.tr

16/01/2019

Dünya Bankası’na kadın başkan zamanı – ama Ivanka değil

Dünya Bankası başkanlığı sürpriz bir şekilde 1 Şubat’ta boşalıyor. Bir iddiaya göre yeni başkan adayları arasında Ivanka Trump da vardı ama Beyaz Saray yalanladı. “Yoksul ülkelere kalkınma yardımıyla yükümlü bir kurumun başına, bütün ekonomik deneyimi parmak arası terlik satmaktan ibaret bir kadın aday gösterilebilir mi?” diyenler rahatladı. Aslında Dünya Bankası’nın ufkunda, 2030’a kadar yoksulluğu dünya yüzeyinden silme hedefiyle de uyumlu makro donanımlı kadın adaylar var. Ancak bir yandan da, Trump’ın, kendisi gibi Dünya Bankası’nın kredi politikalarına ters birini aday gösterebileceği endişesi de var. Kısacası yeni bir cenk alanı açılıyor.

Financial Times’ın iddiası çok ses getirdi ama çok da gülünç bulundu. Gazeteye göre, 1 Şubat’ta Dünya Bankası başkanlığını bırakacağını açıklayan Jim Yong Kim’in yerine düşünülen adaylar arasında Trump’ın kızı ve danışmanı Ivanka Trump da vardı. ABD’nin eski BM temsilcisi Nikki Haley ve Amerikan Hazine Bakanlığı’nın uluslararası işlerden sorumlu müsteşarı David Malpass’ın yanı sıra… Trump daha önce kızını BM temsilcisi olarak düşündüğü, G-20 liderler zirvesine bile götürüp göç tartışmasında dünya liderleri arasına kattığı ve Rex Tillerson'ı kovduktan sonra kısa süre fiili dışişleri bakanlığı da yaptırdığı için, haber pek kuşku uyandırmadı.

Ancak dünya medyasında ışık hızıyla yayılıp, sosyal medyada mizah konusu olan haberi Beyaz Saray yalanladı. Neyse ki, Ivanka başkan adayı değildi, sadece aday belirleme sürecine yardımcı oluyordu. Hazine Bakanı Steve Mnuchin kendisinden ricada bulunmuştu. Çünkü Ivanka, son iki yıldır kadın girişimcilere kredi desteği konusunda Dünya Bankası’yla yakın çalışma yürütmüştü.

Ivanka Trump, kadın girişimcilere kredi desteği programında Dünya Bankası Başkanı Jim Yong Kim'le birlikte çalıştı.

Aslında Michael Wolff’un “Ateş ve Öfke: Trump Beyaz Sarayı’nın İçyüzü” kitabına bakarsanız Ivanka’nın menzilinde ABD başkanlığı var. Hatta kocası Jared Kushner’le, önce Ivanka’nın aday olması konusunda ardışık başkanlık için ciddi ciddi anlaşma yaptıklarını da ileri sürüyor Wolff.

TRUMP KİMİ SEÇECEK?

ABD, Dünya Bankası’nın en büyük hissedarı olsa da Trump’ın bankanın tepesine kendi adayını paraşütle indirme yetkisi yok. Ancak bugüne kadar hep ABD başkanlarının adayı olan kişiler seçildi. Örneğin özel sektöre geçmek üzere, görev süresinin bitmesine 3 yıl kala koltuğu bırakan Jim Yong Kim, Obama’nın adayıydı. Ancak son söz, 189 ülkenin üye olduğu kurumun İcra Direktörleri Kurulu’nda. Ve artık Amerikalı başkan geleneğinin yıkılması, o koltuğa gelişmekte olan piyasalardan bir temsilcinin oturması gerektiği konusunda sesler de yükseliyor. Aynı durum Uluslararası Para Fonu IMF’ye Avrupalı direktör geleneği için de geçerli.

Malum, İkinci Dünya Savaşı sona ererken yeni ekonomik düzenin temel taşları olarak kurulan IMF ve Dünya Bankası, Atlantik’in iki yakası arasında yazılı olmayan bir centilmenlik anlaşmasıyla yönetiliyor. IMF’ye Avrupalı, Dünya Bankası’na Amerikalı başkanla.  Fakat şimdi “Önce Amerika” gündemiyle,  uluslararası diyalog ve global işbirliğine tepeden bakan bir başkan var. Özellikle de Çin söz konusu olduğunda. Gümrük tarifeleri nedeniyle Dünya Ticaret Örgütü için “felâket” diyen Trump, Dünya Bankası’nın Çin ve diğer orta gelirli ülkelere kredi sağlanmasına karşı çıkıyor. Geçen yıl Dünya Bankası 13 milyar dolarlık sermaye artırımına giderken de Trump Yönetimi itirazını son dakikada geri çekmişti.

Financial Times’ın Ivanka bakımından yalanlanan haberinde muhtemel aday olarak adı geçen Hazine Müsteşarı David Malpass “Çin’in global finans piyasalarına erişimi varken, Dünya Bankası neden bu ülkeye bu kadar çok para veriyor” diye sorguluyor. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton ise Dünya Bankası’nın özelleştirilmesini savunuyor. Trump’ın alacağı karar, bankanın sermayesini nasıl yönlendireceğini de belirleyecek. Dünya Bankası’nın 30 Haziran’da ona erecek mali yıl için kalkınmakta olan ülkelerle özel sektör yatırım projelerine yönelik taahhüdü 66 milyar dolar düzeyinde.

Obama Yönetimi’nin Hazine yetkililerinden Scott Morris, “Diğer ülkelerin direnciyle karşılaşacağı için, kuruma açıkça muhalif birini aday gösteremeyecektir” diyor Trump için.

EKONOMİ KADINLARLA BÜYÜR

İcra Direktörleri Kurulu adaylık sürecinin 14 Mart’ta sonuçlanacağını açıklarken, adayda aranan özellikleri de sıraladı: Sürdürülebilir kalkınma için taahhütlere ve uluslararası işbirliğine tam bağlılık, liderlik vasfını tescilleyen bir özgeçmiş, uluslararası faaliyet gösteren büyük organizasyonlarda yöneticilik deneyimi, etkili diplomatik iletişim becerisi, pozisyonun sorumlulukları gereği tarafsız ve objektif olmak… Üye ülkelerden bu nitelikleri taşıyan üç aday belirlenip mülakatlar yapılacak ve yeni başkan 2019 bahar toplantılarında seçilecek.

Kim’in başkanlığı döneminde Dünya Bankası iki önemli hedef koydu: Yoksulluğu 2030’a kadar sona erdirmek ve kalkınmakta olan ülkeler nüfusunun tabandaki yüzde 40’ına odaklanarak refahı yaymak. Kalkınma için de iklim değişikliğine uyumlu altyapı, salgın hastalıklarla mücadele ve milyonlarca mülteciye yardım gibi yeni bir pencere açıldı. Yani Trump yönetiminin vizyonuyla bağdaşmayan bir pencere.

IMF Başkanı Lagarde ve Dünya Bankası Başkanı Kim, kadının statüsü konusunda aynı görüşü paylaşıyor.

Yoksullukla mücadele kadın işgücü ve statüsünü yükseltmeyi de içerdiği için bu ortamda “Neden IMF’de olduğu gibi Dünya Bankası’nın başında da bir kadın olmasın” görüşü ortaya çıkıyor. Kadının statüsüyle ekonomik kalkınma arasındaki yakın ilişki artık yadsınamayacak bir gerçeklik. McKinsey Enstitüsü raporuna göre gelişmiş ve kalkınmakta olan ülkelerde istihdamdaki cinsiyet uçurumunun eşit ücret ve eşit çalışma saatleriyle kapatılması global yurtiçi hasılaya 12 trilyon dolarlık katkı getirebilir. IMF Başkanı Christine Lagarde da blog yazısında cinsiyet eşitliğinin ekonomik büyümeye katkısının sanıldığından daha fazla olduğunu, işgücündeki dengesizliğin verimliliği düşürdüğünü belirtiyordu. IMF araştırmasına göre kadın istihdamının önüne engel konulması, ekonomiye daha pahalıya mal oluyordu.

İKİ KADIN ADAY ÖNE ÇIKIYOR

İşte bu gerçeklerden hareketle Fortune’daki yazıda, 74 yıllık tarihinde tek kadın başkan görmeyen Dünya Bankası’nı yönetebilecek nitelikte, hem de kurum bünyesinden kadın adaylar sıralanıyor. Bu kadınlardan biri, 1 Şubat’ta geçici başkanlık görevini üstlenecek olan Dünya Bankası CEO’su Kristalina Georgieva. Kim’in Kore kökenli Amerikalı olmasına karşın Georgieva, Bulgaristan vatandaşı.

Dünya Bankası CEO'su Kristalina Georgieva, 1 Şubat'ta geçici başkan oluyor.

IMF tarihinin ilk kadın başkanı olan Christine Lagarde aynı zamanda Fransa Maliye Bakanı olarak G-7 ekonomileri içindeki ilk kadın bakandı. Harvard mezunu Georgieva da Dünya Bankası kalkınma ve çevre programlarında çalıştıktan sonra Avrupa Komisyonu'nun uluslararası işbirliği ve insani yardımdan sorumlu üyesi olarak görev aldı; bütçe ve insan kaynaklarından sorumlu başkan yardımcılığı görevinde bulundu.

Nijeryalı Ngozi Okonjo-Iweala, 2012'de Dünya Bankası başkanlığına aday olmuştu.

Bir diğer aday, Nijerya’nın eski Maliye Bakanı ve Dünya Bankası direktörlerinden Ngozi Okonjo-Iweala. 2012’deki seçimde, Amerikalı başkan adayına karşı yarışan ilk kişi olmuştu. Eski Kolombiya Maliye Bakanı Jose Antonio Ocampo da yarışa girmiş, ancak Nijeryalı lehine çekilmişti. Okonjo-Iwela’nın bu kez seçilmesi, Dünya Bankası’nın en fazla hizmet götürdüğü, yarıkürenin güneyinden bir başkanla köhnemiş gelenekleri yıkan bir hamle olabilir. 2012’deki seçimde de Amerikalı başkan geleneğinin daha ne kadar süreceği tartışılmış, Jim Yong Kim, beyaz olmayan ilk başkan seçilmişti. Şimdi ise iki bariyer birden sorgulanıyor; hem vatandaşlık hem cinsiyet bakımından.

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp